Uygarlık, cumhuriyet, özgürlük

Doğan Kuban
Uygarlık, cumhuriyet, özgürlük

Sevgili okurlar, her yazımda toplumun cehaletinden söz ediyorum. Burada cehalet, okuma yazması olmayan anlamına gelmiyor. Teknolojisi, eğitimi ve ekonomisi bizden daha yukarıda olan çağdaş dünya ülkelerinin yaşam kalitesini toplumun bilmesi gerekir. Bunu gezerek değil, merak ederek öğrenmeli.

Buradaki aydınlanma ideolojik bir aydınlanma değildir. Bu olanaksızdır. Politik örgütlenme olmadan gerçekleşmez. Kaldı ki o yönden gelişme olsa Amerika, Rusya ve birçok İslam devletine ve İsrail’e karşı koyacak politikalar geliştirirler. Türkiye’nin ilk anlaması gereken şey, dünya politikasının radikal bir değişme gösterdiğidir.

Ekonomistlerin ve aydınların görevi


Bu gereksinme aynı zamanda hükümetin görevi, toplumun dünya ile kendi yaşamını karşılaştırabilmesidir. Eğer toplum bu beceriyi göstermezse, uygarlık merdivenine ayak basamayız. Bu sistemi geliştirmek devletin ve aydınların çalışmasına bağlıdır.

Türkiye, potansiyelinin çok altında ilerlemiş sözde kapitalist bir ülkedir. 1970’lerde en az maaşla en yüksek maaş arasındaki fark 1/350 iken, şimdi çok daha yüksektir. Ekonomistlerin ve aydınların, çağdaş uygarlığın ne olduğunu topluma anlatması ve çalışma disiplininin özelliğini halka aktarmaları gerekmektedir.

9.000’e karşı 33.000 dolar

Bunun sonucu ekonomik köleliktir. Bu durumun sonucu önümüzdedir. Bütün dünya aynı durumda olsa da Türkiye’nin 82 milyondan fazla nüfusunun geleceği değişmeyecektir. Bizi tepemizden seyredenler vardır. Bizim adam başına gelirimiz 9.000’e karşı İsrail’in geliri 33.000 dolardır. Çünkü İsrail’de modern gereksinmeler ve teknoloji üretimi için para daha çok, eğitim de çok daha ileri, toplum da daha dengeli.

Bizde de bir çok konuda uzman var. Fakat kaynaklar küçük bir grubun zenginleşmesine ayrılıyor, ülkenin önemli sorunları için değil. Halkın uygarlık düzeyine inecek düzeyde bir program, farklı bir dille hazırlanmalıdır.

Bunu vurgulamamın nedeni, okumuş ya da az okumuş milyonlarca kişinin sadeleştirilmiş bir sözlükle anlamalarını sağlamaktır. Bu Türkiye’deki cahil halkın işini kolaylaştırır. Bu ciddi bir öneridir. Türkiye’de cehaleti besleyen en önemli olgu sözlük kısırlığıdır.

Kurtuluş Savaşı kimlere karşı verildi

Sevgili okurlar,

Türkiye’de Kurtuluş Savaşı, İngiliz, Rus, Fransız, İtalyan kuvvetlerine, Yunan ordusuna ve Türklerin Anadolu’dan Orta Asya’ya gönderilmesini isteyen Amerikan başkanına karşı yapılmıştır.

Araplar da eski efendileri olduğu için Osmalılara karşıydılar. İngiliz donanması Dolmabahçe karşısındaydı. İngilizler son Osmanlı sultanını yurt dışına kaçırdılar. Osmanlı imparatorluğu sona erdi. Geçenlerde bir İngiliz yazarı Mustafa Kemal’in bugüne kadar hâlâ o dönemin en yetenekli kumandanı oluğunu yazıyordu.

Güçlü disiplin

Gazi Mustafa Kemal Paşa savaştan öte, ülkenin Avrupa uygarlığının ortağı olmak zorunda olduğuna inanıyordu. İsmet Paşa da inanıyordu. Başka bir örnek, 1914 savaşında üç yıl Sibirya’da kaldıktan sonra Kazım Karabekir Paşanın yaveri olan babamın, Karabekir Paşanın bilinen tavrına karşı, tümüyle Cumhuriyetten yana olmasıydı. Fakat o günlerde ordu içinde güçlü bir disiplin vardı. Karabekir Paşa yaverinin Fransa’ya kurmay eğitimi için gönderilmesine izin vermişti.

Sevgili okurlar,

Türkiye’nin gelecek on yılda neler yapması gerektiğini hep yazıyorum. Her eli kalem tutanın da yazması ve duyurması gerekir. Bu sorun bir siyasal sorunun çok üstünde 80-90 milyon insanın ve ülkenin geleceğidir.

Ekonomik savaş veriyoruz

Türkiye 1950’ye kadar her şeyi üreten bir tarım ülkesi olarak bilinirdi. Bugün tarım işçileri beton taşıyan işçiler oldular. Bugün İstanbul dünyanın en büyük kentleri arasında. Fakat dünyanın en güzel başkenti beton deposu oldu. Bu çağdaş uygarlıktan çok uzak olduğumuzu kanıtlıyor.

Türkiye’nin en modern fakat can alıcı meselesi teknolojik üretimi büyük bir hızla artırmasıdır. Bu da çok iyi yetişmiş bir mühendis ve teknisyen ordusu kurulması ile olabilir.

Üçüncü sorun bu kadroların gençlerini yetiştirecek bir enstitü kurulmasıdır. Bu sorun bütün bilgilerimi aşar. Bu yeni bir savaştır: Yüzlerce milyarlık dış borç! Cumhuriyetin buna yanıtı tasarruf etmektir.

Bu ekonomik savaş zordur. Dünya çok kalabalık, teknolojiye dayalı gelişiyor her şey.

Kurtların nasıl bir sömürü dünyası tasarladıklarını bilmiyoruz.

Doğan Kuban

Doğan Kuban'ın anısına saygıyla. Bu yazı HBT'nin 191. sayısında yayınlanmıştır.

Murat Altaş