Devrim–karşı devrim ve evrim

Bozkurt Güvenç
Devrim–karşı devrim ve evrim

Geçen haftaların ülke gündeminde, Evrim-Devrim çatışması vardı.. Tartışma sona ermeden, Eğitim-Bir-Sen’in Milli Eğitimde ‘Yeni Müfredat’  (Öğretim) tasarısı açıklandı. Anayasa değişikliği eğer geçmezse, Yeni Müfredat onun yerini alacak; geçerse, sorun, yönetmelik veya KHK ile çözülecek. Bu iki konuyu bir ‘evrim sorunu’  olarak yazmayı tasarlarken... İnternet’te izlediğim Altamira çizimleri Köşegen’e yerleşti.

Evrimin Kısa Tarihçesi

Elenler’in ay tutulmasında izlediği kara yuvarlak, acaba Dünya’nın gölgesi miydi? 1450’de sonra basılan kitaplarda filozofların Dünya görüşlerini okuyan Kolumbus ile Macellan, Batı’ya yelken açarak ‘Hindistan’a varınca; ‘Dört köşesinde 4 melekli Dünya’nın küresel olduğu kanıtlanmış (1500). Kilise öğretilerine inanmayan Bruno ise 1600 yılında Roma’da yakılmış.


Tevrat’taki Yaratılış öyküsünü inceleyen Piskopos Ussher, 1656 yılında, Dünya’nın Adem Baba’dan 4004 yıl önce 23 Ekim sabah 09’da yaratıldığını hesaplamış. J. Locke, ‘İnsan’ın eğitimle insan olduğunu açıklamış (1700).

Cambridge Üniversitesi ilahiyat öğrencisi Darwin, (1820’ler), canlı türleri sınıflayan Lynneaus’u okumuş. Bahriye’nin The Beagle gemisiyle bir araştırma seferine katılmış (1835). Dönüşte, gözlem notlarını düzenlemiş; 'Evrim Kuramı' olarak bilinen Türlerin Kökeni (1859) eserinde, Evrim sürecini, doğal seçilim ve en güçlünün kalıcılığı ilkeleriyle açıklamış: Ortak bir atadan gelen canlılar milyonlarca yıldır sürekli değişiyormuş.

Hıristiyan Âleminde kıyametler kopmuş: İnsan, Adem Baba’dan nasıl daha yaşlı olabilir? Maymun soyundan gelmekle aşağılanan Huxley, ‘Bilimsel gerçekleri inkâr eden bir insan olmaktansa, maymundan geldiğimi kabul ederim’ demiş. Darwin ile Marx, 19. Yüzyılın belki de, en çok tartışılan kişileri olmuşlar. Darwin 1882 yılında, West Minster Manastırı’ndaki ‘En Büyük İngilizler’ arasında yerini almış.

Yaşam bilimleri 2005 yılında Evrim gerçeğini kabul ettiler.

Evrim gerçeğini anlamakta biz arkalarda kaldık.

Altamira’daki Bizon Çizimleri

Kuzey İspanya kıyısındaki Altamira Mağarası 1868 yılında bir avcı tarafından keşfedilmiş. 1879 yılında, amatör bir arkeoloğun kızı olan Maria, mağara tavanındaki hayvan çizimlerini babası Marcelino de la Santaula’ya göstermiş. Madridli bir meslektaşı ile hayvan çizimlerini inceleyen arkeolog, doğal türleri tükenmiş bizonların Adem Baba’dan önce çizildiğine inanmış.

Keşiften haberdar olan Rahip, Tanrı ve kilise inancını yıkmaya yönelik bulgunun sahte olduğunu iddia etmiş. Aileye ve dostlarına savaş açmış. Marcelino, raporunu renkli resimlerle birlikte, evrimci akademilere göndermiş. Evrim Kuramı’nın ünlü sözcüsü G. de Martille Kilisenin açtığı kampanyanın etkisiyle mağarayı inceletmiş. Hiç is bulunmayan karanlık bir mekanda o resimler nasıl çizilmiş olabilir?

Lizbon’daki tez savunması beklemedik bir hüsran olmuş. Sahtekârlıkla suçlanan Marcelino evine dönmüş, eşiyle barışmış, dosyalarını yakmış ve 1888 yılında ölmüş.

Ne var ki, çizimin gazyağı değil, is bırakmayan balıkyağı ışığında yapıldığı ortaya çıkınca, De Martille hatasını itiraf ederek Macelino’yu aklamış. Benzer mağaraları inceleyen Picasso’nun,Altamira’dan sonra sanat gerilemiştir!’ dediği rivayet edilir. Altamira çizimlerinin yaklaşık 20 bin yıl önce yapıldığı anlaşılmış.

Bize gelince; evrimde neredeyiz, Devrim’in yanında mı karşısında mı?

Bozkurt Güvenç


Kaynaklar

Altamira, 2016 yapımı Digitürk Belgeseli 115. Altamira Mağarası. The New World Ansiklopedisi. S. Tomkins, Origins Of Humankind, Cambridge UP, 1998: 12-18.

B. Güvenç, İnsan ve Kültür, ‘Kilise Yanılmış mıydı?’ Boyut 2010: 30-34.


*Aramızdan ayrılan Bozkurt Güvenç'in anısına saygıyla. Bu yazı Ocak 2017'de HBT Dergi'de yayınlanmıştır.


Bozkurt Güvenç