Aşıda patent… Büyük oyunda ezber bozulabilecek mi?

Koronavirus Öne Çıkanlar
Aşıda patent… Büyük oyunda ezber bozulabilecek mi?

Koronavirüs vurup yıkıyor. Özellikle aşıya erişimi olmayan düşük ve orta gelirli ülkelerde durum vahim. ihtiyacı karşılamak için 8 milyardan fazla doz gerekiyor. Üstelik yıllar değil, aylar içinde. İlaç firmalarının patent haklarından geçici feragat etmeleri için oluşan baskıya ABD başta olmak üzere liderlerin de katılması önemli bir çıkış. Hatta ezber bozucu. Tabii karşı çıkılıyor. Peki mümkün mü? Ve 2. Soru: Olası bir bilgi ve teknoloji paylaşımında ve patent feragatında üretimi bu kadar dramatik ve hızlı bir şekilde büyütebilir miyiz?

Koronavirüs şu dönemde özellikle de yoksul ve gelişmekte olan ülkeleri kırıp geçirir, aşıya erişimdeki adaletsizlik tüm çıplaklığı ile gözler önüne serilirken ABD Başkanı Joe Biden’in zaten bir süredir dillendirilen “koronavirüs aşılarının formüllerinin açıklanıp patent haklarından geçici bir süre içi feragat edilmesi” önerisine destek açıklaması ezber bozucu bir çıkış oldu. İşin iyi tarafı Rusya, Çin ve kimi AB ülkelerinin de öneriye sıcak bakması ve tartışmaya açık olmalarını belirtmeleri oldu. Peki tüm bunlar ne anlama geliyor? İlaç devlerinin itirazları ne? Ne kadar doğru?

Covid-19 salgınını sona erdirmenin tek yolu dünya çapında yeterli sayıda insanı aşılamak. ‘Hepimiz güvende olana kadar kimse güvende değil’ karşı karşıya olduğumuz epidemiyolojik gerçekliği en iyi yansıtan slogan. İngiltere, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan derken sürekli yeni mutasyonlarla karşı karşıya kalıyoruz. Virüsün yayılmasını durdurmak için gereken rakam 10-15 milyar doz. Nisan ayı sonuna kadar dünya çapında üretilen miktar ise 1.2 milyar doz. Bu da gelişmekte olan ülkelerde yüz milyonlarca insanın 2023 yılına kadar aşılanamayacağını ortaya koyuyor.


Bugüne kadar dünyadaki aşıların yüzde 80’ninden fazlası yüksek gelirli ülkelerdeki insanlara; sadece binde 3’ü yoksul ülkelere gitti. Bu tam bir felaket ve buna çözüm getirecek bir küresel aşı erişim planı ne yazık ki hayata geçirilemedi şimdiye kadar.

İktidar ve tekelcilik

Sorun, iktidar ve tekel sorunu aslında. Uluslararası hukuk ve kendi hükümetleri tarafından korunan, üstelik fonlanan ilaç üreticisi şirketler pandemide bu tekel durumlarından şimdiye kadar taviz vermediler. İşin açıkçası faaliyet gösterdiklerin ülkelerin hükümetleri de bu konuda bir şey yapmadılar. Sistemin olduğu gibi sürmesi en kolay ve kendileri için en avantajlı çözümdü; bunu sürdürdüler.

Bu, küresel piyasaların kurallarının sadece eşitsiz değil aynı zaman da sömürücü olduğunun da göstergesi aynı zamanda. Zira aşı geliştirme çalışmaları daima kamu kaynakları ile fonlanan çalışmalardır. Yani halktan toplanan vergilerin bir kısmı bu çalışmaları yapan kurumlara aktarılır. Moderna’nin mRNA aşı çalışmaları tamamen Amerikan hükümeti tarafından fonlandı. Keza Pfizer-Biontech de Almanya’da kamu kaynaklarından beslendi.

Bunun sebebi kar odaklı sistemde aşılara yapılacak yatırımın tatmin edici bir getirisinin olmayışı. Bu yüzden ilaç şirketleri sürekli alınması gereken ve uzun yıllara dayanan kanser gibi pahalı ilaçları tercih ediyorlar. Örneğin 1970’lerde ABD’de aşı çalışmaları yürüten 20’yi aşkın şirket vardı, şimdi 4 tane sadece. Bu yüzden devletlerin sübvansiyonları önemli. Ve kapitalist sistemin geldiği noktada gerekli de..

Üniversite bedava verdi

Oxford-Astra Zeneca aşısındaki olay daha ilginç. Oxford Üniversitesi başka önemli açılım yapmış ve geliştirdiği koronavirüs aşısının haklarını, ücretsiz ya da çok düşük bedelle halka tedarik etmesi koşulu ile bir ilaç firmasına vermeye hazır olduğunu açıklamıştı. Bu da ezber bozucu bir ilk adımdı. Tıp teknolojisine erişimi yaygınlaştırmak için çalışan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Knowledge Ecology International’ın yöneticisi James Love, Oxford’un taahhüdü hakkında “Aslında bunu yapacaklarını düşündük” dedi. “İnsanlar neden herkesin mümkün olan en iyi aşılara erişmesine izin vermiyor?” Ancak birkaç hafta sonra Oxford tavır değiştirdi, iddiaya göre bu tavır değişikliğini arkasında Bill ve Melinda Gates Vakfı’nın parmağı bulunuyor. (1)

Oxford, AstraZeneca ile ilaç devine tek haklar veren ve düşük fiyat garantisi vermeyen özel bir aşı anlaşması imzaladı. Koronavirüs aşıları üzerinde çalışan diğer şirketler de aynı çizgiyi takip ederek, hükümet hibelerinde milyarlarca dolar topladılar, patentleri biriktirdiler, anlaşmaları hakkında olabildiğince az açıklama yaptılar.

