Çayımız üzerine ne dolaplar dönüyor?

Editör ne diyor?

Milletçe en çok tükettiğimiz içeceklerin başında geliyor denebilir. Ama ne içiyoruz diye üzerine bir gittik, hem çayın toprağının kalitesizleştiğini dolayısıyla ürünün özelliklerinden kaybettiğini, hem de çayın en değerli 2,5 yaprağının değil, neredeyse bir dal gibi budanarak çay şirketlerine satıldığını öğrendik.

Bu sonuncusunu biliyorduk. Eskiden devletin koyduğu bir kural olarak çay üreticileri sadece 2,5 sürgün yapraklarının alımını yapardı. Şimdi ise artık çay bitkisi ne verdiyse… Kontroller devre dışı. Dolayısıyla çay iki açıdan da kalitesini yitiriyor. Şüphesiz ki bu durumun siyasi sorumluları var. Ve bir sorumuz: Çaykur bu yıl neden 700 milyon TL’ye varacak kadar zarar yaptı? Batuhan Sarıcan’ın yazısını okuyacaksınız.

Çok önemli gelişme


Son yıllarda özellikle tıbbi görüntüleme alanındaki iki önemli teknoloji, kanser tümörü gelişimini erken evrede yakaladığı gibi, kanserli hücrelerin vücudun içindeki konumunu nokta atışı ile tespit edebilmeyi sağlıyor. Bu gelişmelerden biri lazer ışınlarıyla kan dolaşımı içindeki tümör hücrelerini yakalıyor, bir diğeri de insan vücudunun 3 boyutlu görüntüsünü 20 saniye içinde çekebiliyor.

Araştırma gündemindeki haberlerden biri çok ilginç: Eş seçiminde kişilerin genellikle hep birbirine benzer tipleri tercih etmesinin nedenleri incelenmiş. Toronto Üniversitesi’nden araştırmacılar insanların niçin hep benzer insanları eş olarak seçtiğine açıklık getirmese de sosyal çevrenin etkin bir rol oynadığını düşünüyor.

Doğan Kuban yine her zamanki bilgeliği ile ülkemizim bugünkü geri kalmışlığının nedenlerini sorguluyor. Osmanlı sanatında mimarinin bile Türkler’in elinde olmamasına dikkat çekiyor ve bugünkü cehaletin temelinin Osmanlı’da sanatın, felsefenin yasaklanmasına, bilim ve teknolojinin yokluğuna bağlıyor. Bir diğer önemli tespiti ise artık büyük devletlerin kendi toprakları içinde savaş çıkartmaması ve çıkacak olan savaşların gelişmemiş devletleri sömürmeyi hedeflemesi.

Türk bilim dünyası 24 Haziran’da çok önemli bir üyesini yitirdi. Çocuk onkolojisinin ve TÜBA’nın kurucusu Prof. Dr. Ayhan Okçuoğlu Çavdar dünya çapında öğrenciler yetiştirmiş saygın bir bilim insanı ve toplumsal sorumluluklarını ziyadesiyle yerine getirmiş bir Cumhuriyet aydınıdır. Prof. Dr. Erdal İnönü ile birlikte kuruluşunu gerçekleştirdikleri TÜBA’dan, Bilim Akademisi koşullarından uzaklaşması ve hükümete bağlı kılınması üzerine 2012’de istifa etmişti. Reyhan Oksay derledi. Mustafa Çetiner de hocası Ayhan Çavdar’ın gerçek bir “Cumhuriyet Projesi” olduğunu belirterek, “O ve onun gibileri asla unutmamak gerekir, hem kendimiz hem de gelecek kuşaklar için” diyor.

Bilinç üzerine öncü düşünürlerden David Chalmers, ‘Sanal gerçeklik ve yapay zekâ kesinlikle dünyayı değiştirecek’ diyor ve bilinç üzerine alanındaki felsefi tartışmaları canlandırıyor. Kendisi ile yapılan söyleşide genel zekâ ve bilinç arasındaki temel ayrıma dikkat çekerek bilincin daha ahlaki bir boyut taşıdığını ileri sürüyor... Müfit Akyos yapay zekânın belirsizliğine dikkat çekerek, teknoloji şirketlerinin devlete yaklaştıkça demokrasiden uzaklaşmaya başlamalarını üzerinde durulması gereken önemli bir sorun olarak değerlendiriyor.

