‘Marifet iltifata tabidir’: Gökhan Hotamışlıgil’in başarısı

Editör ne diyor?

Gökhan Bey 25 yıl obezite, diyabet, kompleks hastalıklar üzerine kendini adamış, ABD’de çalışan ve bir ayağı da sık sık Türkiye’de olan ünlü bir bilim insanımız. Kendi alanında çok tanınmış ve araştırmaları en itibarlı dergilerde yayınlanmış. Önemli bir ödül aldı. Biz de “marifet iltifata tabidir”, yani “yetenekleri- üstün çalışmaları övmek ve teşvik etmek gerekir” yerleşik deyişi gereğince, Hotamışlıgil’i kapak konusu yaptık. Tabii, bu atasözüne gerek yok Hotamışlıgil’i kapak yapmak için. Ödülü, güncel bir vesile olarak kullanıyoruz. Yoksa Gökhan Bey her türlü övgüyü zaten hakketmiş bir bilim insanı.

Hadi bir önemli deyişi daha anımsatalım, çünkü duruma uygun düşüyor. Bu deyiş ise ünlü İslam tıp bilgini İbn-i Sina’ya ait: “İlim ve sanat iltifat (itibar) görmediği ülkeyi terk eder.”  

Hotamışlıgil, bilim kariyerini ABD’de yaptı. Üzerine çalıştığı konuyu, taş üzerine taş koyarak, 300’ü aşkın araştırma makalesi ile inşa etti; çok sayıda öğrenci yetiştirdi, konu ile ilgili yeni araştırmalara ve yeni fikirlerin denenmesine kapıları aradı. Bilim insanı daha ne ister? Ödülü de büyük oldu.


Hem yaptığı çalışmaları ve ödül gerekçesini, hem de Orhan Bursalı’nın Hotamışlıgil ile yaptığı özel röportajı okuyacaksınız. Diyor ki: Obezite ve etrafındaki hastalıklar kümesi geniş bir yelpazede. Kalp-damar hastalıkları, diyabet, karaciğer yağlanması, astım, demans ve kanser gibi yeni fark edilen hastalıklara kadar uzanıyor... Obezite için yeni nesil ilaçlar geliştirilse bile alınan gıdalar, enerji miktarı ve hareketli kalma konularında insanların gayret göstermesi şart... Akdeniz mutfağının ve bizim memleketimizin şahane taze meyve ve sebzelerinin keyfini çıkarmak son derece güzel ve basit bir yaşam tarzı. İkinci konu da daima hareketli kalmak ve stresten biraz olsun arınmak...”

Evet, yaşamımızda Hotamışlıgil’e kulak vermeliyiz...

İklim değişikliğinin büyük etkileri

İklimde dönüşümler, yeryüzünde coğrafi değişimlere neden olarak, tarih öncesinde “yürüyen insan”a da yeni yollar, geçitler açtı. Bunlardan en bilineni kuzeyde Bering Boğazı’nın açılıp kapanması ve insanoğlunun Asya- Avrupa’dan yeni kıtayı istila etmeye başlaması… Bu konuda güncel tartışmayı okuyacaksınız, ancak bugün Arktik’teki erime gemi seferleri için de yeni bir güzergâh oluşturdu. Yaz uzadığı için Kuzey Denizi’nde taşımacılık elverişli hale geldi ve 4 bin km daha kısaldı.

Oldukça geniş ve ilginç bilim haberleriyle dolu dergimiz. Bilim çalışıyor, biz de sizlere aktarıyoruz ve en ilginçlerini gündeminize getiriyoruz. Biliyoruz ki bilgi insanı zenginleştirir.

Yazarlarımız da hem kendi alanlarındaki bilgilerle hem de değerlendirmeleriyle dergimize büyük bir zenginlik katıyor. Doğan Kuban yine İstanbul’u ele alıyor ve kentin mimari kimliğinin “yağma, zor kullanma, rüşvet ve politik manipülasyonla elde edilen ucuz sermaye” ile oluştuğunu söylüyor. İtirazımız olabilir mi?!

Erwin Schrödinger, çok ünlü ve Nobel kazanmış bir fizik bilimci, teorik “Schrödinger’in kedisi” isimli deneyi ile çok anılır, fakat bunların yanı sıra, 75 yıl önce yazdığı Yaşam Nedir? başlıklı kitabıyla da “fizikçileri birer biyolog” haline getirmesiyle bilim tarihinde yerini almış harika bir insan. Bu kitabı üzerine 25 yılda bir konferans düzenlenir. Sonuncusu geçenlerde yapıldı. Size kitabını yeniden değerlendiren bir yazı dizisinin ilkini sunuyoruz.

“Özgür müyüz, cahil mi?”

Tanol Türkoğlu, Dijital Kültür’ünde “Özgür müyüz, cahil mi?” yazısıyla toplumsal ve dijital kapsamında özgün bir konuya giriyor. Müfit Bey, sanayileşmekte geç kalmış ülkeler örneğinde Vietnam’ı ele alıyor. Orada neler oluyor bir bakın. Cem Say, “Bitcoin kuantum bilgisayarlara karşı” yazısıyla, serisini sürdürürken, Mustafa Çetiner şarbon konulu yazısında güncel değil ama Cemil Topuzlu Paşa’nın anı kitabında geçen Saray hareminde ortaya çıkan şarbon olayını magazin yönüyle de ilgi çekecek şekilde anlatıyor.

İbn-i Sina üzerine, tanınmış ilahiyatçı ve edebiyat tarihçisi ve çevirmen Abdülbaki Gölpınarlı’nın yazdığı yazıyı tarihin eski sayfalarından çıkartıp size sunuyoruz. Yazı, Sina’nın “bininci yıldönümü” üzerine yazılmış. Merakla okuyacaksınız.

Unutmadan: Geleceğin dünyası, yapay zekâ ve dijital dünya üzerine konferanslarımıza başlıyoruz.

Gelecek Cuma yeniden birlikte olmak dileğiyle…