Hepimiz, ruh ve beden olarak geçmişin esirleri miyiz? Geçmişe değil, geleceğe odaklanın

Editör ne diyor?

Psikolojik sorunlarımızın çıkış nedenlerini hep geçmişimizde aramak doğru olmayabilir. Yeni yaklaşıma göre geçmişteki olumsuzluklara takılmaktansa, gelecekle ilgili daha olumlu bir bakış açısı oluşturmak daha sağlıklı. Psikolojik araştırmaların hedefinde hep doğduğumuz andan itibaren maruz kaldığımız olumsuzluklar bulunuyor. Oysa son bilimsel çalışmalar, geleceğe odaklanmanın bizleri depresyondan koruduğunu ve stresle baş etmemizi kolaylaştırdığını gösteriyor. Uzmanlar “Geçmişinizin geleceğinizi karartmasına izin vermeyin ve özgür iradenizle kendinize uygun bir gelecek kurabileceğinize inanın.. Geçmişinizde yaşadıklarınızı değiştirme şansımız yok ama yepyeni bir gelecek kurabilecek yeteneği var herkesin..” diyorlar. Psikolojide bu yeni yönelim bazı ruhsal sorunların çözümünü de beraberinde getirebilir. Reyhan Oksay derledi.

Bir diğer önemli konu da göç edenlerle ilgili. Hepimizin ailesinde yakın çevresinde bir şekilde bir göç hikâyesi var. Gidenler için de, geride kalanlar için de kolay süreçler değildir bu. Bir ülkeden bir başkasına göç ettiğinizde geride bir ilişkiyi, yuvanızı, güvenlik ya da aidiyet duygusunu bırakırsınız. Uzmanlar bunu ‘Bedenler yer değiştiriyor ama zihin anayurttan ayrılamıyor’ diye tanımlıyorlar. Bu durum zihinsel devinimsizlik olarak adlandırılıyor. Konu ilginç Rita Urgan derledi.

Aslında hepimiz bir kemirgeniz


Moleküler Hayat Ağacı’na göre, bizler kemirgenler ve tavşanları içeren gruptayız! Gelişen gen dizileme teknolojisi, tarihsel hayat ağacını çöpe attı. Hayvanları dış görünüşlerine göre gruplayan morfolojik hayat ağacının devri artık sona erdi. İnsan soyunun dayandığı primatların, iskelet ve beyindeki bazı benzerlikler nedeniyle bir zamanlar yarasalarla yakın akraba olduğu düşünülüyordu. Ancak bugün DNA verileri bizi, sıçan ve fare gibi kemirgenler ve tavşanları içeren bir gruba yerleştiriyor. Yarasaların ise ineklerle, atlarla ve hatta gergedanlarla bizden daha yakın akraba oldukları da ortaya çıktı..

Gıda güvenliğinin teminatı: Buğday

Buğday, dünya çapında milyonlarca insan için olmazsa olmaz bir besin kaynağı. Öyle ki pirinç ve mısırdan sonra dünyada en çok üretilen üçüncü tahıl ve insan tüketimi için en çok üretilen ikinci tahıl. Grafi k Bilgi’de son yirmi yılda küresel buğday üretiminin ülkelere göre dağılımını göreceksiniz. En büyük üreticiler: Çin, Hindistan ve Rusya. Ya sonra?

Bayram Öztürk de Rusya’nın büyük buğday üreticisi haline gelmesinin arkasındaki bilim insanı Vavilov’u, Stalin Rusyası’nda onun acı ve düşündürücü öyküsünü yazdı.

Ali Akurgal’ın yazısı idrak üzerine. ‘Önce yapmak istediğinizi tam olarak tanımlarsınız, tanımladığınızın hedefl ediğiniz soruna çözüm olacağına akıl erdirdiğinizde (idrak) işin güç tarafı geride kalmış olur. İdrak, dönüm noktasıdır’ diyor ve ekonomiden, kişisel yaşamlardan, ülkelerin politikalarından örnekler veriyor.

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Mehmet Ozansoy ‘Dil olmadan düşünce olur mu?’ sorusunu ortaya attı ve soruyu nörobilimsel yaklaşımlar çerçevesinde yanıtladı.

Türkiye’de bilim isteyen var mı?

“Bu soruya bilim alanında üretici olanlar ‘var’ diyebilir. Ciddi hiçbir şey yapmadan akademik sistemin unvan verdikleri de ‘var’ diyeceklerdir. Bazıları yurt dışında hakemli dergilerde çıkan makalelerinin sayısını söyleyebilirler. Ne var ki böyle yanıtlar soruyu ortadan kaldırmıyor. Kişilerin yaptıklarını değil, toplumun bilim isteğini sorguluyorum” Doğan Kuban hocamızın eski bir yazısından.

Tanol Türkoğlu’nun yazısı blokzincirinin ne kadar güvenli olduğu üzerine. Türkoğlu, ‘güvensiz olan blokzinciri değil, onun üzerinde çalıştığı dijital ağlar’ diyor.

Çin-ABD teknoloji savaşları

Çin’in teknolojik üstünlüğü yükseldikçe bundan büyük rahatsızlık duyan ABD’nin yeni teknolojik hamleleri de artıyor. 280 milyar $’lık yeni programını açıkladı. Sayfalarımızda...

