Türkiye ve Afganistan: Benzer mi?

Lale Akarun Y
Türkiye ve Afganistan: Benzer mi?

Afganistan’da Taliban yönetimi, açıklama yapmış, kadınların eğitimine ve öğretmen, doktor gibi kadınlara hizmet veren mesleklere sahip olmasına izin vereceklermiş, şeriat kurallarına uyduğu sürece. Türkiye ile Afganistan’ın karşılaştırıldığı, birbirine benzetildiği oluyor. Türkiye, kadınların eğitime erişimi, toplumdaki yeri bakımından Afganistan’a zerre kadar benzemiyor. Aile tarihimden yola çıkarak bu iki ülkenin birbirinden nasıl ayrıştığını anlatmak istiyorum:

Anneannem Nesibe Tolun 1901 doğumlu. 1910’larda Ankara’nın bir ilçesi olan Ayaş’ta yaşıyor. Kız öğrenciler ilkokula, ortaokula gidebiliyorlar; ancak ondan sonrası yok. 1870’te ilk ve orta öğretimdeki kız öğrencilere eğitim verecek kadın öğretmenler yetiştirmek amacıyla İstanbul’da kız öğretmen okulu (darülmuallimat) açılmış; ancak tüm ülkede tek; kapasitesi kısıtlı, senede 20-30 öğrenci alıyor.

1870’te Eğitim Nazırı açılışta konuşma yapıyor; “İslam kadınların öğrenimine önem verir; şer’i tesettür buna asla engel değildir” diyor. 1870’ten Nesibe Tolun’un ortaokulu bitirdiği yıllara kadar İstanbul kız öğretmen okulundan toplam yaklaşık 750 kız öğrenci mezun olmuş; yani ortalama senede 20 öğrenciden az. Nesibe’nin hayali, Osmanlının o yıllar 15 milyon müslüman nüfusu içindeki o şanslı 20 kızdan birisi olmak. 1910 yılında İstanbul kız öğretmen okulunun yatılı kısmı, sonra 1915’te Ankara kız öğretmen okulu açılmış. Nesibe’nin babası söz vermiş kızını okutmaya; ama vefat ediyor. Yeni aile reisi olarak abisi okumasına izin vermiyor. Nesibe’nin okuma hayali böylece suya düşüyor.


Öte yandan, dedem Kazım Tolun o zaman Osmanlı toprağı olan Şam’da öğretmen. 1918’de İngilizler Şam’ı alınca, Ankara’ya tayin ediliyor; Taş Mektep’te göreve başlıyor. Yaklaşık bir sene sonra, Keklikpınarı’nda Atatürk’ü karşılayan Ankara halkının içinde yer alıyor. İlk meclisin kurulmasıyla da zabıt katipliğine başlıyor.

1923’te Cumhuriyeti ilan edenlerin bundan daha öncelikli bir işi var: eğitim. Mustafa Kemal Atatürk dedemi bir kız lisesi kurulması ile görevlendiriyor ve 11 Ekim 1923’te Ankara Kız Lisesi ilk öğrencilerini alıyor. Dedem de sonradan müdürü olacağı kız lisesinde fen öğretmeni olarak göreve başlıyor.

Cumhuriyetin önceliklerinden birisi, kadınların okuması, eşit vatandaşlar olarak meslek sahibi olması, toplum hayatına katılması. Annem Yıldız Tolun bu amaçla babasının kurduğu okuldan, kız lisesinden mezun oluyor; o zamanlar yeni kurulmuş olan Dil Tarih Coğrafya Fakültesine kaydoluyor.

O dönemde, lise mezunu az. Yüksek Mühendis Mektebi (İstanbul Teknik Üniversitesi) dışında üniversitelere sınavsız giriliyor. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, dedeme soruyor: “Yıldız ne yapacak? Yüksek Mühendis Mektebine gitsin”. Dedem annemi yatılı okutmayı düşünmemiş, ama talimat büyük yerden gelince, annem İTÜ’nün sınavlarına giriyor. 1945 yılında Mimarlık fakültesinden Yüksek Mühendis- Mimar olarak mezun oluyor. Onun çalışma hayatı anılarını, bayındırlık bakanlığı mimarı olarak yurdun değişik illerine nasıl görevle gittiğini, bir kadın mühendis olarak nasıl saygı gördüğünü anlatmasını masal gibi dinlerdim.

Benim neslimde, kadınlar, çalışma hayatının her alanında yükseldi; engellere, dışlamalara, o ilk cumhuriyet kuşağının vizyonundan sapılmış olmasına rağmen. Şu anda kadınlar her yerdeler. Üniversite eğitimindeki öğrencilerin yaklaşık yarısı kadın. Bu noktaya gelmek için kadınlar daha çok çalıştı, zorluklar çekti. Ancak artık özellikle genç, 35 yaş altı nüfusta eğitim açısından kadın-erkek eşitliği sağlandı.

Türkiye’yi Afganistan’dan ayıran ve geriye götürülmesini engelleyen şey, kadın, erkek, nüfusunun hepsini okutabilmek, kadınlara en yüksek eğitimi vermek, toplumdaki en üst mevkileri açmaktır. Bu eser Mustafa Kemal Atatürk’ün eseridir.

Afganistan’dan çok farklı yerde olmamızı Cumhuriyeti kuran kuşağa, onların vizyonuna, cesaretine, çalışkanlığına, fedakarlığına borçluyuz. Kazanımlarımızı korumak ve ileriye gitmek için bunu akılda tutmak gerek.

Lale Akarun

Bu yazı HBT'nin 285. sayısında yayınlanmıştır.

Lale Akarun