Yapay zekâ ile hekimlerin önemi azalacak mı?

Mustafa Çetiner Y
Yapay zekâ ile hekimlerin önemi azalacak mı?

Prof. Dr. Cem Say, benim çok sevgili bir dostumdur ve yapay zekâ konusunda her halde ülkemizin en donanımlı isimlerinden biridir. “50 soruda yapay zekâ” kitabı çok satanlar listesindedir. Benim YouTube kanalımda da beni kırmayıp konuyla ilgili bir söyleşi yapmıştı.

O röportajı yaparken şöyle bir duyguya kapılmıştım. “Acaba insanlığın hekimlere gereksinimi gerçekten kalmayacak mı, yapay zekâ bir hekimin yerini alabilir mi?” Bu soru elbette sadece benim aklıma gelmedi ve elbette sadece hekimler için sorulacak bir soru değildi. Dünyada çok satanlar listesinde yer alan “Robotlar geliyor” kitabının yazarı John Pugliano’ya bakarsanız içlerinde hekimliğin de olduğu bir dizi mesleğin önemi azalacak. Puglio, hekimlik dışında avukatlık, mimarlık, muhasebecilik, pilotluk, emlakçılık gibi mesleklerin de çalışma alanlarının daralacağını söylüyor.

Söylediği net; “önümüzdeki 5-10 yıl içinde rutin ve öngörülebilir meslek dallarında yapay zekâ hakimiyeti artacak.” Yani şunu diyor “çok yaratıcılık ve zekâ gerekmeyen işlerin önemi azalacak.”


Peki hekimlik, bu meslekler arasında sayılabilir mi?

Soruya yanıt vermeden bir tespitte bulunalım.

Hekimlik mesleğinde karşılaşılan hastaların büyük bölümünün tedavisi bir yaratıcılık gerektirmiyor. İyi hekimlik pratiği için gerekli olan temel şartlar konsantrasyon ve yenilenen bilgidir, yani literatürü yakın izlemektir, o kadar. Bu iki şart yapay zekânın pekala ve hatta daha da iyi yapabileceği bir iş.

Peki iyi hekimlik için bu iki şart yeterli mi?

Dr. Abraham Verghese’nin 2011 tarihli TED konuşmasını bu sütundan daha önce önermiştim, şimdi yeri geldi, yeniden önereceğim. Konuşmanın ismi “touch the patient” idi, yani “hastaya dokunmak.”

“Hastaya dokunmak”, işte sihirli söz bu, iyi hekimlik için olmazsa olmaz olan, hem fiziksel hem de ruhsal olarak hastaya dokunmaktır.

Günümüzün hekimleri ise bunun anlamını neredeyse unuttu, yapay zekâyı beklemeden kendi alanlarını çoktan daralttılar bile.

Çağdaş hekimler, ilaç sektörü ile bilimsel olmayan hurafelerden geçinenlerin arasına sıkışmış, aklı karışık teknisyenler grubuna dönüşmeye başladı. Hekimler, kendilerini risk skorlama sistemlerine, nasıl yazıldıkları güncel bir tartışma konusu olan “tıbbi tedavi ve tanı rehberlerine”, tıbbın ilişkileri kuşkulu gurularına teslim etmiş haldeler.

Hekimlik sezileri, hekimliğin etik değerleri anlamını yitirmeye başladı, bu meslek her hastanın farklı kişilik ve inanışlarına aldırmadan standart tedaviler uygulamaya çalışan, yaratıcılıkları sınırlı bir meslek grubuna dönüyor. Oysa hekim bir terzi gibi olmalı, herkese standart konfeksiyon satan değil, ustaca dikilmiş elbiseler sunan kişi olmalı.

İyi hekim, tıptaki güncel gelişmeleri yakından izleyen ama doğru ile yanlışı ayırma becerisi gelişmiş, gerçekçi, yaratıcı, hastasının özelini bilen, ona saygı duyan hekim demektir. Gelelim tekrar yazının başlığındaki soruya; Teknoloji çağında hekimlerin önemi azalacak mı?

Yanıtım hem evet hem de hayırdır.

Yanıtım evettir, çünkü yapay zekâ, bu yüzyılın hekimlerinin haklı olarak hata yapmamak için konsantre oldukları ve öncelemeleri gereken işlerin neredeyse tümünü çok daha kusursuz biçimde yapabilecektir. Bundan da kimsenin tarihteki “makina kırıcılar” gibi şikâyet etmeye hakkı yoktur. Hastanın laboratuvar sonuçlarını, radyolojik bulgularını, patoloji sonucunu değerlendiren yapay zekâ, mükemmele yakın biçimde hastanın tüm risk skorlarını hesaplayacak, anında uygun tedaviyi bulabilecektir. Bundan daha iyi ne olabilir. Ama başlıkta sorduğum soruya bir yanıtım da hayırdır. Çünkü yapay zekâ, bir terzi titizliği ile çalışan hiç bir hekimin yerini alamaz, ona ancak yardımcı olabilir. Yapay zekâ, hastanın gündelik gereksinimlerini, tedavi yan etkilerine karşı yaklaşımını, inançlarını, aile bireyleri ile olan ilişkilerini, yaşam dengelerini bir “terzi” hekim gibi bilemez.

En mükemmel bile olsa, yapay zekâ, akıl verdiği hastasına sabah vizitinde sıcacık bir “günaydın” nasıl diyebilir ki?

Mustafa Çetiner / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 150. sayısında yayınlanmıştır.

Mustafa Çetiner

Prof. Dr. Mustafa Çetiner 1964 yılında Kayseri'de doğdu. Halen Acıbadem Sağlık Grubu Maslak Hastanesi'nde İç Hastalıkları, Hematoloji Bölümü'nde görev yapmaktadır. Hekimliği ve öğretim üyeliği yanında Popüler bilim, etik, tıp ve tıp tarihi konularında kaleme aldığı güncel yazılarıyla tanınır.