Hayata bir anlam katarak yaşamaksa amaç, bilim kaçınılmaz. Beynimiz yaşam kalitemizi belirleyen en önemli organ. Hayatımız, ne düşündüğümüz ve olayları nasıl algıladığımızla orantılı bir şekilde renkleniyor. Farklı düşünceler, değişik sesler ve zengin kültürlerle büyüyen çocukların beyinlerindeki bağlantılar hem daha erken yaşta şekilleniyor hem daha dinamik oluyor.
Bu da düşünsel zenginliği ve hayatta bir anlam katma yetisini arttırıyor. Bilim ve teknolojiye çocuk yaştan itibaren ilgi duyanlar yaşlanıyorlar ama ihtiyarlamıyorlar çünkü merakla beslenen bir sorgulama ve geniş yelpazeli bir anlama isteğiyle birlikte hem hayatları uzuyor hem de anlam kazanıyor. Dolayısıyla bilimsel bakış açısını geliştirebilenler hem kendi içlerinde kendileriyle barışık hem de içinde yaşadıkları dünya ile bir bütünlük içinde mutlu olabiliyorlar.
Hayatları üzüntü, stres, ve umutsuzlukla renk ve anlam kaybetmiş insanlar için bilim nefes alınacak kutsal bir alan yaratmanın dışında geleceğe de umutla bakmanın imkanını sunuyor. Her şeyin devindiği ve hiç bir şeyin aynı kalmadığı dünyamızda referans noktası olarak ayakta duran belki de tek şey bilimin ışığı..
Ve işte o ışığı güçlendirmek için BİLİM, HERKES İÇİN BİLİM..