Avrupa’nın ilk Ar-Ge merkezi

Edip Emil Öymen
Avrupa’nın ilk Ar-Ge merkezi

Rönesans, bilim ve sanatta yenilikçi bir doğuşa verilen jenerik isim. Floransa, Rönesans denilince akla gelen ilk şehir. Çünkü, o dönemle özdeş kişiler burada çalıştılar: Vasari, Giotto, Brunelleschi, Galile, Mikelanj, Leonardo, Botticelli, Torricelli, Makyavelli en “marka” olanlar. Daha uzun bir isim ve şehir listesi var.

Bu isimleri Floransa’ya çeken, kentin en zengin ailesinin bilim, teknoloji, sanat merakıydı. Parayı bankerlikten kazanan Medici Ailesi’ni Floransa halkı, kentin yönetimine seçmişti. Floransa ve yöresindeki iktidarları, ara dönemlerini de katarsak 1434-1737 arasında.

Siyasi kudretin bilim ve teknolojiden geçtiğini erken idrak eden “uyanık” aile, bu işlerden kim anlarsa onu şehre davet etti. Floransa zaten bir ticaret merkezi olarak, bilimin öneminin farkındaydı. Daha 1343’te şehirde, abaküs kullanarak hesap öğreten 6 okulda bini aşkın “muhasebeci” yetişiyordu. (Abaküs, Japonya’da bugün de kullanılan, basit hesap yapmaya yarayan sayı boncukları).


İlk Medici’lerden “Muhteşem” Lorenzo’nun bilim merakı, onu izleyen Cosimo’da fazlasıyla vardı. Etrafına Leonardo gibi “yenilikçi” işler yapanları toplamasıyla ünlüydü. Teknik, sanat, bilim, matematik, yönetim, askeri strateji, bürokratik örgütlenmeyi kim biliyorsa onları... Şehrin büyük kilisesi Santa Maria Novella’yı astronomi araştırmasına tahsis etti: Zamanı dakik ölçelim ki, ticareti hızlı yapalım. Rakiplerimizi aşalım ki, daha çok kazanalım.

Bilimle dinsel inanç arasındaki sürtüşme işte bu sıralarda başlıyor. Vatikan, yenilikçiliği küfür sayıyordu. Ama Cosimo, Galile’ye arka çıktı: Çünkü onun bilime (yani aslında Floransa’ya!) yaradığının farkındaydı.

Oğlu Francesco, “Savaşlar sadece silahla kazanılmaz. Bilgi de gerekir” sözüyle ünlü. Floransa’da yaptırdığı Uffizi Müzesi’ne binlerce sanat ve bilim eserini topladı. Matematik (Askeri Mimarlık) ve Harita Odaları’nı kurdurdu: Çünkü ona göre, sanat ve bilim içiçeydi, birbirini tamamlıyordu.

Avrupa’nın ilk deneysel araştırma merkezi Accademia del Cimento’yu Medici’ler 1657’de kurdular. Cimento sözcüğü “çimento” değil, “deney” anlamına. İkinci anlamı da var: Kimyasal bir tür operasyon. Her halde bu ikinci anlamı, daha sonra çimento diye bildiğimiz karışıma isim olarak verilmiş.

Akademide soru şuydu: “Doğayı anlamak ve ona uyum için teknolojiyi nasıl kullanacağız?” Bugünün temel bilimleri olan fizik, kimya, astronomi, matematikte kuralları saptamak istediler. Ve, bu kurallara göre deney yapmak...

Floransa, böylece deneysel araştırma merkezini kurma şerefine nail olan ilk Avrupa kenti oldu. Londra’da bugün hâlâ çalışan bilim mâbedi Royal Academy’nin kuruluşu 1660. Paris’tekinin 1666. Berlin’de Leibniz’in kurduğu akademi 1700 tarihli.

İşte hepsinden önce Floransa’da, dünyayı, doğayı anlama yönünde ilk deneysel çabaya Avrupa tanık oldu. Buradan çıkan yüzlerce teknik buluş arasında en önemlisi: Torricelli’nin barometresi (1643). Bunun araştırması sırasında, doğada “boşluk” (vakum) olduğu ispatlandı. Oysa dini inanca göre doğada boşluk olamazdı. Aristo bile öyle buyurmuştu. Ama gel gör ki doğada boşluk vardı ve bunu göstermek, Torricelli’ye nasiboldu. Vatikan’ın öfkesine rağmen Medici Dükü Ferdinando, onu Baş Matematikçi olarak atadı. Mediciler için bilim, inançtan daha yararlıydı çünkü.

Akademi’nin fizik, meteoroloji, astronomiye dair deneyleri 1667’de yayınlandı. Yabancı dillere çevrildi. Ama aynı yıl Akademi bitti. Çünkü sponsoru Leopoldo kardinal seçildi, Papa’nın yanına taşındı. Bu da akademinin sonu oldu. Yine de Medicilerin desteğindeki on yıl, temel bilim kurallarının deneysel olarak ispatlandığı çok önemli bir on yıldır.

Edip Emil Öymen

*Bu yazı 31.08.2015 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.


Edip Emil Öymen