Bu yazıyı okuduktan sonra etrafınızdaki bitkilere bakışınız değişecek. Kim bilir, belki de önünüze çıkan bir ağaca sarılmak isteyeceksiniz. Ya da bir çiçeği koparmadan önce durup bir an düşüneceksiniz... Evet diğer canlılar gibi göz, kulak, burun gibi duyu organları olmayabilir ama bu onların koklamadıkları, duymadıkları, hissetmedikleri anlamına gelmiyor.
Nature Communications’da yayınlanan bir çalışmaya göre bitkilerin çevrelerini dinlediği, hissettiği, burun ya da beyinleri olmasa da koklayabildiğini ortaya koyuyor. Bitkiler, kendileri için tehlikeli hayvanların kokusunu da bir şekilde algılayabiliyor ve buna tepki verebiliyorlar. Konu son derece ilginç, zihin açıcı. Sözü çok uzatmadan şu ipuçlarını da verelim: Bitkiler uyutulabiliyor, başka canlılara tuzak kurabiliyor ve kopartıldıklarını, tahrip edildiklerini anlayabiliyorlar…
İstanbul Nedir? Yanıt vermeden önce şöyle bir düşünmenizi öneriyoruz: “Şu üzerinde yaşadığımız topraklarda hangi medeniyetler vardı, neler inşa ettiler, biz neler bırakıyoruz?”. Ve sizi Doğan Kuban’ın, 76 sit alanı için yapılan imar değişikliğine ve kimlere ayrıcalıklı haklar tanındığına dair yazısı ile baş başa bırakıyoruz.
Erhan Karaesmen kentlerde mimarlık ve mühendislik arasındaki uyum ve uyumsuzluklardan örnekler verdiği bir yazı kaleme aldı.
İki önemli bilimciyi anıyoruz. Biri Türkiye’nin ilk Bilim Tarihi Doktoru: Ordinaryus Prof. Aydın Sayılı, vefatının 25. yılında İTÜ’de düzenlenen bir panelle anıldı. Diğeri ise Kasım ayı içinde yitirdiğimiz “Kimyayı sevdiren adam” olarak tanımlanan Prof. Osman Gürel. Onu da yakın dostu Ömer Kuleli’nin kaleminden okuyacaksınız.
Bayram Ali Eşiyok önemli bir kalkınma uzmanı. Bizi ta 1930’lardan bugüne getiriyor ve tarihsel veriler ışığında planlı kalkınmayı ve önemini anlatıyor. Müfit Akyos da toplum ve bilim politikalarına kalkınma perspektifinden bakıyor yazısında. Üniversitelerin önemini de vurgulayarak...
Sosyal Medya ölüyor mu? Tanol Türkoğlu Dijital Kültür’de “Sosyal Medya ölüyor mu?” sorusunu ortaya atıyor; giderek dejenere olduğunu vurgulayarak… Cem Say’ın yeni çıkan kitabı 50 soruda Yapay Zekâ’yı kısa bir yazı ile tanıttık.
Noah Hariri’nin 21. Yüzyıl için 21 Ders kitabını duymuşsunuzdur. Hariri’nin insanlığın geçmişini inceleyen üçlemesinin sonuncusu olan kitap aynı zamanda veri bilimi ve biyoteknoloji üzerinden geleceğe de bakıyor. Bahçeşehir Üniversitesi’nden Meltem Bilikmen’in çevirisi ile Dov Greenbaum ve Mark Gerstein’ın kitapla ilgili izlenimlerini keyifle okuyacağınızı tahmin ediyoruz.
İstanbul Kültür Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ekin Akalan, biyomekanik temelli yürüme problemlerinin kaynaklarını sorgulamak amacıyla geliştirdikleri yeni bir araştırma metodolojisini anlatıyor bizlere. Bir yapay patoloji üreterek yapılan gözlemin sonuçları hayli etkileyici.
Beyin araştırmaları her zaman ilgi çekici. Bu kez fareler üzerine yapılan bir araştırmadan yola çıkılarak yalnızlığın, topluluktan soyutlamanın beyine de zarar verdiği ortaya konmuş.
Bilim ve Beslenme sayfasında bu hafta yaban mersini var. Ağırlıklı olarak Karadeniz Bölgesi’nde yetişen bu küçük meyvenin faydaları ise boyundan kat kat büyük.
Ara ara size Yeşil İcat köşesinden sesleneceğiz. Bu sayıda mantardan elektrik elde edilmesini okuyacaksınız.
Yine hepimizi yakından ilgilendiren bir konu: Plastik atıkların denizlerde parçalanması sonucu ortaya çıkan mikroplastiklerin türlü yollardan bedenimize girmesi. Prof. Dr. Bayram Öztürk ve Dr. Arda Çetin iki ayrı yazı ile aynı konuyu anlatıyor.
Gribe karşı ne yapılmalı?
Kış bastırdı, grip kapıda. Önlem alınmazsa zatürre, akut bronşit gibi daha ağır vakalara da yol açabilir. Peki ne yapmalı? Amerikan Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Elif Altuğ’a kulak verin deriz... Ve yeni bir gelişme: Yıllar sonra ilk grip ilacı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi tarafından onaylandı ve raflarda yerini aldı.
Önümüzdeki hafta yeniden buluşmak üzere hoşçakalın.
***
Kurtalan’daki öğretmene 10 dergi aboneliği tamam. Sıra diğerlerinde...
2 hafta önce Siirt’in Kurtalan ilçesindeki bir öğretmenin çağrısı ile yaptığımız duyuruya okurlarımızdan yanıt geldi ve kısa sürede 10 dergi aboneliği tamamlandı. Necdet Ersoy, Hülya Tuğlu ve Burak Güç ile isminin açıklanmasını arzu etmeyen bir okurumuza katkılarından dolayı çok teşekkür ederiz.
Bu vesile ile doğu illerinde abonelik hediyesine devam ediyoruz. Öğretmenimiz “Çocuklar gerçekten dergiyi zevkle okuyor. Çok yararlandıklarını görüyoruz” diye yazmıştı. Siirt’teki öğretmen gibi başka eğitimciler olduğunu da biliyoruz. Onlardan çağrı bekliyoruz.