17-21 Haziran tarihleri arasında yapılan Uluslararası Geometri Zirvesi’nden yenilikleri Ergun Akleman yazdı.

Uyku sömürüsü

Arş. Gör. Tuğçe Ezgi Soyaltın depresyon ve uyku arasındaki ilişkiyi irdeliyor. Modern hayatın hay huyu içinde kaybeden tarafın hep uyku olduğunu işaret eden Soyaltın, günümüz insanının iyi bir uyku için pazara yöneldiğini, yatak, yastık, haplar, ışıklandırma, yeni cep telefonu aplikasyon piyasasının uykusuzluğa çözüm iddiası ile nasıl prim yaptığını açıklıyor. Çağdaş yaşam uykusuz bırakıyor ve sonra da ceplerimiz boşalıyor.

Prof. Dr. Kaya Yorgancı mezuniyet sonrası yurt dışında eğitim gerekliliğini tartışıyor. Tanol Türkoğlu, Yaşam 3.0 ve Evren 2.0 yazısında insanoğlunun yazılım katmanında tasarım yapmayı öğrenerek “hızlandırdığı” evrimsel gelişimi, donanım düzeyinde de başarabilir mi diye soruyor. Türkoğlu ayda bir yayımlanan Dijitalem sayfasını ise internetin dönüm noktalarına, ilginç olaylara, Nikola Tesla, Seymour Cray gibi vizyonerlerin hedeflerine ulaşmak için neleri feda ettiğine ayırmış. Cem Say iki üniversitemizde lisans düzeyinde açılan “Yapay Zekâ Mühendisliği” programıyla ilgili üniversite adaylarının sorularını yanıtlıyor.

Beslenme sayfamızda bamyanın faziletlerine dikkat çekiyoruz.

Parabenin girmediği ürün var mı? Marketlerdeki kozmetik ürünlerden, ilaçlara ve yiyeceklere kadar uzanan geniş ürün yelpazesindeki tüm ürünlerin içerdiği paraben ne kadar zararlı?

Baykuşların cinsiyeti nasıl saptanır? Bu çok alengirli bir konu. Hele hele bir de 23 yıl erkek olduğunu sandığınız baykuşunuzun bir gün gelip yumurtladığını görseniz ne düşünürsünüz? Üstelik 23 yıl boyunca bakıcısıyla cinsel ilişkiye girme çabalarında bulunan bir kuşun, aniden yumurtlaması gerçekten haber niteliği taşıyor.

Haber ve yazılarımızın sadece bir kısmını birer satırla size tanıtmaya çalıştık. Bir haftalık sürecek bir okuma macerasına başlayacaksınız bu sayımızla.

Gelecek Cuma’ya kadar sevgi ve saygıyla…

25 gence dergi ulaşmaya başladı. 75 genç için çağrımız sürüyor

2 hafta önce bir çağrımız olmuştu. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Gençlik Merkezi’nin bizimle iletişime geçtiğini ve ÇYDD’den burs alan 100 öğrencinin dergimize dijital abone olmak istediğini söylemiş ve “Siz okurlarımız arasından bu gençlere dergi aboneliği hediye etmek isteyen olur mu?” diye sormuştuk.

Şimdiden 25 gencimize dergi aboneliği geldi. Okurlarımızdan İbrahim Özgür Çiçek 2 öğrenciye, Emre Çakır, Volkan Tosun ve Çiğdem Asarkaya birer öğrenciye abonelik desteği sağlarken isimlerinin açıklanmasını istemeyen bir okurumuz 10 öğrenciye, 2 okurumuz her biri 4’er öğrenciye ve bir okurumuz da 1 öğrenciye dergi aboneliği hediye ettiler. Biz de HBT olarak 1 öğrencimizi üstlendik. 75 öğrenci için çağrımız sürüyor. ÇYDD’li gençlere dergi aboneliği hediye etmek isteyenler lütfen bize e-posta yazın: [email protected]