Uygarlık ve teknoloji

Doğan Kuban
Uygarlık ve teknoloji

Sevgili Okurlar,

Türkiye’nin en az 2050’ye kadar, bütün olanakları kullanıp ve politik karşıtlığı bir kenara bırakıp, savaşa girmek üzere olan bir ülke gibi, bölünmemiş bir şekilde, devlet ve halkın disiplin içinde çalışması gerekiyor. Zira eski dünya bitti.

Kapitalist batının yeni politikası, ekonomik ya da askeri bir tehdit politikasıdır. Örneği yine Amerika. Amerika, İran’ı yok etmekle tehdit ediyor. Onu da tehdit edebilecek politik karşıtlıklar olabilir. Bu olayın Trump’ın kişisel bir davranışı olarak kabul edilse bile Amerika’da bu potansiyel vardır. Bunu şöyle de söyleyebiliriz: Savaş perdesi her an açılabilir.


Savaş üyesi olmadık

Avrupa’da uygar kavramının gelişmişliğine rağmen 1.ve 2. Dünya savaşlarının, 65 milyon kişinin ölümüyle sonuçlandığını hatırlamak gerekir. Dolayısıyla bizim sözünü ettiğimiz uygarlık kavramının tanımı ve hatta uygulaması varsa bile sonunda böyle büyük bir savaşa girişilmesi uygarlık dediğimiz çağdaş ve insana saygılı davranışın gelişmediğini gösterir. Hatta bir bakıma, her alanda Türkiye gelişmemiş toplumlar arasında sayılmasına rağmen savaşı yaratanların üyesi olmamıştır.

Bu nedenler, uygarlık denen olgunun gerçekte hâlâ kağıt üzerinde kalmasından kaynaklanıyor. Bu, uygar olmanın toplumsal değil kişisel bir olgu olduğunu gösteriyor. Onun için uygarlıktan söz etmek, sanki bütün dünya uygarmış gibi, yanlış bir düşüncedir.

Orkestra gibi çalışmalıyız

Osmanlı toplumu, 19. uncu yüzyılda Amerika’dan daha uygardı. Çünkü uygarlık toplumsal bir bütünlük anlamına gelmez. Fakat devlet düzeninin uygar kriterlere dayanması Avrupa ve Amerika’nın gelişmiş ülke niteliğine sahip olduğu bir dünya sisteminde, savaş uygarlık kuram ve davranışına aykırıdır.

Bu gözlem bugüne uzanmaz. Bugünkü Türkiye’nin teknolojik düzeyi zengin ülkelerin yarısı kadardır. Parasal ve teknolojik güce sahip olmak ulaşılması zor bir hedeftir. Bütün aydınların, halkı uyandırmak için bir orkestra gibi çalışması gerekir. Bu nedenle aynı konuyu tekrar ediyorum.

Bugün Türkiye’nin yetişmiş işçisi, mühendisi, memuru, politikacısı, sanayi alanında çalışanlar ve onların patronları bu var olma yarışına katılmak zorunluğunu kabul etmelidir.

İthalatla yaşanmaz

Dışarıdan ithal ederek yaşamak, nüfusu yüz milyona çıkan bir ülkede olanaksızdır. Onun için bütün düşünenlerin aynı amaçta buluşmaları gerekir. Parti, devlet yerine geçerse ülkenin kendini kölelikten kurtarması çok zor olur. Kölelikten kurtulmak için yapılacak şeyler bellidir. Ülkenin bir an önce yeni eğitim politikalarını ve sanayileşme hamlesini tamamlaması gerekiyor. Bunu gerçekleştirmek için gündelik politik çekişmeleri ve söylemleri bırakıp, bu konulara tarafsız ve kararlı bir biçimde eğilmek zorundayız.

Sevgili Okurlar,

Bu konularda cahil olanların bilgi karanlığını aydınlatmak için çalışmak ve gayret etmek zorundayız. Bu yeni bir uygarlık aşamasıdır.

Doğan Kuban

Doğan Kuban'ın anısına saygıyla. Bu yazı HBT'nin 166. sayısında yayınlanmıştır.

Doğan Kuban