Türkiye’deki Covid-19 Ölümlerinin diğer bazı ülkelerle karşılaştırılmalı değerlendirilmesi

Makaleler Öne Çıkanlar
Türkiye’deki Covid-19 Ölümlerinin diğer bazı ülkelerle karşılaştırılmalı değerlendirilmesi

Prof. Dr. Erhan Eser, Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi, Halk Sağlığı AD

Toplumdaki sağlık sorunları ve hastalıkların sağlık sistemi tarafından nasıl yönetildiği ve hizmet yükü ve başarı göstergeleri olarak hastalanma ve ölümlerle ilgili göstergeler kullanılır. Ölüm göstergeleri temel olarak iki temel gruba ayrılır. Ölümlülük (mortalite) ve Öldürücülük (Fatalite). Bu iki ölüm göstergesini de bir orantı gibi düşünürsek her zaman "pay" kısmında ölüm sayısı olur. Değişen şey, paydaya ne koyduğumuzdur. Ölümlülükte (mortalite) paydaya "nüfus" konur, Öldürücülükte (Fatalite) ise paydaya "hastalığa yakalananlar " konur.

Son günlerde çeşitli ortamlarda gördüğümüz "Vaka Ölüm oranı" olarak söylenen gösterge aslında "Olgu Fatalite Hızı"dır. Genellikle Mortalite toplum sağlığında daha çok kullanılan bir göstergeyken fatalite daha çok klinik başarının izlenmesinde kullanılan bir epidemiyolojik göstergedir. Yani toplumdaki ölüm yükü mortalite ile ölçülürken klinikteki başarı fatalite ile ölçülür.


Ancak farklı toplumların verilerini karşılaştırırken her ikisi için de epidemiyologların özelikle çok dikkat ettikleri ve özenle izledikleri konu toplumların yaş dağılımıdır. Toplumun yaş dağılımı (ya da ne kadar genç ya da yaşlı oluşu) gerçek hastalanma ve ölüm rakamlarını saptırır, bizi rakamları yorumlarken yanıltır, sonuçlarda karışıklıklara yol açar. Bu karışıklığı ve olası hatayı önlemek için yapacağımız iki şey vardır. Ya rakamları verirken "yaşa özel olarak" verirsiniz, örneğin mortalite ya da fatalite hızlarını tüm toplum için vermek yerine yaş grupları için verirsiniz ve bu yaşa özel hızları karşılaştırırsınız, ya da karşılaştırılan toplumların "yaş dağılımı benzer olsaydı ölüm oranları nasıl olurdu?" sorusuna yanıt vermek üzere rakamları ona göre düzeltilmiş olarak verirsiniz.  İşte bu yazıda Türkiye Covid-19 ölümleri,diğer ülke ölümleri ile bu ikinci yöntem ile karşılaştırılarak gösterilmektedir.

Tablo 1 'de Almanya örneğinde, Yaşa göre "Standardize Ölüm Oranları"nın nasıl hesaplandığı gösterilmiştir. Basitçe beklenen ölüm sayıları gözlenen ölüm sayılarına bölünerek bir katsayı elde edilmektedir. Bu örnekte görüldüğü gibi toplumların yaşlı nüfus oranları bizi yanıltabilmektedir. Almanya'da 13 Nisan tarihinde gözlenen ölüm sayısı (2794) Türkiye'nin ölüm sayısı olan 1296'dan iki katı kadar daha yüksek olsa da -her iki ülkenin nüfuslarının neredeyse eşit (83 milyon) olduğu da düşünüldüğünde- yaşa göre düzeltmeyi yaptığımızda aslında Türkiye'de Covid nedeniyle saptanan ölüm sayıların Almanya'da bildirilen ölüm sayısından % 16 oranında daha fazla olduğunu görüyoruz. B

Bu da bize ülkelerin nüfus yaş grubu dağılımlarının, bizi ölüm ve hastalanma sıklıklarını yorumlarken önemli ölçüde yanıltabileceğinin bir göstergesidir. Nitekim Türkiye Covid-19 ölümlerinin benzer şekilde Güney Kore'den de 6.29 kat daha fazla olduğunu tablo 2'den izliyoruz.  Aynı tabloda, Türkiye'de gözlenen Covid-19 ölümlerinin örneğin İtalya'dan 8 kat, Hollanda'dan ise 4.5 kat daha düşük olduğunu da görüyoruz.

Çeşitli ülkelerle karşılaştırıldığında Türkiye'de Covid 19 nedeniyle bildirilen Yaşa Göre düzeltildiğinde beklenen ve gözlenen ölüm sayılarının oranı (Yaşa göre Standardize Ölüm Oranları) aşağıdaki Tablo 2'de sunulmuştur. Görüleceği gibi ölümlerin bazı ülkelerde Türkiye'de gözlenenden daha düşük olduğu, bazı ülkelerde ise daha yüksek olduğu izlenmektedir. Bu sonuçlar bize "biz herkesten daha iyiyiz” demek için  rakamların daha dikkatle yorumlanması gerektiğini gösteriyor olabilir.

