Dil öğrenme yaş aralığı sanılandan daha uzun

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Dil öğrenme yaş aralığı sanılandan daha uzun

MIT’den psikolog Joshua Hartshorne ve meslektaşları, yeni bir dilin kurallarını ve yapısını öğrenebilme sürecinin 17-18 yaşlarına kadar sürdüğünü belirtiyor. Daha önce yapılan araştırmalar, bir dilin gramer kurallarını öğrenme yetisinin çok erken yıllarda geliştiğini, 5 yaşında ise sona erdiğini gösteriyordu. Ancak bu doğru olsaydı, başka bir ülkeye taşınıp o ülkenin dilini öğrenmeye çalışan çocuklar akıcı bir dille konuşmayı başaramazlardı.

17 yaşından sonra akıcılık düşüşte

Ancak Hartshorne ve ekibinin 2 Mayıs’ta Cognition sitesinde yayınladığı araştırma sonuçlarına göre bu doğru değil. Araştırmacılar, 10-12 yaşları arasında İngilizce konuşulan bir ülkeye taşınan ve İngilizce öğrenmeye başlayan çocukların, doğuştan itibaren hem İngilizce hem de başka bir dil konuşan çocuklarla aynı seviyeye gelecek şekilde dillerini geliştirebildiklerini gördü. Ancak iki grupta da yalnızca İngilizce konuşanlarda görülen dilbilgisi akıcılığı bir miktar eksikti. 10-12 yaşlarından sonra İngilizce’ye yeni başlayanların, doğuştan başlayanlara kıyasla dilbilgisi akıcılığında daha geri olduğu, bunun sebebinin ise 17 yaşlarındayken dilbilgisi öğrenme yetilerinin düşüşe geçmesi ve aynı seviyeye erişecek zamanlarının kalmaması olduğu belirtildi.


Ayrıca, her ne kadar insanlar hayatlarının ilk 10 ya da 20 yılında daha fazla şey öğreniyor olsa da, İngilizce’yi anadili ya da ikinci dili olarak konuşan insanların 30 yaşına kadar da az da olsa öğrenmeyi sürdürdüğü gözlemlendi.

Araştırmanın başlarında, dilbilgisini öğrenmenin zaman çizelgesini ortaya çıkarmak için az sayıda —araştırma başına 250 kadar— tek dilli ve çift dilli katılımcı bulundu. On binlerce katılımcıya ulaşabilmek için Hartshorne, Facebook üzerinden arkadaşları ile bağlantı kurdu ve internet üzerinden bir İngilizce dilbilgisi testi yapmalarını istedi. Bu test, katılımcının verdiği cevaplara göre anadilini ya da İngilizce lehçesini ölçüyordu. Gönüllüler testi tamamladıktan sonra nerede yaşadıkları, doğuştan itibaren kaç dil konuştukları, İngilizce’yi öğrenmeye kaç yaşında başladıkları ve İngilizce konuşulan bir ülkede kaç yıl geçirdikleri konularında bir anket doldurdular. Hartshorne’un umduğu gibi test Facebook ve diğer sosyal medya siteleri üzerinden yayılarak İngilizce ana dili olan ve olmayan 669.498 kişiye ulaştı. Amaç, İngilizce konuşma tecrübeleri farklı olan kişilerin dilbilgisi öğrenme yetilerinin kaç yaşlarında zirveye ulaştığına odaklanmıştı.

Dil öğrenimi üzerine çalışan araştırmacılar bu yeni araştırmayı kafa karıştırıcı buluyor. San Diego’daki Kaliforniya Üniversitesi’nden psikolinguist David Barner, bu verilerin güçlü olmakla birlikte kesinlik içermediğini söylüyor. Örneğin Hartshorne’un ekibi dil yetilerinin tek bir zaman çizelgesinde geliştiğini söyleyemiyor. Doğru kelime sıralaması ya da birbiriyle uyumlu kullanılabilen nesneler ya da fiiller gibi dilbilgisinin farklı unsurları farklı hızlarda öğreniliyor olabilir.

İki dilli çocuklar

Washington’daki Georgetown Üniversitesi’nden psikolinguist Elissa Newport da araştırmanın 7 yaşından küçük çocukları test etmediğini, bu nedenle İngilizce öğrenmenin gerçekte ne kadar sürdüğünü yeterli derecede ölçemediğini söylüyor. Newport kendi araştırması da dahil birçok araştırmaya göre anadili öğrenmenin 7 yaşına kadar sürdüğünü, ikinci dili öğrenmenin ise 5 yaşlarında başlayanlar için daha uzun sürebildiğini belirtiyor.

Austin’deki Teksas Üniversitesi’nden dilbilimci David Birdsong ise aynı anda iki dil konuşarak büyüyen çocukların dilbilgisi algılama yetilerinde henüz çözülememiş bazı sorunlar içerdiğini ileri sürüyor.

Yapılan yeni araştırmada doğuştan iki dilli olan kişilerin, yalnızca İngilizce konuşan kişilerde görülen dilbilgisi seviyesine erişemediği gözlendi. Birdsong’a göre bu da iki dilli kişilerin bir dili konuşurken diğeriyle ilgili bilgileri kafalarından tamamen silemedikIerini gösteriyor. Tek bir kişinin iki farklı dili konuşması, dillerin birbiriyle etkileşim içinde olmasına bağlı olarak bu iki dille ilgili öğrenebileceklerine sınır getirebiliyor. Ancak bu, iki dili de akıcı olarak konuşmalarına engel değil.

Sevda Deniz Karali

Kaynak