Bilim ne diyor: Soru ve yanıtlarla koronavirüs

Koronavirus Öne Çıkanlar

SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu COVID-19 vakalarının ülkemizde de baş gösterdi. Etrafta dolaşan kulaktan dolma bilgilerin çoğunun bilimsel dayanaktan yoksun olması, insanların gerekli önlemleri almak yerine paniğe kapılmalarına ve salgının daha da yayılmasına yol açıyor. Bilen bilmeyen konuşuyor, ama bakalım bilim ne diyor…

Soru: Koronavirüs salgınının pandemi olarak ilan edilmesi ne anlama geliyor? Neler değişebilir?

Pandemi, uluslararası yayılma gösteren, insandan insana bulaşıcılığı yüksek salgın hastalık anlamına geliyor.


COVID-19 hastalığının birkaç ay içinde 120’ye yakın ülkeye yayılması üzerine DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus 11 Mart tarihinde koronavirüsü pandemi olarak açıkladı. Ghebreyesus bu açıklamanın sadece durumun yeniden adlandırılması olduğunu, ne Dünya Sağlık Örgütünün aldığı önlemlerde, ne de ülkelerin aldığı önlemlerde, ne de durumun şiddetinin değerlendirilmesi konusunda bir değişiklik olmayacağını işaret etti.

Soru: Bugüne dek pandemi olarak açıklanan salgınlara son örnekler?

2009-H1N1 salgını

1981-HIV

1918- İspanyol Gribi

1870-Çiçek hastalığı

Soru: İtalya’da koronovirüse bağlı ölümler niçin yüksek?

İtalya, yaklaşık 10.000 vakada 650 ölümle COVID-19’a bağlı ölümlerde Çin’den sonra ikinci sırada.  Bu ülkede ölü sayısı niçin bu kadar yüksek?

İtalya’da COVID-19’den ölüm oranı %5 dolaylarında seyrediyor. Oysa Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bu oranın dünya ortalaması %3.4.

Bu oranın yüksek seyretmesinin nedenleri uzmanlara göre şöyle:

-Ülke popülasyonunun yaş dağılımı. New York Times’a göre İtalya, Avrupa’nın en yaşlı nüfusuna sahip; insanların %23’ü 65 yaşının üzerinde; ülkenin yaş ortalaması ise 47.3. Bu sayı ABD’de 38.3. COVID-19’un özellikle 80’li ve 90’lı yaşlardaki hastalarda ölümcül olması ölü sayısını artıran en önemli faktör.

-Altta yatan sağlık sorunları: Michigan Üniversitesi’nden epidemiyoloji profesörü Aubree Gordon, insanların yaşlandıkça kanser veya diyabet gibi bağışıklık sistemini zayıflatan sağlık sorunlarına maruz kaldığını ve bu sorunların da koronavirüsün olumsuz etkilerini ölümcül seviyeye çıkarttığını söylüyor.

-Tıbbı bakıma ihtiyaç duyanların sayısının sağlık sistemini zorlaması: Belirli bir bölgede tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyanların sayısının çok yüksek olması, o noktadaki sağlık sisteminin kapasitesini aşabiliyor. Örneğin Çin’de Wuhan’da mortalite oranı %5.8’e ulaşırken, ülkenin geri kalanında bu oran %0.7 civarındaydı.

-Hafif seyreden vakalar yakalanamadığı için oranlar yüksek çıkıyor: İtalya büyük bir olasılıkla COVID-19’un hafif seyreden vakalarını zamanında yakalayamamış olabilir. Daha fazla insan test edildikçe hafif vakalar erken evrede tespit edilerek mortalite oranı düşürülebilir. Ancak test edilen potansiyel hasta sayısının daha da artması gerekiyor.

Soru:  Koronavirüs salgını nasıl bitebilir?

Daha önceki salgınlarda olduğu gibi COVID-19 salgını da zaman içinde sona erecek. Nasıl mı?

SARS-CoV-2 virüsünün Çin, Wuhan’da canlı hayvan pazarında ortaya çıkmasının üzerinden henüz birkaç ay geçti. Virüs bu kadar kısa sürede sınırları atlayarak dünyada 120 ülkede 100.000’in üzerinde insana bulaştı; 5.000’e yakın kişi yaşamını yitirdi. Peki bu hikaye nasıl sonuçlanacak?