3 önemli nokta

Ancak Tablo 2'deki sonuçları yorumlarken üç önemli noktayı mutlaka göz önünde tutmak gerekir:

1- Bunlardan birincisi ve en önemlisi, bu ülkelerdeki "vaka tanımının" nasıl yapıldığıdır. Türkiye DSÖ 'nün Mart ayında önerdiği uluslararası hastalık sınıflamasını (ICD)  hala kullanmamakta ısrar etmektedir. DSÖ'nün revize ettiği ICD kodlamasında (https://www.who.int/classifications/icd/covid19/en/ ) iki tanım vardır: "Kesin (PCR pozitif) olgu ya da Kuvvetli şüpheli (BT pozitif)  olgu. Bütün ülkelerdeki yaklaşımı henüz bilemesek de örneğin Birleşik Krallık (UK) vaka tanımında DSÖ kriterlerini uyguladığını söylemektedir. Yani Birleşik Krallık ölümleri hem test (PCR) pozitif kesin olguları hem de şüpheli olguları içermektedirYani tablo 2'de gördüğümüz Türkiye UK karşılaştırmasında bunu da dikkate almalıyız, çünkü Türkiye sadece PCR pozitif olgularını bildirmekte, şüpheli olgular istatistiklere yansımamaktadır. . Benzer bir yaklaşımı, salgının ilerleyen günlerinde Çün de uygulamıştır.

2- Bizi yanıltabilecek ikinci nokta ise burada yaptığımız ülkeler arası ölüm sayısı karşılaştırmalarını o güne kadar olan ölümler için yapmış olmamızdır. Salgının çeşitli ülkelerdeki başlayış ve ilk ölüm tarihi önemlidir. Yani ülke karşılaştırmaları ilk ölüm tarihinden sonraki aynı günlerde yapılmalıdır (Örneğin ilk ölümden sonraki 30'uncu günde vb.). Bu nedenle ilk ölüm tarihi diğer bütün ülkelerden çok daha geç olan (11 Mart) ve daha tepe (pik) noktasına ulaşmamış olan Türkiye'deki ölümlerin henüz daha beklenenden düşük olacağını tahmin etmek zor değildir.  Dolayısıyla bu karşılaştırmaların, veriler elde edilebilseydi,  karşılaştırılan iki ülkede de ilk ölümden sonraki aynı günler için yapılması daha uygun olurdu.

3- Sonuçları daha dikkatle değerlendirmemizi gerektiren son unsur da ülkelerdeki mortalite düzeyinin her zaman o ülke için iyi veya kötü olarak yorumlanmasındaki güçlüktür. Örneğin göreceli kapalı bir toplumda mortalitenin, ticari ve turizm hareketliliği yüksek olan toplumlardan daha yüksek vaka sayısı ve dolayısıyla ölüm olasılığına yol açması beklenir. İşte bu son kısıtlılığın önlenmesi ise yukarıda sözünü ettiğimiz, ülkelerin yaş grupları içinde "fatalite hızları”nın (Vaka Ölüm oranlarının) ortaya konması ile mümkün olacaktır. Nitekim Halk Sağlığı uzmanlarının yeni ürettikleri (ve sanırım çok yakında Halk Sağlığı Uzmanları Derneği web sitesinde https://korona.hasuder.org.tr/korona-postasi/  yayınlanacak olan) raporda, Türkiye’de 50+ yaş gruplarında, fatalite hızının  karşılaştırmaya alınan diğer ülkelerdekinden daha yüksek  olduğu da görülmektedir.

Tablo 1- 13 Nisan 2020 gününe dek Covid 19 nedeniyle bildirilen tüm (yığılımlı) ölüm verilerine göre, Almanya ile karşılaştırıldığında Türkiye'de bildirilen ölümler "Yaşa Göre düzeltildiğinde" beklenen ve gözlenen ölüm sayılarının oranı.

Yaş grubu Türkiye Almanya
Beklenen Ölüm sayısı Nüfus Gözlenen Ölüm sayısı Nüfus (yuvarlanmış) Mortalite (100 binde)
<60 yaş 158 71894504 134 59 594000 0.22
60-69 150 6277441 246 10292000 2.39
70-79 298 3325441 676 7553000 8.95
80-89 355 3325212 1279 4731000 27.03
90+ 67 1315140 358 996000 35.94
Toplam 1028 187703 2794


Tablo dip
notu: Türkiye'de bu tarihte Gözlenen Yılığımlı Covid nedeniyle bildirilmiş Ölüm sayısı= 1296 ;    Almanya'daki yaş dağımı Türkiye'de olsaydı (yaşa göre düzeltme) Türkiye'de beklenen Covid nedenli ölüm sayısı 1028 olacaktı. Standardize Ölüm Oranı= 1296 / 1028 = 1.26.

Tablo 2- Türkiye'de yaşa göre düzeltilmiş Covid19 nedeniyle bildirilen ölüm oranlarının diğer bazı ülkelerden bildirilen ölüm oranları ile karşılaştırılması (Standardize Ölüm Oranları)

Referans Ülke Yığılımlı Covid Ölümleri tarihi Türkiye'de Covid-19 nedenli Standardize Ölüm Oranı ve fazladan ölüm yüzdesi*
Almanya 13 Nisan 2020 +1.26 (% 26)
İtalya 13 Nisan 2020 -8.09 (% 709)
Güney Kore 15 Nisan 2020 +6.29 (% 529)
Çin /Wuhan) 15 Nisan 2020 -5.69 (% 469)
Avustralya 15 Nisan 2020 +29.80 (% 2880)
Hollanda 14 Nisan 2020 -4.47 (% 347)
Birleşik Krallık 14 Nisan 2020 -4.87 (% 387)

* Rakamın yanındaki (+) işareti Türkiye'deki FAZLADAN ölümleri, (-) işareti ise karşı ülkedeki fazladan ölümü  belirtmektedir.