Tam da yeri gelmişken; bilim, bilimsellik üzerine!

Öne Çıkanlar Toplum

Olağan dışı Corona günlerinde bu yazının tam da zamanıdır!

Bilim sözcüğü, adının içinde olan ve eski formuyla yıllardır okuyucusu oluğum, beni de bilimselleştiren sonra değişik zamanlarda yazılarımla buradan seslenme olanağı veren HBT Dergisi yuvamıza sonsuz ve minnet dolu teşekkürlerimle başlamak istiyorum.

Hemen her sayısında bilime ve insan yaşamına önem veren bu platformun bitmez tükenmez bir var oluş nedeni daha var. Evrim ve kanıtları? Halen, gerekiyormuş gibi evrim savunmaktayız bu günde de.


Kısaca hatırlatırsak evrime inanılmaz! Evrim kendini güncelleyen, kanıta dayalı bulgularını paylaşan bir bilimsel multidisiplindir ve ancak öğrenilebilir. Evrimsel süreçlerin sonucu bugün geldiğimiz son nokta, insan denilen, arızaları olsa da şu günlerde her şeyi sorgulayan ve araştıran canlıların en donanımlısıdır.

Bir akademisyen büyüğümün sorusunu burada paylaşarak ilerlemeliyim. Bana, “tıpta uzmanlık ya da sadece tıp staj öğrencileri soruyor bazen, Evrimin kanıtları en kısa ve kesin nedir?” demişti.

Ben de ona;

- Hocam, “viral ya da bakteriyel mutasyonu ya da antibiyotik direncini söylersiniz” demiştim.

Bununda bazen yetmediği başka kanıtlar istendiğini söyleyince de umutsuzluk ile dolmuştum.

Nedeni de, liselerinin en iyi eğitimini alan ve sınavda en üst sıralarla tercih yapan bu fen bilimleri öğrencilerimize KANIT sunmamız gerekmesiydi. İyi bir eğitimle biyoloji bilgisi alarak gelmesi gereken,  gelecek paydaşlarımızın insanın yapısına ve hastalıklarına girerken aklı karışıyordu. Yani biyoloji eğitimimiz Evrim konusunda yetersiz ve tutarsızdı. Bu duruma son verilmesi için yapıcı bir yaklaşımla şimdiki eğitim bakanımıza bu dergi kanalıyla, açık mektup yazarak lise ders içerikleri ile ilgili açıkları bildirdim. Ama ne yanıt, ne geri bildirim, ne de düzeltme almadım.

Şimdi tam zamanı derken, aşısın geliştirilmesi güç! tedavisi kesin olamayan, dünyayı esir alan ölümcül nano küçüklükteki bir varlık nedeniyle bir sürü büyük akıllı son model canlı evine hapsoldu. Sanki dünya bir ara verdi……

İnsanı insan yapan değerlerin başında aklı ve duygusu gelir derken bu günlerde ikisi de allak bullak oldu. Nedense herkes son günlerde BİLİM KURULUNDAN gelecek açıklamalar doğrultusunda yaşamını yönlendirme çabasında!

Devletlerin büyük liderleri/yöneticileri kabuklarına çekildi.

Yaşamları yönlendiren, her şeyin temeli denilen ekonomi durdu/tatilde!

İlim sahibi ve destekli/desteksiz fetva veren toplumda etkin gücü olan din önderleri dinlenip beklemede.

Kerameti kendinden menkul, gıda takviyesi satan/öneren ya da kitabını pazarlayan popüler şifacı/sağlıkçı ya da sağlık dışından olup sağlık konusunda da ahkâm kesen, bilimsel (gibi) konuşan kişiler evlerine döndü. Kısacası sağlıklı yaşam, diyet ve çorba sohbetleri ara verdi ya da sona erdi şu günlerde.

GERÇEK kibirden ve şöhret tutkusundan arınmış, bilim insanları çağırıldı ve ortaya çıktı.

Tüm dünya ve dolayısıyla ülkemizde BİLİM göreve geldi. Açıklamalar bu genel kurallar, istatistiksel veriler, tedavi seçenekleri, genel durum ve sonuçlar BİLİMSEL olarak verilmekte.

Bilim kurulu ve ilgililer sorumluluk alarak elini taşın altına koydu. Yönetimlere yön vermeye başladı. Sağlık bakanlığı yönetsel ve ilgili kurumlar, çok şikâyet edilen üniversiteler, hastaneler pandemi eylem planlarını oluşturdu. Olası senaryolar için iş ve insan gücü konusunda çalışmalar yaparak hazırlıkları en güncel ve veri tabanlı şekilde deneyimlerden de faydalanarak yapmaya çalışıyorlar. Bunların hepsi son zamanlarda dövüp, sövüp, öldürüp, aşağılayıp ötekileştirdiğimiz sağlık ordusunun bireyleri. Toplum sağlığı için gerçek cephedeler. Bir hemşirenin eğitimi ve çalışma koşulları, doktorun ve uzman doktorların ya da isminin önünde akademik derece olan bir bilim insanının kaç yıl bu işle uğraşarak gelip konuştuğu insanımız tarafından unutulmuştu.

Eğitimin önemini, sonuç almak için en zor ve beklentili sürecin bilime yatırım olduğunu hepimiz kabul ettik sanıyorum. Ek olarak da yaşanan günler hepimize bilimsel çalışmaların inanç temelli olmadığını merakla kendisini, yenileyip/yineleyerek ilerlediğini öğretti.

Tam da zamanıdır; Sağlık çalışanlarının bu amansız savaştaki yerlerine saygıyla bilime olan inancı pekiştirmenin.

Tam da zamanıdır; Bilime ve sorgulayan akıl temelli EVRENSEL ve EVRİMSEL eğitime destek vermenin.

Tam da zamanıdır; İnanç algısıyla fırsatçılık yapmak yerine büyük Atatürk’ün bu derginin ikinci sayfasında her hafta yer alan sözüne bir kez daha saygı duymanın.

“MANEVİ MİRASIM AKIL VE BİLİMDİR” K. Atatürk

Prof. Dr. Güven ERBİL, D.E.Ü. Tıp Fak. Hist&Embr A.D., [email protected]


*Bu yazı HBT Dergi'nin 211. sayısında yayınlanmıştır.