Uzmanlar hastalığın yeterli miktarda kişinin bağışıklık kazanmasıyla inişe geçeceğini söylüyor. Bağışıklık ya aşı yoluyla, ya da enfeksiyon yoluyla kazanılabilir. Bir diğer olasılık da virüsün yayılmaya devam etmesi ve zaman içinde yaygın bir solunum yolları virüsü haline dönüşmesi.

Ne var ki sağlık görevlilerinin, “Bakalım virüs nasıl davranacak? Bekleyip görelim” demek gibi bir lüksleri yoktur. Bilim insanları dünyanın dört bir yanında aşı geliştirmek için canla başla çabalıyor. Aşının klinik aşamaya gelmesi çok uzun sürer ve klinik aşamada da güvenilir bir sonuç elde etmek için sayısız denek üzerinde çalışmak gerekir. Yine de uzmanlar aşının 18 ile 24 aylık bir süre içerisinde piyasaya çıkacağını öne sürüyor.

Soru: Eski salgınlar nasıl sonlandı? 

Pandemiler, virüsün enfekte edecek kurban bulamaması durumunda biter. Örneğin 1918 İspanyol gribi dünyada tam 500 milyon kişiyi enfekte etmişti. Bunların çoğu askerdi ve I. Dünya Savaşı’nda birbirlerine yakın cephelerde çarpışıyorlardı. Savaş sona erip insanlar dağılınca salgınhız kesti. Ama gribin son bulmasının nedeni, hayatta kalanların bağışıklık kazanmış olması ve virüsün ilk baştaki kadar rahat insandan insana sıçrayamamasıydı.

Virüs bir insanla temasa geçtiğinde o insanı enfekte edemiyorsa bulaşı zinciri kopar.

2002’de Çin’de hayvanlardan insanlara sıçrayan SARS virüsü 26 ülkeye yayıldı. Kanada’ya sıçradığında hastalığın tüm Kuzey Amerika’ya yayılacağından kaygı duyuluyordu. Ne var ki salgın, hızı azalarak sona erdi. Bunun nedenlerinden biri, kısmen iyi bir kamu sağlığı koruma politikasının uygulanması, kısmen de SARS’ın random olarak mutasyon geçirmesi idi. Bu şekilde hastalığın şiddeti arttı, fakat insanlara bulaşması zorlaştı.

Soru: Hastalığın kökünü kurutmak mümkün mü?

Dünya Sağlık Örgütü bir hastalığın tamamen yok edilmesinin çok zor olduğunu ve bu konuda nadiren başarılı olunduğunu söylüyor. Bunun olması için virüsün bir tek insanları rezervuar olarak kullanması gerekiyor. Koronavirüs insanlar için tamamen yok edilmiş olsa bile virüs hayvan rezervuarlarında doğal hallerinde yaşamaya devam ederlerse, bu rezervuarlar virüsü yeniden dolaşıma sokabilirler. New York Üniversitesi’nden epidemiyolog Joshua Epstein, mutasyon geçirerek varolan silahlardan kaçmayı başaran bir virüsün, tümüyle kökünü kazımanın neredeyse olanaksız olduğunu iddia ediyor.

Michigan Üniversitesi’nden epidemiyoloji profesörü Aubree Gordon ise virüsün iyice köşeye kıstırıldığı durumlarda bile mevsimsel grip olarak yine karşımıza dikileceğini söylüyor. İkinci kez karşımıza çıkan virüsün başlangıçtaki etkisini yitirmiş olabileceğine dikkat çeken Gordon, bunun nedeninin çok sayıda insanın bu virüse karşı bağışıklık geliştirmiş olması olduğunu öne sürüyor.

Soru: İnsanlar aynı virüs tarafından ikinci kez enfekte olabilir mi?

İnsanların aynı virüs tarafından bir kez daha enfekte olup olmayacakları kesin olarak bilinmiyor. Ancak böyle bir olasılık var, çünkü bağışıklığımız virüslere karşı zaman içinde zayıflayabiliyor.  Ancak bu her virüs için geçerli değil, örneğin insanlar kızamık aşısı olduğunda bir daha kızamık virüsü tarafından enfekte olmuyorlar.

