Bilişsel yanlışlıklarla baş edilebilir mi?

Özlem Kayım Yıldız
Bilişsel yanlışlıklarla baş edilebilir mi?

Bilişsel çarpıtmaları ortadan kaldırmak için aktif bir çaba ile dürtüsel ve hızlı karar verme süreci baskılanmalı, inançlarımız ve görüşlerimize kuşkuyla yaklaşmalı, kanıtları kritik biçimde değerlendirmeli ve hızlı karar verme dürtümüze direnmeliyiz.

Politik seçimleri de içeren kritik karar verme süreçlerinde bilinçsiz biçimde başvurduğumuz bilişsel yanlılıklar konusunda literatürde çok sayıda veri olmasına karşın, bu yanlılıkların etkin biçimde ortadan kaldırılmasını sağlayacak yöntemlere ilişkin bilgiler sınırlıdır. Genel görüş, her bir yanlılığın farklı mekanizmalarla geliştiği ve her birini önleyecek tek bir etkili yöntemin olmadığı yönünde olsa da bazı stratejilerin işe yarayabileceği düşünülmektedir.

Kör nokta yanlılığı


İlk adım, zekâ ve eğitim düzeyimizden bağımsız olarak, bu bilişsel kısa yollara meyilli olduğumuzun farkına varmak. Fakat bu farkındalığın az bilinen başka bir yanlılığa yol açması olasıdır: başkalarındaki çarpıtmaları kendimizinkinden daha kolay belirle- memize neden olan kör nokta yanlılığına.

Başka bir deyişle, başkalarının bilişsel yanlılıklarını görürüz, ancak kendimizinkini görmemiz zordur.

İşin kötü yanı, olağan eğitim süreci ile edinilen yetiler bu yanlılığı ortadan kaldırmak bir yana, onu besleyebilir. Bu nedenle kritik düşünme becerisinin yani metakognisyonun geliştirilmesi eğitim sürecinin hedeflerinden biri olarak benimsenmeli, bireylerin “düşünme süreci üzerine düşünmeleri” yani düşünme sürecinin farkında olmaları, bilişsel çarpıtmalarını kontrol altına alma stratejilerini öğrenip aktif biçimde uygulayabilmeleri sağlanmalı.

İkili İşlem Teorisi

Öncelikle bilişsel yanlılıkların ortaya çıkış mekanizmasına odaklanılmalı. İkili işleme teorisi (dual processing theory), karar verme süreçlerinde iki farklı mekanizmanın kullanıldığını öne sürer. Nörobilim çalışmaları da bu iki mekanizmanın gerçekten var olduğuna işaret eder (https://doi.org/10.3389/fps- yg.2018.01237).

Teoriye göre sıklıkla başvurduğumuz tip 1 süreçte bilinçsiz, hızlı, çoğunlukla etkili ancak hataya yatkın bir karar verme söz konusudur, yavaş ve zahmetli ancak daha doğru seçimler yapılmasını sağlayan tip 2 sürece ise seyrek olarak başvururuz.

Kontrol öğretilebilir

Bilişsel çarpıtmaları ortadan kaldırmanın (debiasing) yolu, tekrarlayıcı biçimde tip 2 süreci kullanmaktan geçer. Bunun için aktif bir çaba ile dürtüsel ve hızlı karar verme süreci baskılanmalı, inançlarımız ve görüşlerimize kuşkuyla yaklaşmalı, kanıtları kritik biçimde değerlendirmeli ve hızlı karar verme dürtümüze direnmeliyiz.

Bilişsel konfor terk edilmeli, bireylerin, geçmişteki ve günümüzdeki potansiyel bilişsel yanlılıklarının ve bunların olası olumsuz sonuçlarının farkında olmaları sağlanmalı. Alternatif stratejiler öğretilmeli ve bu stratejilerin bireylerin rutin düşünme yolu olarak izlenmesi sağlanmalı.

Yaygın kötümserliğe rağmen bilişsel çarpıtmaları kontrol altına almak öğretilebilirdir.

Özlem Kayım Yıldız

*Bu yazı, HBT Dergi 367. sayıda yayınlanmıştır.

Özlem Kayım Yıldız