Koronavirüs yenir mi, üretilir mi, silah olur mu?..

Orhan Bursalı
Koronavirüs yenir mi, üretilir mi, silah olur mu?..

Boş verin başlığa, evet konumuz koronavirüs. Komplo teorileri almış başını gidiyor, “biyolojik silah olarak üretildi”den tutun, “Çin’i ekonomik olarak vurmak için ABD saldırdı”ya, hatta “Çin, nüfusunu azaltmak için kendi insanlarını öldürüyor”a kadar uzanan çok geniş bir yelpazede, hiçbirinin gerçeklikte bir izi olmayan iddialar...

Önceki gün TV’de bir “ekonomi uzmanı” da “SARS virüsünü ABD üretti” dedi.

SARS virüsünün (2002 salgını) laboratuvarda üretilip ortalığa salındığına ilişkin hiç bilimsel bir ipucu yok. Gerçek olan, denetimli bilim laboratuvarlarında elde edilen virüsler üzerinde, tanımak, aşı ilaç geliştirmek, etkinliğini anlamak ve karşılaştırmak amacıyla çalışmalar yapıldı ve yapılıyor.


Ülkelerin askeri laboratuvarlarında “askeri silah” olarak virüsler üzerinde de çalışmalar yapılıyor olabilir.

En sonunda “kimyasal ve biyolojik silah”ların, devletlerin askeri silah kapasiteleri içinde olduğunu herkes biliyor.

Kimyasalı biliyoruz, belki de biyolojik silah da vardır ve üretilmiştir.

Emperyalist güç, iktidar, sömürü ve üstünlüklere kesin ulaşma siyasi, ekonomik ve askeri politikalarının varlığı, her türlü melaneti dünyanın başına sarma olasılığını da beraberinde getiriyor.

Siyasal mantığı yok

Fakat, koronavirüs saldırısının bugünkü koşullarda ve bu amaçlarla yapıldığını ileri sürmenin siyasal bir mantığı yok.

Bu tür virüslerin öldürücülüklerinin yüzde 2-4 arasında olduğu görülüyor. Şimdiki ise SARS virüsüne kıyasla daha az öldürücü.

Virüsler bizden, insandan, laboratuvardan, bilimden, askeri üretimden vb. tamamen bağımsız olarak varlar. Dahası, insandan önce, milyonlarca yıl önce varlar.

Yarı canlı yaratıklar olarak, tıpkı tüm canlılar gibi, hayatlarını sürdürmek, çoğalmak ve yayılmak için varlıklarını korurlar, geliştirirler ve sürdürürler. Uygun ortamı bulduklarında ve insana da bulaşma ve oradan yayılma niteliğine büründüklerinde de SARS ve şimdiki virüs gibi salgına dönüşebilirler.

Bu virüslerin, bakterilerin hayatının doğal seyridir. Dünya adeta onlara aittir!

Virüsler kitlesel katliam yapar mı?

Acaba geçmiş yıllarda olduğu gibi, koronovirüsler bir gün muazzam öldürücü bir niteliğe sahip olup milyonları kırıp geçirebilirler mi?

Korkulan bu bana göre, ama insanlık kendini nasıl koruyacağını öğrendi. Bilim sayesinde bunu başardı. Derhal tecrit ilk başta. Virüsü kendi başına bırakmak, barınacağı insanı bulamazsa ölür. En öldürücüsü bile bulaştığıyla ölür.

Bilimin koronavirüs konusundaki muazzam hızı ve işbirliği küresel çapta bilimi ve toplumları harekete geçirdi. Paylaşım ve dayanışma.

Ayrıca hiçbir virüsün herkesi öldürücü bir niteliğe kavuşması pek de mümkün değil.

Bu nedenle büyük bir yok edici salgın beklemeyelim.

20 günde 50 makale

Bilimin hızına bakın: Son 20 gün içinde koronavinüs (2019-nCoV) üzerine 50’den fazla araştırma makalesi yazıldı ve çok acele yayımlandı! Sadece İngilizce 54 adet! Nature’dan öğrendiğimize göre, makalelerin birçoğu, virüsün yayılma hızına, kuluçka süresinin uzunluğuna, bulaştıktan ne kadar sonra belirtiler gösterdiğine ve genom yapısına ilişkin. Birçoğu da genetik özelliklerini ve yapısını inceliyor. Kuluçka süresinin 14 gün kadar olabileceği ve Wuhan’da yani merkezde en kötü olasılıkla 190 bin kişiye bulaşabileceği kestiriliyor.

Virüs engellense bile grip salgını gibi yer yer dünyayı dolaşabilir ve tehlike yaratabilir. Tamamen yok olup olmayacağı bilinmiyor. Bir bilimci, belki de sonsuza kadar bizimle olacak bir virüsü inceliyoruz, der. Tabii virüs mutasyon geçirebilir, ama daha tehlikeli olmayabilir.

Virüs mü insan mı?

Virüs kitlesel katliama neden olmayacak belki ama insanoğlu, bunları silaha dönüştürerek katliam yapabilir. Ayrıca bunun için virüse mi ihtiyacı var, elinde çok daha tehlikeli imha silahları varken..

Orhan Bursalı


*Bu yazı 2 Şubat 2020 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.


Orhan Bursalı