Yeniden enfekte olmanın birinci nedeni zayıflayan bağışıklık olsa da virüsün mutasyon geçirerek bağışıklık sistemini yeniden istila edebilirler. Gordon’a göre koronavirüsün ciddi bir mutasyon geçirdiğine ilişkin herhangi kanıt yok.

Soru: Önceki grip virüslerinin de mutasyon hızı yüksek miydi?

Virüslerin nasıl davranacakları öngörülemiyor. Epstein bu konuda şöyle konuşuyor: “SARS’a yol açan virüs görece olarak düşük mutasyon hızına sahip olduğu için dünyada ikinci kez SARS salgını yaşanmadı. Oysa influenzanın mutasyon hızı çok yüksek olduğu için her yıl tekrarlar. Gelecek aylarda SARS-CoV-2’nin ciddi bir mutasyon geçirmesi durumunda bilim insanlarının şimdi piyasaya çıkartacakları aşı etkili olmaz.

Soru: Niçin belirli bir bölgeyi kapsayacak şekilde sınırlandırılamıyor?

Aubree Gordon, bu noktada salgının birkaç bölgenin dışına taşmayacak şekilde sınırlandırılmasının pek de olası olmayacağını söylüyor. Gordon, “Salgının yayılmasını önleme konusunda hala bir şansımız var ama bu şansımızı giderek yitirdiğimizi görüyorum” diyor. Karantina ve seyahat kısıtlaması, bu çabaların başında geliyor. Ne var ki bu doğrultuda pek çok önlem işe yaramıyor.” Gordon’a göre bunun nedenleri şöyle:

-SARS-CoV-2 virüsü çok kolay yayılıyor,

-Enfekte olan hastaların pek çoğu hastalığı hafif geçiriyor (dolayısıyla yakalanamıyor).

-Ayrıca kuluçka süresi de epey uzun. 14 günden 27 güne kadar uzayan kuluçka vakalarına rastlanıyor.

-Semptomların ortaya çıkmasından önce de hastanın virüsü yayıp yaymayacağı konusu hala belirsizliğini koruyor.

Soru: C vitamini koronavirüse karşı koruma sağlar mı?

Bilim insanları C vitaminin yeni koronavirüsle mücadelede çok da bir yararının olmayacağı kanısındalar.

Genel soğuk algınlığı vakalarında insanların, bağışıklık sistemlerini güçlendirmek için portakal suyundan ve C vitamini haplarından medet umması alışık olduğumuz bir davranış biçimidir. Ne var ki C vitaminin yaygın soğuk algınlığına karşı koruma sağladığına ilişkin bilimsel kanıt söz konusu değildir. Benzer şekilde bu vitaminin SARS-CoV-2’ye karşı bağışıklığı güçlendireceği yönünde kanıt hemen hemen hiç yok. Öte yandan aşırı tüketilmedikçe C vitamini desteklerinin yan etkisi bulunmaz.

Soru: Koronavirüs yüzeylerde ne kadar dayanıyor?

Koronavirüsün yüzeylerde ne kadar dayandığı sorusunun geniş kapsamlı araştırmalarla kanıtlanmış kesin yanıtı söz konusu değildir. medRxiv veritabanında yayınlanan son bir araştırmaya göre virüs, bakır yüzeyde 4 saat, kartonda 24 saat, plastik ve çelik yüzeylerde 2-3 gün dayanıyor. Ancak bu araştırma hakemli bir dergide yayımlanmadı henüz. MERS ve SARs gibi hastalıklara yol açan koronavirüsün yakın akrabaları olan virüsler üzerinde yapılan eski çalışmalar ise metal, cam veya plastik yüzeylerde virüsün 9 güne kadar dayandığını gösteriyor. Oysa yaygın grip virüsleri yüzeylerde en fazla 48 saat dayanıyor.

Bu virüsler basit ev dezenfektanları ile yok edilebiliyor. Tipik bir formül şöyle: %62-71 etanol, %0.5 hidrojen peroksit veya %0.1sodyum hipoklorit. Bu karışım birkaç dakika içinde hareketsiz hale getiriyor.

Derleyen: Reyhan Oksay