Sorun sende değil!

Tanol Türkoğlu
Sorun sende değil!

Bir Twitter polemiği akıllara yine o eski soruyu getiriyor: Cahil olmak mağdur olmak demekse, cahil olmak zoru kolay yapıyorsa, insan neden kendini geliştirmeyi seçsin? Neden zor yoldan gitsin? Yangına bir de şu körükle gitmeyi eklemeli: Toplumda cahilin aşırılıklarını görmezden gelen, ona kol kanat geren (doğrudan ya da dolaylı bir kamusal) destek!

Tabii önce “cahil” kavramı ile ilgili ortak bir dil oluşturmak gerek. Burada kullanılan “cahil”, eğitim almamış, okula gitmemiş, diploması olmayan anlamına “gelmiyor”. Çok daha geniş bir kapsamda; kendini geliştirmeyi reddetme durumuna işaret ediyor. Bu anlamıyla cahil kavramı kimseyi rencide etmemelidir; çünkü kişi ilerlemesini, gelişimini gün gelir kesmeye karar verebilir; işte o gün onun cahilliğinin başladığı gün olur! Bu risk her birey için geçerlidir. Genelde yaşına bakarak bireyin bu durağanlığı (kısmen ya da tamamen) hoşgörülebilmekte.

Peki tolerans gösterecek aşamaya, yaşa gelmemişler ne olacak? Karşısına geçtiğinde iki kelime edemeyeceği profesöre sosyal medyadan küfür eden bir genç kadını nereye koyacağız? Fikirleri uyuşmuyor diye birisini ölümle tehdit eden kişinin savcıya “Ama yapmadım ki” şeklindeki savunmasını yeterli bulacak mıyız?


Belli ki bulanlar da var, görmezden gelenler de. Ancak iş cahil olmayanın eylem ya da söylemine geldiğinde her türlü hoşgörü ve tolerans kapıları kapatılıyor. Sen eğitimli birisin, sen okumuş birisin, nasıl olur da böyle sözler söylersin?

Cahil olduğu için erkeğiyle kadınıyla toplumda ikinci sınıf vatandaş yerine konduğuna inan(dırıl)an birey, günümüzde artık buna hınç duymakla ya da fırsatı eline geçirdiğinde acısını çıkarmakla kalmıyor. Verdiği tepkilerle bizzat kendisi de “cahilliğin kötü bir şey” olduğunu teyit ediyor. Farkında bile olmadan! Aksi taktirde okumuş adamın üstüne “İşte bakın, o da yapıyor; hem de bu kadar okumuşluğuyla” diye gitmez! Bu mentalite belli ki uzun yıllar “eğitim cahilliği alır; eşeklik baki kalır” özlü(?) sözünde kendisini gizleyerek gününün gelmesini beklemiş. Internetin dünyanın son köyündeki son eve de girmesiyle de artık su yüzüne çıkma konusunda herhangi bir sakınca görmüyor!

Bu cahilliğin ikiyüzlülüğü maalesef o kadar açık ki pek çok birey “köprüden geçmeyi başardıktan sonra” açık açık ardından gelenleri eleştirmekten kendisini alamıyor. Dünyadan bir örnek; ABD Başkanı Trump’ın göçmenlerle ilgili sözleri (sanki kendi ailesi yüzyıllardır o topraklarda yaşıyormuş gibi). Ülkemizden bir örnek ise Anadolu’dan İstanbul’a “eskiden” göçmüş olanların pek çoğu: “İpini koparan İstanbul’a geliyor!” (sanki elli sene önce İstanbul’a gelmiş olması yeterliymiş gibi).

Son kertede bu ikiyüzlülüğü de kendi içinde tutarlı bulmak gerek. Birey zaten bu türden bir ikiyüzlülük sergilediği için içindeki o kendini küçük görme halini üstünden atamamış oluyor. Peki hiç mi dönüp şu değerlendirmeyi yapmaz: Okumadım ama yine de toplumda bir yere geldim. Demek ki sorun bende değilmiş! Evet sorun sende değil, senin potansiyelini ortaya çıkarmak yerine başka kaygılarla şekillendirilmiş eğitim sisteminde!

Tanol Türkoğlu / [email protected]

Bu yazı HBT'nin 113. sayısında yayınlanmıştır.

Tanol Türkoglu