Yalnızlık beyne zarar

Öne Çıkanlar Sağlık Toplum
Yalnızlık beyne zarar

ABD Nörobilim Cemiyeti'nin (Society for Neuroscience) yıllık toplantısında çalışmalarının sonuçlarını sunan bilim insanları, bir ay boyunca yalnız bırakılan farelerin beyinlerinin bazı bölümlerinde sinir hücrelerinin küçülme de dahil bir dizi değişim gözlemlendiğini bildirdi. 

Benzer hasarların yalnız yaşayan insanların da beyninde oluşup oluşmadığı bilinmiyor ancak bu tip bir değişim insan beyninde de gerçekleşiyorsa, söz konusu araştırmanın sonuçları, zamanının çoğunu yalnız geçiren insanların sağlığıyla ilgili çıkarımlar yapmamızı sağlayacak nitelikte. 

Nörobiyolog Huda Akil (Michigan Üniversitesi, ABD), yeni sonuçların yakın tarihli diğer beyin çalışmaları ile birlikte sosyal türler için izolasyonun zarar verici olduğunu açık bir şekilde gösterdiğini söylüyor. Akil, yalnız kalmanın beynin temel yapısını değiştirdiğiyle ilgili hiçbir şüphenin olmadığını belirtiyor.


Nörobiyolog Richard Smeyne (Thomas Jefferson Üniversitesi, ABD) ve meslektaşları, söz konusu çalışmada içi oyuncaklarla, labirentlerle ve tırmanacak nesnelerle dolu geniş alanlarda fare nesilleri yetiştirdiler. Hayvanların bir kısmı erişkinliğe ulaştığında topluluktan alındı ve bir ayakkabı kutusu boyutundaki kafeslerin içine ayrı ayrı yerleştirildi.

Çalışmada, topluluk haline yaşamdan soyutlanmaya ani geçişin beyinde belli değişiklere yol açtığı tespit edildi. Sinir hücrelerinin ortalama boyutu, bir aylık izolasyondan sonra yaklaşık yüzde 20 oranında küçüldü. Fareler izolasyonda kalmaya devam ettikçe bu küçülme oranı üç ay boyunca sabit kaldı.

Bir ay süren tecrit sonrasında, farelerin nöronlarında ileti alan dendritler üzerinde nöral bağlantılardan sorumlu yapılar olan dendritik dallarda bir artış olduğu araştırmacılar tarafından şaşkınlıkla gözlemlendi. Dendritik dallarda artış, genellikle olumlu bir gelişmeye işaret eden bir değişikliktir. Smeyne, bu durumu, “sanki beyin kendini kurtarmaya çalışıyormuş gibiydi” sözleriyle ifade ediyor.

Fakat üç ay sonra, dendritik dalların yoğunluğu başlangıç seviyelerine geriledi ve bu, sürekli izolasyonla karşı karşıya kalındığında beynin kendini kurtaramadığının bir işareti olabilir. Smeyne, beyin kendisini kurtarmaya çalıştığı ancak başarılı olamadığını ve sonucunda beyin yapısındaki değişimlerin görüldüğünü belirtiyor.

Araştırmacılar, nöronların gelişmesini sağlayan BDNF adı verilen bir proteindeki azalma gibi başka semptomları da ortaya çıkardılar. Stres hormonu kortizol düzeylerinde de değişiklikler gözlemlendi. Gruplar halinde yaşayan farelerle karşılaştırıldığında, izole edilen farelerin nöronlarında daha fazla hasarlı DNA olduğu tespit edildi.

Araştırmacılar, beynin bilgi edinmede rol alan bir bölümü olan duyu korteksi ve hareketlerin kontrol edilmesinde yardımcı olan motor korteksi nöronları üzerinde de çalıştılar. Smeyne, benzer etkilerin beynin diğer bölgelerinde gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinin, şu an için bilinmediğini ifade ediyor. 

Ayrıca, sinirsel değişikliklerin farelerin davranışlarıyla nasıl bir ilişki içinde olduğu da bilinmiyor. İnsanlarda uzun süreli izolasyon; depresyon, kaygı, psikoz ve beyin gücünde değişikliğe yol açabilir. İzole edilmiş insanlarda akıl yürütme, hatırlama ve yön bulma konusunda problemler ortaya çıkar.

Nöron küçülmesinin düşünme becerileri ve davranışlara olan etkilerini ortaya çıkarmayı amaçlayan daha uzun vadeli araştırmalar üzerinde çalışan Smeyne ve meslektaşları, bu kapsamda, beyin değişikliklerinin tersine dönüp dönmeyeceğini görmek için, izole edilmiş fareleri kendi gruplarına geri döndürmeyi de planlıyorlar. Nörobiyolog Akil, bu tür çalışmaların, geri dönüşü olmayan bir değişimin yaşandığı noktaya ne zaman gelindiğine dair bilgi sağlayarak önemli bir konuyu ele aldığı ifade ediyor.

Kaynak