Şüphesiz ki iyi dilek, sağlık ve mutluluk tüm okurlara, tüm ülkeye... Nasıl bir yıl daha geçirdiğimizi anlatmanın anlamı yok. Gelin biz bilime bakalım, yani dünyayla, gerçek olaylarla ilgilenelim.
Her yıl sonu bilim dünyasında binlerce olumlu gelişme arasında çığır açıcı, doğurgan, sorun çözücü, parlak araştırmalardan 10 tane seçilir. Bu seçkileri genellikle Nature, Science gibi büyük bilim dergileri ve başkaları yapar. Bazen 100’e yakın önemli olay ilan edilir.
Herkese Bilim Teknoloji bu haftaki kapak konusunu bunlara ayırdı, ama ben daha farklı konulara da değineceğim, bugün ve yarınki yazılarımda.
Embriyo nasıl canlı oluyor?
En çarpıcı gelişme, diyor Science, embriyodaki, tek bir hücredeki gelişmenin, temel araştırma, teknoloji ve yeni yöntemlerle birlikte artık kolayca izlenir olmasıdır. Canlı hayatın en büyük gizemi, nasıl oluyor da tek embriyonun çeşitli organlara, özel hücrelere dönüştüğü ve ortaya bir canlı yaratığın çıkabildiği idi. Tıp bilimi 2018’de artık bu gelişmeyi hücre hücre izleme olanağına sahip. Embriyonun açılıp saçılması, giderek, tam çalgılarıyla bir senfoniye benzetilir. Olağanüstü bir durum!
Bu gelişme izlenebildiği gibi, daha da ötesi, hücrelere, hücre içindeki genlere tek tek müdahale de edilmeye başlandı. Tıp 2018’e doğru bir patlama yaşadı ve Çinli bir bilimci henüz embriyo aşamasında iken gene müdahale ederek, HIV virüsünün bedende yayılmasını sağlayan mekanizmayı devre dışı bıraktı! Bunu üç yazı halinde yazmıştım. Bilimciler: “Tek hücre devrimi başladı.”
Yaşamın sırrı tel tel dökülüyor, üstelik tıp canlıyı da değiştirmeye başladı! Sonunu düşünün. Bu, biyolojinin en küçüğüyle ilgili son derece çarpıcı gelişmeydi.
Şimdi de fiziğin en küçüğü ve uzak evrenden gelen parçacıklarla ilgili fantastik başka bir gelişmeye bakalım. Biyoloji ve fizik, evrensel varoluşun iki temel alanı!
En uzaktan gelen ‘merhaba’lar
Evrenin en uzaklarında neler oluyor? Oralarda neler var? İnsanoğlunun yaygın merakı Ay’a seyahat, Mars’a gönderilen araçlar, Mars çevresinde turistik geziler ve Mars’a insan yerleşimine odaklanırken, astrofizikçilerin (evreni anlamaya çalışan uzay fizikçileri) derdi bunlar değil, umursamıyorlar bile Ay’ı, Mars’ı.
Tam da öyle değil tabii, yakınımızla Güneş Sistemi ile uğraşan astrofizikçiler şüphesiz ki var. Ama evrenin temel elemanları, evrendeki karadelik, nereye gidiyoruz, ilk patlamanın izleri, paralel evren teorileri, başka yaşamlar var mı, başka yıldız sistemleri ve oralarda muhtemel bize benzer dünyalar vb. gibi konular, kozmolojik takvimde olan bitenlerle ilgilenen başka âlemin insanları var.
Şimdi size, biz Antarktika’ya yerleşim hayalleri kurarken, oradaki astrofizikçilerin “Buz Küpü Nötrino Evi” kurduğunu söylersem ne anlarsınız? Ve bu Nötrino Evi'nde evrenin en uzaklarından gelen nötrinolar yakaladıklarını?
Eee ne olmuş, nötrino da nedir, yılın olayları içinde önemi ne, diye soracaksınız.. Şu kadarını belirteyim: Nötrino maddenin en küçük parçacıklarından biri. Yükleri yok gibi, bunu okurken bile bedeninizi yüz binlerce nötrino delip geçiyor! Nötrinoların önemi, galaktik yolculuk yapmaları, en uzaktan bilgi taşımaları!
“Buz Küpü” (IceCube) ise bu nötrinoları yakalamak için kurulan dedektörün adı. Dahası, dünyanın dört bir alanında kurulu nötrino “tuzakları” ağı var. Ve bu yıl ilk kez uzak galaksiden dünyamıza gelen bir nötrino yakalandı! Yeni bir bilim dalından bahsediyoruz: “Multi Messenger Astrofiziği”, kozmik ışınlarla ve çekim dalgalarıyla uğraşıyor. Dünyayı bombardıman eden yüksek enerjili kozmik ışınların kaynaklarına yolculuk başladı!
Neyimize yarar demeyin, neler oluyor deyin!
Orhan Bursalı
*Bu yazı, 31 Aralık 2018 tarihli Cumhuriyet Gazetesi, Bilim ve Siyaset köşesinde yayınlanmıştır.