Aşı ekonomisini değiştirme fırsatı

Harvard Tıp Fakültesi’nde ilaç fiyatlandırma düzenlemeleri üzerine çalışan epidemiyolog ve avukat Ameet Sarpatwari, aşı geliştirme ekonomisini değiştirmek için “bir fırsat olsaydı” “bu olurdu” diyor.

Trump yönetimi de, yedi şirket ile (genellikle hükümet tarafından finanse edilen) temel araştırmaları etkili, yaygın olarak dağıtılan aşılara dönüştürmeye çalışmak için 10 milyar doları aşan anlaşmaları duyurmuş , ancak bunların geniş çapta karşılanabilir veya erişilebilir olacağı garanti edilmemişti.

Birleşik Krallık merkezli küresel sağlık danışmanı Mohga Kamal-Yanni, şirketler “risk aldığımız için yüksek fiyatlar talep etmemiz gerektiğini söylüyorlar” dedi. “Aslında halk risk alıyor. Halk, araştırma ve geliştirme maliyetini ve muhtemelen üretim maliyetini de ödüyor” diye durumu özetliyor.

Bu arada geçtiğimiz mayıs ayında bir ileri adım daha atıldığını ve Dünya Sağlık Örgütü bünyesinde. patentlerin ve diğer bilgilerin paylaşımını teşvik etmek için bir “COVID- 19 Teknoloji Erişim Havuzu” (C-TAP) kurulduğunu da anımsatalım. Hiçbir ilaç firması aşıya ilişkin özel bilgilerini paylaşmadığı için haliyle pek yok alınamadı.

Tüm burada kadar anlattıklarımız özetle şöyle: aşıda, üretici ilaç firmalarının ‘patent haklarından geçici olarak feragat etmeleri ve bilgi ve teknolojilerinin paylaşmaları’ talebi haklı ve meşru bir talep.

Patent verilse üretilebilir mi?

Gelelim 2. konuya... patent haklarından vazgeçilmesi ve aşının arkasındaki bilgi ve teknolojinin paylaşılması halinde gerçekten de aşı üretimi diğer lükeler tarafından da yapılabilir mi? Sorunu çözer mi? Üretim hızlı bir şekilde çoğalabilir mi? Çoğunlukla iki doz aşı olduğunu varsayarsak, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki ihtiyacı karşılamak için 8 milyardan fazla doza ihtiyacımız var ve bunlara yıllar değil, aylar içinde ihtiyacımız var.

Zira ilaç şirketlerinin ileri sürdükleri itiraz gerekçelerinden biri de; bunun mümkün olmadığı ve gelişmekte olan ülkelerin yeni teknolojilere dayalı COVID aşıları üretme becerisinden yoksun olduğu şeklinde.

Patentten vazgeçilmesi gerektiğini savunan kesim ise buna şöyle karşı çıkıyor: ABD ve Avrupalı aşı üreticileri, Hindistan Serum Enstitüsü (dünyanın en büyük aşı üreticisi) ve Güney Afrika’daki Aspen Pharmacare gibi yabancı üreticilerle ortaklıklar kurmayı kabul ettiklerinde, bu kuruluşların kayda değer üretim sorunları olmadı. Dünya çapında aşı tedarikini artırmaya yardımcı olma potansiyeline sahip daha birçok firma ve kuruluş var; sadece teknolojiye ve bilgi birikimine erişmeleri gerekiyor.

Cin şişeden çıktı

Salgın Hazırlık Yenilikleri Koalisyonu ise aşı üretebilecek 250 kadar şirket belirledi. Ayrıca cin zaten şişeden çıktı. Çin, kendi mRNA aşılarını geliştirme ve üretme yolunda ilerliyor. Biri Çin, kendi mRNA aşılarını geliştirme ve üretme yolunda ilerliyor. Biri Faz 3 klinik denemeler safhasında. Diğeri ise soğuk zincir yönetimi ihtiyacını ortadan kaldıracak bir yöntem arayışı safhasında.

Nobel ödüllü ekonomist Joseph Stiglitz de Project Syndicate’de yer alan yazısında sözü büyük ilaç şirketlerinin öne sürdüğü bir diğer argümana getiriyor: Fikri mülkiyet hakkından muafiyet, karları azaltacak ve gelecekteki araştırma ve geliştirmeyi engelleyecektir.

Stiglitz ‘bu argüman yanlış’ diyor: ‘Bir DTÖ (Dünya Ticaret Örgütü) feragati, fikri mülkiyet sahiplerine telif ücreti veya diğer tazminatların ödenmesine ilişkin ulusal yasal gereklilikleri ortadan kaldırmaz. Ancak tekelcilerin daha fazla üretimi basitçe engelleme seçeneğini ortadan kaldırır. Bir DTÖ feragatnamesi olsa bile, aşı üreticileri para kazanmayı sürdürecekler. Sadece 2021 yılında Pfizer ve Moderna için COVID-19 aşı gelirlerinin sırasıyla 15 milyar dolar ve 18.4 milyar dolara ulaşacağı tahmin ediliyor.

Açık olmak gerekirse: İlaç endüstrisinin sorunu, ilaç üreticilerinin yatırımlarının yüksek getirisinden mahrum kalması değildir; tekel konumunu bırakmak istememesi.

Özlem Yüzak

Kaynaklar:
https://khn.org/news/rather-than-give-away-its-covid-vaccine-oxford-makes-a-dealwith-drugmaker/
https://lpeproject.org/blog/how-to-vaccinate-the-world-part-1/
https://www.gazeteduvar.com.tr/asil-mesele-tam-da-patent-haber-1521002
https://www.citizen.org/article/a-plan-for-the-peoples-vaccine/