Ekonomi girdabındayız… Peki ya çıkış?

Editör ne diyor?

Türkiye giderek sanayisizleşen bir ülke olma yolunda adım adım ilerliyor. Artık çağın gereği kaçınılmaz bir iştahla yüksek katma değerli ürünleri tüketiyoruz. Ama üretmeden üretemeden… İthal ederek… Düşünsenize bir küresel imalat sanayi içinde Türkiye’nin katma değer payı sadece %1,1. İhracatımız düşük teknoloji yoğunluğuna dayalı. Oysa kalkınmacı devlet ve planlı bir kalkınma stratejisi olmaksınız, azgelişmişliği aşmamız mümkün değil. 2 yazarımız Bayram Ali Eşiyok ve Ali Akurgal neden Türkiye’nin ekonomik krizinin en önemli kaynağı olan sanayisizleştiğini, yapısal sorunlarını irdelediler ve çözüm yolları önerdiler.

Bayram Ali Eşiyok başta Güney Kore olmak üzere kimi ülkelerle karşılaştırmalı tablolarla durumu gözler önüne sererken, uzun yıllarını Netaş, Aselsan gibi katma değerli üretim yapan firmalarda projelere veren Ali Akurgal da mühendislik açısından neyi yapıyor neyi yapamıyoruz; ara malları üretiminde neredeyiz; Çin dünya piyasalarının nasıl ele geçiriyor; gibi konuları irdeledi.

Doğan Kuban bu hafta “Mutlu Akıl” üzerine yazdı. “Derin ve yüceltici düşünce” olarak tanımladığı mutlu akılın Batı’da ve Anadolu topraklarında Osmanlı dönemindeki gelişiminin izlerini sürdü.


Yapay zekâ ilkeleri

Ve sonunda yapay zeka ilkeleri üzerine uluslararası bir konsensüs oluşturuldu ve 42 ülke yapay zekâ ilkeleri üzerine anlaştı. İlkeleri ve önerileri sayfalarımızda bulacaksınız.

Cem Say’ın yapay zekâ üzerine yazıları sürüyor. Dünyada başarılı yapay zekâ uygulamalarından örnekler veren Say’ın bu haftaki konusu İngilizce kitlesel eğitim programı olan Duolingo’nun yaratıcısının diğer dahiyane fikir ve uygulamalarından örnekler..

Tanol Türkoğlu da güvensizliğin zirve yaptığı bir toplum olan Çin’de uygulanmaya başlanan “toplumsal kredi sistemi” üzerine yazdı; “bireylerin birbirinin gardiyanı olması işe yarayabilir mi?” sorusunu ortaya atarak…

Bir yandan dünyayı değiştiren teknolojik gelişmeler öte yandan tam gaz dünyayı yaşanmaz hale getiren sorumsuz tüketim… Avustralya’da bir düşünce kuruluşunun hazırladığı rapor insan eliyle yaratılan küresel ısınmanın yol açacağı felaketi gözler önüne seriyor: 2050’lere gelindiğinde insan uygarlığı da çökecek. Haberi tamamlayıcı bir de grafik bilgimiz var: Doğal felaketlerin yıllık ekonomik zararı en az 200 milyar dolar.

‘Organik tarım, organik gıdalar...’ bu kavramlar biliyorsunuz şu sıralar hayli popüler ama işin bir de farklı tarafı var. Organik gıdaların iklime daha fazla zarar verdiğine ilişkin yeni bir araştırmanın çıktılarını da bu arada sizinle paylaşmak istedik.

Oyuncak bir toplumun kültürünü ve değer yargılarını da yansıtır aynı zamanda. İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Arş. Gör. Sevim Karaalioğlu buradan yola çıkarak, dünyadan örneklerle günümüz tasarım oyuncaklarını anlatıyor. Tasarım oyuncakların aynı zamanda günümüz kapitalist sisteme bir karşı duruş göstergesi olduğunun da altını çizerek…

Meyan kökü faydalı mı yoksa zararlı mı? Beslenme ve Bilim sayfamızın bu haftaki konuğu Yeditepe Üniversitesi’nden Dr. Engin Celep.

İlaçlar gerçekten bayatlar mı?

İlaçlar gerçekten bayatlar mı? Son kullanım tarihi geçerse ne olur? Biliyorsunuz ciddi paralar çöpe gidiyor, son kullanımı geçen ilaçlarla birlikte? Peki, bu ne kadar doğru? Bu konudaki tartışmayı sizin için derledik.

Sağlık için yürümenin önemini artık bilmeyen yok. Ancak günde kaç adım atılmalı? İşte bu konuda kafalar biraz karışık. Harvard Üniversitesi’nde yapılan son araştırmanın bulguları günde en az 4 bin 400 adım diyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Dr. Özge Sezin Somuncu 16-18 Mayıs tarihlerinde gerçekleşen Uluslararası Moleküler Tıp Kongresi’nde neler konuşulduğunu, ne tarz işbirlikleri geliştirildiğini özetledi.

Mustafa Çetiner bilimsel bir gerçekliği olmadan düzenlenen kongrelerden birini daha örnek olarak veriyor bu haftaki yazısında. Mutlaka okumalısınız.

Hayvanlar dünyasından ilginç öyküler bu hafta da sürüyor: Oğlu çiftleşirken başından nöbet tutan anne bonobolar… Karınlarını ötücü kuşlarla doyuran yavru köpekbalıkları...

Atılım Üniversitesi’nden Prof. Dr. Meltem Huri Baturay çağımızın önemli sorunlarından biri haline gelen siber aylaklık üzerine yazdı.

***

HBT, yeni aydınlanma çağının dergisidir! Geleceğimizdir, ülkece kurtuluşumuz bilim ve teknoloji, eleştirel düşüncede, tüm bu kurumsal yapıların yaygınlaşmasında. Ele ele hep birlikte.

Gelecek Cuma yine beraber olacağız.