Metaverse artık sınırlarını aşmış bir şekilde tüm sektörlerin kullandığı ve ihtiyaç duyduğu çevrimiçi bir evren haline gelmiştir. Hatta çok kısa zaman içerisinde mesleklerde değişimler meydana geleceği ve bunun yanı sıra yeni birçok iş sahası oluşacağı kesin. Kültür Üniversitesi’nden Doç. Dr. Tuğçe Ezgi Soyaltın’ın ‘Taşındık! Yeni adresimiz metaverse’ yazısı önemli.

İki yeni teknoloji haberini paylaşıyoruz: Dijital biyolojide önemli bir bir ilerleme kaydedildi: Yapay zekâ, neredeyse tüm proteinlerin yapısını ortaya koyuyor. DeepMind’ın AlphaFold yazılımının elde ettiği yeni başarı biyoloji ve tıpta devrim yaratabilir. Ve: Bilim insanları kâğıttan pil icat etti. Kâğıttan ve diğer sürdürülebilir malzemelerden yapılmış yeni bir tek kullanımlık pil, birkaç damla su ile etkinleştiriliyor, evimizde bulunan bir AA pil kadar enerji üretiyor.

Bu arada Gözde Kara, Ali Berkol ve Nihan Elverdi’nin ‘Yeni Nesil İnsanlar’ yazısı da sanal karakterlerin evrimini anlatması açısından önemli: İlk sanal karakter yaratıldığında yıl 1932 idi. Gaba Girl adlı manken dönemine damga vurmuştu. Günümüzün en ünlü ve en çok kazanan sanal karakteri, görüntüsü ve sesi tamamen dijital ortamda oluşturulan Miquela. Aynı zamanda rekabeti zor bir influencer. Metaverse sanal karakterleri ve avatarları çoğalttıkça yakın gelecekte bizim için sıradan olacaklar gibi...

Göz devinimleri belleğin eksik halkası olabilir

Göz-bellek ilişkisi üzerine bir araştırmadan elde edilen bulguların, insan biyolojisinden robot teknolojisine, hemen her konudaki çalışmalara ışık tutabileceğini düşünülüyor.

450 milyon yıldır varlar: Köpekbalıklarının bu başarısının sırrı ne? Hayvanlar Dünyası’nda.. Murat Altaş’tan..

Satrancın kökeni nereye dayanıyor? Öğrenmesi kolay ama ustalaşması yıllar alan satranç, bugün dünya nüfusunun %8’i tarafından oynanıyor. Bu haliyle en popüler masa oyunu. Peki ama kökeni nereye ve hangi zamana dayanıyor? Standartları ne zaman belirlendi? Batuhan Sarıcan’dan...

Çözüm: Tek Sağlık! Son 25 yıldır “Yeniçıkan Patojenler” kaynaklı salgınların süregeldiği Pandemiler çağını yaşıyoruz. Prof. Dr. Rüştü Taştan ‘Tek Sağlık’ yaklaşımının önemini vurguluyor.

Aşırı sıcaklarda ne yemeli?

Giderek daha sıcak hale gelen yazlarla karşı karşıya kalırken, yüksek sıcaklıkların sağlığımız için getirdiği riskleri en aza indirmenin yollarını bilmek her zamankinden daha önemli hale geldi. Peki, kavurucu sıcaklarda serin kalmanıza yardımcı olacak beslenme ipuçları neler? Bilim ve Beslenme’de..

Karanlıkta boya neden parlar? Meraklı çocuk sordu Mercan Bursalı yanıtladı.

Avrupa’nın en son pandası nerede yaşamıştı? Bilim insanları Kars’taki yaşam biçimlerinin benzerliğini keşfetti, Uçuk virüsü nasıl yayıldı? Ve diğerleri... Nilgün Özbaşaran Dede’nin hazırladığı Araştırma Gündemi’nde... Bulmacalar, Haftanın fotoğrafı gibi köşelerimizle dolu dolu bir HBT elinizde.

Önümüzdeki hafta yeni sayıda buluşuncaya kadar esen kalın, BİLİM’de kalın... Dergimizi okuyun ve okutun..

Gençlere dijital dergi aboneliği

‘Merhaba. Ben 19 Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi dönem 3 öğrencisiyim. Her zaman bilimle iç içe bir hayat yaşamak önceliğim olmuştur. Bu amaçla sizin paylaştığınız bilgilerle günceli en iyi şekilde yakalayacağımı inanıyorum. Teşekkür ederim.’

Bu ileti Hazal isimli bir genç kızımızdan. Gelen taleplerden sadece bir tanesi. Gençlere verdiğimiz dijital abonelikler yerlerine ulaşıyor ve onların gelişimine önemli katkı yapıyor...

Gençlere dijital dergi aboneliği kampanyamız sürüyor. Okurumuz Ayla Çınaroğlu 20 gence dijital abonelik hediye etti. Kendisine çok teşekkür ediyor, çağrımızı yeniliyoruz... Gençler, ve HBT alamayanlar “yoksullaşmış” okurlar, hediye abonelik için [email protected] a isim soy isim yaş ve e- posta adresinizle başvurun lütfen…