Uyarı işaretlerini neden önemsemiyoruz?

Öne Çıkanlar
Uyarı işaretlerini neden önemsemiyoruz?

23 Ocak 2003’te Texas’ta NASA’nın uçuş direktörlerinden biri, uzay mekiği Columbia’nın astronotlarına bir e-posta göndererek, kalkış sırasında bir parça köpük izolasyonunun yakıt deposundan koparak mekiğin bir kanadına çarptığını bildirdi. Ve “Aynı olayı diğer birçok uçuşta yaşadık ve giriş için kesinlikle endişe duymuyoruz” diye yazdı.

Dokuz gün sonra Columbia, atmosfere yeniden girmek istediğinde, hasar gören kanattan içeri giren sıcak hava mekiğin havada patlamasına yol açtı.

Peki bünyesinde onlarca uzman barındıran NASA, bu problemi defalarca görmesine karşın neden gereken önemi vermedi?


Georgetown Üniversitesi’nden Robin Dillon- Merrill “Uyarı işaretlerini görmezden gelme eğilimi” konusunda uzun yıllardan beri çalışmalar yapan bir isim. “İnsanlar genellikle eleştirel düşünce konusunda hayli kötüler” diyor. “İşler iyi sonuçlandığı sürece – ki bu ‘sonuçta yanlılık’ olarak bilinen bir olgu –eksiklikleri ve hataları görmezden gelmeyi yeğliyorlar.

Açık, bariz hatalar olduğu zaman insanlar bunu fark ederler ve kabullenirler.” Ancak küçük bazı hatalar olduğunda, sonuç bunlardan etkilenmiyorsa ve iyi sonuç olarak kabul ediliyorsa insanlar zamanla o yanlışları giderek daha fazla görmezden gelirler. Felaket kapıya dayandığında ansızın uyanırlar..

Başarı bizi nasıl böyle baştan çıkarıyor?

2012’de yapılan bir araştırmada, University College London’dan Tali Sharot ve meslektaşları gerçekçi olmayan iyimserlik ile beyindeki dopamin seviyesi arasında bir bağlantı buldular.

Sharot’un bu duruma getirdiği açıklama şöyle: Evrimsel bir bakış açısıyla, bu muhtemelen bir avantaj. Motivasyonu arttırıyor. Başarılı olmanızın daha muhtemel olduğunu düşünüyorsanız, keşfetmek konusunda daha gönüllü oluyorsunuz.

Dillon Merrill’in bu eğitimi nasıl yöneteceğimiz konusuna getirdiği öneri ise “olumsuz ayrıntıları” not etmemiz. Merrill, NASA’daki meslektaşlarından birinin “duraklatma ve öğrenme” adını verdiği atölye çalışmalarına devam ettiğini söylüyor. “Bu çalışmada amaç, sonuç bilinmeden önce sürecin öneminin farkında olmak. Çünkü sonucunu bildiğiniz bir şey sizin tarafsızlığınızı ve yanılma payınızı da etkiler”.

New Scientist’den derleyen Özlem Yüzak