Pestisitler, dopaminerjik nöronlara hasar vererek Parkinson’a yol açabilir

Özlem Kayım Yıldız
Pestisitler, dopaminerjik nöronlara hasar vererek Parkinson’a yol açabilir

Parkinson hastalığı, genetik ve çevresel faktörlerin etkileşimisonucu gelişen, titreme, katılık, hareketlerde yavaşlama ve postür bozukluklarıyla karakterize olan kompleks bir nörolojik hastalıktır. Çiftçilik, hayvancılık, kuyu suyu içmek ve kırsal yaşamın Parkinson hastalığı riskini artırdığına ilişkin epidemiyolojik bulgular mevcuttur.

Kırsal yaşam ile pesitisitlere maruz kalmak arasında bir bağıntı olduğu açıktır. Gerçekte, Parkinson hastalığın gelişiminde rol oynayan çevresel faktörlerden birinin pestisitlere maruz kalmak olduğuna işaret eden epidemiyolojik veriler uzun süredir mevcuttur. Mesleki olarak pestisitlere maruz kalan kişilerde maruz kalma süresi ile ilişkili olarak Parkinson hastalığı riski artmaktadır.

Bununla birlikte, hangi pestisitlerin hastalık riskinde belirgin bir artışla ilişkili olduğu ve pestisitlere maruz kalma ile Parkinson hastalığı gelişimi arasında bir nedensellik ilişkisi olup olmadığı bugüne dek net olarak belirlenememişti. Yeni elde edilen bulgular, yaygın olarak kullanılmakta olan bazı pestisitlerin dopaminerjik nöronlara doğrudan toksik etkide bulunarak Parkinson hastalığına yol açabileceğine işaret ediyor.


UCLA Health ve Harvard Üniversitesi’nden araştırmacılar tarafından yürütülen ve Nature Communications adlı dergide 16 Mayıs 2023’te yayınlanan makalenin bulgularına göre belirli pestisitlere maruz kalma, Parkinson hastalığına yol açabilir. 1972 yılından bu yana pestisit kullanımının kayıt altına alındığı California eyaleti verilerini ve Parkinson hastalarının adres bilgilerini değerlendiren araştırmacılar, pestisitlere maruz kalmanın Parkinson hastalığı gelişimi ile ilişkili olup olmadığını araştırdılar. 53 pestisitin Parkinson hastalığı gelişimi ile epidemiyolojik olarak ilişkili olduğu belirlendi.

Sonraki adım, her bir pestisitin Parkinson hastalarından elde edilmiş kök hücrelerden farklılaşmış dopaminerjik hücreler üzerindeki toksisitesinin araştırılmasıydı. Böylece, bu nöronlar üzerinde doğrudan toksik etkisi olan on pestisit belirlendi. Bunlar içerisinde dördü insektisitti: dicofol, endosulfan, naled, propargite; üçü herbisitti: diquat, endothall, trifluralin ve üçü fungisitti: bakır sülfat (basic ve pentahydrate) ve folpet. Amerika Birleşik Devletleri’nde halen kullanılmakta olan bu pestisitlerin çoğu daha önce toksik olarak sınıflandırılmamıştı.

Pamuk tarlalarında bir tehlike: Trifluralin

Ayrıca, veri tabanı kayıtlarına göre pamuk tarlalarında en çok kullanılan pestisitlerin toksisitesi değerlendirildi ve özellikle trifluralin içerenler olmak üzere kombinasyon şeklinde uygulanan pestisitlerin sinerjistik etki ederek en yüksek toksisiteye neden oldukları belirlendi. Trifluralin, daha önce de Parkinson hastalığı ile ilişkilendirilmişti.

Çalışmanın verileri, pestisitlere maruz kalmakla Parkinson hastalığı gelişimi arasında nedensellik ilişkisi olduğuna ve belirli pestisitlerin Parkinson hastalığının gelişiminin altında yatan mekanizma olan dopaminerik nöronlara doğrudan hasar verdiğine işaret ediyor. Parkinson hastalığına yol açan çevresel faktörlerin belirlenmesi, hastalık riskinin azaltılması için gerekli. Bir sonraki adım, pestisitlerin hangi biyolojik yolaklarda bozulmaya yol açarak Parkinson hastalığına neden olduğunu ve potansiyel gen-çevresel faktör ilişkilerini belirlemek.

Özlem Kayım Yıldız

*Bu yazı, HBT Dergi 377. sayıda yayınlanmıştır.

Özlem Kayım Yıldız