İnsan faaliyetlerinin azalması sismik gürültüyü 1/3 azalttı

Öne Çıkanlar Yerküre
İnsan faaliyetlerinin azalması sismik gürültüyü 1/3 azalttı

Koronavirus tedbirleri, insan faaliyetlerini azaltıyor. Bu sebeple sismik gürültüde yaşanan düşüş ise jeobilimciler için bulunmaz bir nimet olarak nitelendiriliyor.

Koronavirüs pandemisinin etkileri, Avrupa ve Amerika yoğunlukta olmak üzere tüm hızıyla artıyor. Buna karşın kimi ülkeler tam karantina ilan ederken kimileri de kısmi tedbirlerle salgını yavaşlatmayı hedefliyor. Her ülkenin önlemleri farklı olsa da #EvdeKal kampanyasının uluslararası olduğunu ve bu çağrıya büyük ölçüde uyulduğunu görüyoruz.

İnsanların evde kalmasının da bazı olumlu etkileri var; sözgelimi, hava kirliliğinin azaldığına dair bulgular elde edilmişti. Ancak yeni bir bulguya göre söz konusu yavaşlamanın bir faydası daha gözler önüne seriliyor; sismik gürültünün, yani gezegen kabuğundaki titreşimlerin uğultusunun azalması.


Bu bulgunun jeobilimciler için anlamı büyük. Çünkü sismik gürültünün azalması demek dedektörlerin daha küçük depremleri tespit edebilmesi ve volkanik aktivite ile diğer sismik olayları izleme çabalarında daha “sağlıklı” çalışmalar yapılabilmesi anlamına geliyor.

Brüksel’deki Belçika Kraliyet Gözlemevi’nden sismolog Thomas Lecocq, düşüşün gözlemlendiği bu büyüklükteki bir gürültü azalımının, genellikle çok kısa bir süreliğine de olsa Noel zamanlarında yaşandığını söylüyor.

Kısa bilgi: Deprem gibi doğal olayların yanı sıra hareketli araçlar ile endüstriyel makinelerin neden olduğu titreşimler de yer kabuğunun hareket etmesine neden oluyor. Bireysel kaynaklardan gelen etkiler küçük olsa da bir araya geldiklerinde arka plan gürültüsüne katkıda bulunarak sismologların aynı frekansta meydana gelen diğer sinyalleri algılama yeteneğini azaltıyor.

Üçte bir oranında azalma var

Gözlemevindeki bir sismometreden elde edilen veriler, Brüksel’de COVID-19’un yayılmasını önlemek için alınan karantina tedbirlerinin, insan kaynaklı sismik gürültünün üçte bir oranında azalmasına neden olduğunu gösteriyor. Önlemler arasında 14 Mart’tan itibaren okulların, restoranların ve diğer halka açık alanların kapatılması ve 18 Mart’tan itibaren ise tüm zorunlu olmayan seyahatlerin yasaklanması yer alıyor.

Mevcut azalmanın, gözlemevinin ekipmanının hassasiyetini ve dolayısıyla gürültü ile aynı yüksek frekans aralığındaki dalgaları algılama yeteneğini geliştirdiğini söyleyen Lecocq’a göre, tesisin yüzey sismometresi artık neredeyse 100 metre derinlikteki sondaj kuyusuna gömülmüş bir dedektör kadar küçük depremlere ve taş ocağı patlamalarına bile duyarlı.

Jeobilimciler için fırsat…

ABD, Washington DC’deki Sismoloji Araştırma Enstitüsü’nden sismolog Andy Frassetto, karantinaların önümüzdeki aylarda devam etmesi durumunda dünyanın dört bir yanındaki şehir tabanlı dedektörlerin, artçı deprem sarsıntılarının yerlerini tespit etmede normalden daha iyi olabileceğini söylüyor.

Sismik gürültünün azalması, yer kabuğunu incelemek için doğal arka plan titreşimlerini kullanan sismologlara da fayda sağlayabilir. Volkanik aktivite ve değişen su tabakası, bu doğal dalgaların hareket etme hızını etkilediğinden, bilim insanları belirli bir dedektöre ulaşmanın ne kadar sürdüğünü izleyerek bu olayları inceleyebilirler.

Derleyen: Batuhan Sarıcan / [email protected]

Kaynak

*Bu yazı HBT'nin 212. sayısında yayınlanmıştır.