Yüksek duygusal zekânın en önemli 15 işareti

Öne Çıkanlar
Yüksek duygusal zekânın en önemli 15 işareti

Duygusal zekâ (EQ) kavramının ortaya ilk atıldığı dönemde, EQ’nun, IQ ve başarı ilişkisi konusunda yapılan son araştırmalardan elde edilen bazı “tuhaf” bulguları açıklayabilecek “kayıp halka” olduğu düşünülmüştü. Bu tuhaf bulguya göre, ortalama IQ'ya –zekâ katsayısına– sahip insanların %70'i, en yüksek IQ'ya sahip olanlardan daha başarılıydı. Bu sonuç, “IQ başarının tek kaynağıdır” yönündeki geniş kabul görmüş varsayımı yıkmış oluyordu.

Onlarca yıldır yapılan araştırmalar şunu gösteriyor: En başarılı insanların % 90'ı, yüksek duygusal zekâ sahibi. Duygusal zekâ, hepimizde olan biraz soyut “bir şey". Davranışlarımızı yönetiyor, toplumsal karmaşa dönemlerinde yol gösteriyor ve olumlu sonuçlara giden yolda kişilerin doğru karar almalarına yardımcı oluyor. Bu kadar önemli..

Ama buna rağmen, ne kadar EQ sahibi olduğumuz ve nasıl geliştireceğimiz konusu net değil, çünkü EQ ele avuca gelir bir özellik değildir.


Yüksek EQ'yü işaret eden davranışları belirlemek için TalentSmart'ın sınava tabi tuttuğu milyonlarca insandan gelen verileri analiz sonucu, yüksek EQ'yü gösteren bazı işaretler ortaya çıktı. Bunları 15 maddede toplamak mümkün.

Güçlü duygusal sözcük dağarcığına sahiptirler: Herkesin duyguları vardır, ancak sadece seçkin bir azınlık, insanların yalnızca %36'sı, bu duyguları doğru tanımlayabilir. Kaldı ki bu duygular henüz tanımlanmamış oldukları zaman genellikle yanlış anlaşılır; bu da mantıksız seçimlere ve yanlış eylemlere neden olur.

Bir çok kişi kendini basitçe "kötü" hissettiğini söyleyebilirken, yüksek EQ'lu insanlar, bu duyguları daha zengin bir kelime dağarcığıyla tanımlar: "asabiyim", "eziliyorum”, “çöktüm”, “haksızlık bu” veya "endişeliyim, kaygılıyım" gibi. Sözcük seçiminiz ne kadar belirgin olursa, daha iyi bir içgörüye sahip olursunuz. Böylece tam olarak ne hissettiğinizi, neyiniz olduğunu ve neyle ilgili ne yapmanız gerektiğini görür ve bilirsiniz.

Çevrelerindeki diğer insanları merak ederler: Duygusal açıdan zeki kişiler etraflarındakiler hakkında meraklıdır. Bu merak, empatinin ürünüdür. Bu, sizi başkaları konusunda duyarlı yapar.

Değişimden kaçmazlar: Duygusal akıllı insanlar esnektir ve sürekli uyum gösterirler. Değişimden korkmanın, insanı felce uğratabileceğini, başarısı ve mutluluğu için büyük bir tehlike olduğunu bilirler. Her köşe başındaki değişime merakla yaklaşırlar ve bu değişikliklere göre eylem planı oluştururlar.

Güçlü ve zayıf yönlerini bilirler: Duygusal akıllı insanlar yalnızca duyguları daha iyi anlamakla kalmazlar, kendilerinin hangi konularda iyi, hangi konularda zayıf olduğunu bilirler. Ayrıca kendilerini başarılı kılacak ortamları ve bu ortamları tetikleyecek anahtarları kullanmayı bilirler. Yüksek bir EQ'ye sahip olmak, güçlü yönlerinizi bildiğiniz anlamına gelir. Bunlara nasıl yaslanacaklarını ve zayıf yönlerini arka planda bırakacak önlemleri almayı da bilirler.

Karakter okumakta ustadır: Duygusal zekânın çoğu, sosyal farkındalığa dönüşür; başkalarını okuma, neler olduğunu bilme ve neler yaşadıklarını anlama becerisidir bu. Zamanla bu beceri, karaktere özgü bir yetenek haline gelir. İnsanları anlamak ve sırlarını çözmekte ustalaşır, onların motivasyonlarını, hatta görünenin altındaki gizli yönelere daha iyi ulaşırlar.

Alıngan değildirler: Duygusal akıllı insanlar kendine güvenir, açık görüşlüdür. Zihinsel olarak espri ve küçük görme arasındaki çizgiyi anlar, bundan kendileri için eğlence çıkartır, bu konuda şakalaşmalara izin verir.

Hatalarını düzeltmeye çalışırlar: Kendilerini hatalarından arındırırlar, ancak hatalarını unutmazlar, onları kendilerinden güvenli bir mesafede tutarlar, gelecekteki başarıları için onları kullanırlar. Hatalarına karşı dengenin anahtarı, onları yararlı olarak kullanma becerisidir.

