Çin bilimde bayrağı kaptı, koşuyor

Editör ne diyor?

Çin’in bilim ve teknolojide son yıllardır başlattığı atak tüm hızıyla sürüyor. Uzaydan, yaşam bilimlerine kadar birçok alanda, gerek makale sayısı gerekse üniversite eğitimi ve araştırmalar konusunda tam gaz ilerliyor. Ama içlerinde bir konu var ki; tüm dünya yakından izliyor: CRISPR.

CRISPR’i en yalın anlamıyla genetik düzenleme teknolojisi olarak tanımlayabiliriz. İşte Çin bu teknolojiyi kendi ülkesinin temel sorunlarını çözmede başarılı şekilde kullanmaya başladı. En büyük hamlesi ise 1,5 milyarlık nüfusunu besleyecek kaliteli üren veren bitkilerin üzerinde yoğunlaşması. Bu yüzden 10 milyar dolarlık tarım yatırımda CRISPR’a de büyük bir bütçe ayrılmış durumda. Sadece maymunlarda değil köpeklerde, farelerde, domuzlarda ve tavşanlarda uygulanmak üzere uzun bir CRISPR listesi var. Bu araştırmalar, daha yüksek kaliteli etler, hastalığa dayanıklı tarım ve hayvancılık ile yeni tıbbi tedaviler ve organlar vaat ediyor.

Hal böyle olunca Çin’in bu hızlı yükselişini kapağa taşımaya karar verdik. Arkadaşımız Batuhan Sarıcan bu konuda ilginç bir yazı ortaya çıkardı.


Bezos’un korkunç sömürüsü

Erdal Musoğlu, Amazon’un CEO’su Jeff Bezos’un 18. yüzyıldaki robot satranç oyunu Mechanical Turk adı verilen düzeneği 2005 yılında Amazon MTurk adı altında ticari bir ürün haline getirmesini ve işin artık çalışanlara yönelik bir sömürü düzeni halini almasını yazdı.

Doğan Kuban hocamızın bu hafta yazısı halkın doğa ve yaşam üzerine düşünceleri konusunda yazdı.

Bilim ve Üniversite sayfamızda ise Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç’ın “Beyin Penceresinden Yaşam” başlıklı yazısının son bölümünde bağlantısallık ve karmaşıklığa ilişkin çıkarımlar var. Konu ilginç ve bir o kadar da ufuk açıcı.

Tanol Türkoğlu,  X,Y, Z diye tanımlanan kuşak isimlerinin Türkçe karakterlerle milli hale getirilip getirilemeyeceğini sorgularken, Müfit Akyos Politikbilim’de bilim tarihine ışık tutan 2 kitabı bizlere tanıtıyor.

Bekir Onur iklim değişikliği konusundaki bilinçten yola çıkarak ve iki çocukluk anlayışı konusunda İsveç ve Türkiye’yi iki örnekle karşılaştırırken, Ahmet Yavuz ise Erzurum Kongresi kararlarının ardından Atatürk’ün Sivas Kongresi için yola çıkıncaya kadar olan süreçte yaşananları anlattı yazısında.

Mustafa Çetiner “Enerji içecekleri gerçekten enerji kaynağı mı?” diye sordu. Enerji içeceklerinin tarihi, insan sağlığı ve kapitalizm ilişkisini çarpıcı biçimde gözler önüne serdiği için konu önemli.

Atılım Üniversitesi’nden Hasan Serdar Hoş büyük veri olgusunu insan hakları açısından değerlendiriyor. İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Doç. Dr. Mehmet Toran ise öğretmenlerin mesleki yeterliliklerinin arttırılması konusunu sorguladı yazısında.

Bilim ve beslenme sayfamızın bu haftaki konuğu ise fermente yiyecekler ve bunların yararları üzerine.

Yağmur Kan gözümüzdeki bakteriler üzerine bir yazı derledi.

Evde planör yapmak mı?

Evinin arka bahçesinde planör yapan Gürsel Kaya ile bir söyleşimiz var dergimizde. Kaya hayatının uçmaya adamış bir amatör. Model uçak tasarımı ile başlayan tutkusu onu sonunda evinin bodrumunda ve arka bahçesinde sıfırdan gerçek bir planör tasarlayıp yapmaya yöneltti.

Avcı-toplayıcı topluluklarda insanların kısa boyu ile ilgili evrimin bir gizi daha keşfedildi. Kısa boyun sorumlusu: TRPS1 adı verilen bir gen. Sebebi ise kısa boyluların virüslere daha dayanıklı olması, yani bir şekilde doğal seçilim.

İnsan vücudunun bilinmeyenlerine ilişkin dizimiz bu hafta da sürüyor.

Nilgün Özbaşaran Dede tarafından hazırlanan Araştırma Gündemi’nde Avustralya’da dev bir volkanik bölge bulunmasından, mağara ayısının soyunun nasıl kuruduğuna, güneş kremlerinin denizleri kirletmesinden insan boyundaki dev penguenlere kadar ilginç konular var.

Hayvanlar Dünyası’nda ise “Kediler neden ot yer?” sorusunun yanıtı yer alıyor.

Anlayacağınız yine dopdolu dergimiz. Bilimi aydınlanmanın yolu olarak gören siz okurlarımızın keyifle okuyacağını düşünüyoruz.

30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.

Sevgi ve dostlukla…