Kin tutmazlar: Olumsuz duygular aslında bir stres tepkisidir. ”Savaş” çağrıştıran durumlarda sadece olayı düşünürseniz, hayatta kalma mekanizması sürekli devrede kalır. Tehlike yakında olduğunda, bu tepki hayatta kalmak için şarttır, ancak tehdit eski tarihli ise, bu strese sürekli takılı kalmak vücudunuzu tahrip eder ve zamanla yıkıcı sağlık sorunlarına neden olabilir. Emory Üniversitesi'nde araştırmacılar, strese takılıp kalmanın yüksek tansiyon ve kalp hastalığına zemin hazırladığını ileri sürüyor. Kin tutmak, strese devam ettiğiniz anlamına gelir ve duygusal zeki insanlar bunu her ne pahasına olursa olsun bilir. Kini içinizden temizlemek, sizi daha iyi hissettirmekle kalmaz, aynı zamanda sağlığınıza da iyi gelir.

Zehirli insanları etkisiz hale getirirler:  Zor, sinir bozucu insanlarla baş etmek çoğu insan için sinir bozucu ve yorucudur. Yüksek EQ’lü bireyler, duygularını kontrol altında tutarak, “zehirli” insanlarla etkileşimlerini denetim altında tutar. Sinir bozucu biriyle yüzleşmek zorunda kaldıklarında, duruma rasyonel yaklaşırlar. Kendi duygularını belirlerler ve öfke ya da hayal kırıklığının kaosu beslemesine izin vermezler. Ayrıca zor kişinin bakış açısını göz önüne alırlar ve ortak çözüm bulabilirler. İşler tamamen raydan çıktığında bile, duygusal açıdan zeki kişiler sinir bozucu kişiyi sakinleştirmeye ve ilişkilerin dipsiz kuyuya yuvarlanmasını önlemeye çalışır.

Mükemmelliği aramazlar: Duygusal akıllı insanlar mükemmelliği hedef olarak belirlemez, çünkü var olmadığını bilir. İnsanlar, doğamız gereği, yanılabilirler. Mükemmelliği hedeflediğinizde, buna ulaşamadığınızda, ya uğraşlarınızdan vazgeçmek istersiniz veya başarısızlık hissini yaşarsınız. Sonuçta, ilerleyemez, bir şey elde edemez ve sonrasında ise heyecanlarınızı yitirebilirsiniz.

Gerekli anlarda devrelerini kapatırlar: Bu kişiler bazen devrelerini kapatırlar. Bu stresinizi kontrol altında tutmanıza ve anı yaşamanıza yardımcı olur. Kendinizi iş hayatınızda 24/7 kullanılabilir duruma getirdiğinizde, kendinizi sürekli streslere maruz bırakırsınız. Kendinizi çevrimdışı bırakın. Telefonunuzu kapatmak vücudunuzu ve zihninizi rahatlatır.

Kafein alımını sınırlar Aşırı miktarda kafein içilmesi, adrenalin salınımını tetikler ve adrenalin, savaş ya da kaç tepkisini hazırlar. Savaş ya da kaç mekanizması, hayatta kalmayı sağlar. Bir ayı sizin peşinizdeyken bu işe yarar, ama kısa bir e-postaya yanıt vereceğiniz zaman faydasızdır. Kafein beyninizi ve vücudunuzu bu aşırı uyarılmış stres durumuna getirdiğinde, duygularınız davranışınızı aşar. Yüksek EQ kişileri, kafeinin sorun olduğunu bilir.

Yeterli uyku Duygusal zekanızı arttırmak ve stres seviyelerinizi yönetmek için uyku önemlidir. Uyuduğunuzda, beyniniz tam anlamıyla şarj olur, günün anılarını karıştırır ve onları (rüyalara neden olan) depolar veya atar; böylece zihniniz temizlenmiş olarak uyanırsınız. Yüksek-EQ kişiler, sağlıklı uyumadıklarında kontrol, dikkat ve hafızanın yeterince gelişmediğini ya da azaldığını bilir. Böylece, uykuya öncelik verirler.

Kendi kendinizle olumsuz sohbetlere girmeyin: Olumsuz düşüncelere ne kadar çok kendinizi kaptırırsanız onlara o kadar çok güç kazandırırsınız. Olumsuz düşüncelerimizin çoğu yalnızca düşüncelerdir, gerçekler değildir. Bu sadece beyninizin tehditleri algılama eğilimidir. Duygusal akıllı insanlar, olumsuzluk döngüsünden kaçmak ve olumlu yeni bir bakış açısına doğru ilerlemek için düşünceleri ve gerçekleri birbirinden ayırır.

Kimsenin keyfinizi kaçırmasına izin vermeyin: Zevk alma ve mutluluk duygunuzun kaynağını başkalarının görüşlerine dayandırıyorsanız, kendi mutluluğunuzun efendisi olmaktan çıkarsınız. Duygusal akıllı insanlar, yaptıkları üzerinde kendilerini iyi hissettiklerinde, onları başkalarının düşüncelerine veya çarpıtmalarına bırakmazlar.  Başkalarının sizin hakkınızda düşündüklerini ve tepkilerini yok etmek imkânsız olsa da, kendinizi başkalarıyla kıyaslamak zorunda değilsiniz.

Hepsini bir araya getirmek: IQ'nuzun aksine, EQ'nuz değişime açıktır; kolayca şekillenebilir. Sürekli yeni duygusal akıllı davranışlara yer vererek beyninizi eğitirken, beyniniz bunları alışkanlık haline getirmek için gerekli yolları oluşturur. Bu yeni davranışların kullanımını güçlendikçe, eski, yıkıcı davranışları destekleyen bağlantılar silinir gider. Çok geçmeden, çevrenize le kurduğunuz ilişkilerde duygusal zekâ otomatik olarak devreye girmeye başlar. 

Kaynak