Oppenheimer: “Ben artık dünyaları yıkan ölümün ta kendisiyim”

Editör ne diyor?

Atom silahları gölgesinde, atom bombasının babası

Rusya ile Batı arasındaki gerilim günden güne tırmanırken Christopher Nolan’ın “Oppenheimer” filmi epey ses getirdi; nükleer savaş tehdidinin başlangıç noktasını gözler önüne serdi ve yıkıcı boyutlarını bir kere daha düşünmemizi sağladı.

Buradan yola çıkarak, önce nükleer silahları küresel güçler için korkunç bir seçenek haline getiren ve ardından nükleer silah karşıtı olarak “istenmeyen adam” ilan edilen J. Robert Oppenheimer’ın hikâyesine baktık. Ağustos 1945’te Hiroşima ve Nagazaki’nin ayrı ayrı bombalanmasıyla yüzbinlerce insan hayatını kaybederken, Japonya’ya karşı savaş resmen sona ermiş, Oppenheimer ise ABD’de bir halk kahramanı olarak selamlanmıştı. Ancak Oppenheimer için hem vicdani hem de dış hesaplaşmalar başlayacaktı. Hindu felsefesine ilgisiyle de bilinen Oppenheimer, ilk atom bombası patlatıldıktan birkaç saniye sonra, Bhagavat Gita’ya atıfla “Ben artık dünyaları yıkan ölümün ta kendisiyim” demişti. Batuhan Sarıcan yazdı.


Science dergisi de Oppenheimer’ı bilim insanı yönüyle tanımak üzere, Hofstra Üniversitesi'nde emekli fizikçi ve tarihçi David C. Cassidy ile Oppenheimer ve bilimsel durumu üzerine söyleşi yaptı. Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden İlkim Atılgan bu söyleşiyi özetledi.

Ayrıca Nature’dan bir yazı daha: “Bugün bilim insanları için Oppenheimer’dan önemli dersler var. Atom bombası tarihçisi Richard Rhodes, araştırmacıların filmde ne kadar başarılı olduğu ve neyin doğru neyin yanlış olduğu hakkında konuşuyor”.

Depremi 2 saat önceden...

İddialı bir araştırma: Türkiye açısından son derece önemli. Küresel Konumlandırma Sistemi (GPS) ölçümleri, birçok büyük depremin iki saat kadar öncesinden bazı kanıtlar sunuyor. Peki bu verilere dayanarak güvenilir bir şekilde erken uyarı sistemleri geliştirilebilir mi? Şüphesiz bilim bu konuyu doğrulayıcı yeni araştırmalarla tartışacak.

Biliyorsunuz bir süredir Antroposen Çağı'nın içindeyiz. Bu bilim insanlarının genel olarak kabul ettiği ve bu çağa ve küresel değişimlere insanın damgasını vurduğunu belirttiği bir geniş tartışma. Ancak hem ne zaman başladığı tam bilinmiyor hem de böyle olduğuna ilişkin daha özel kanıtlar aranıyordu. Kanada’daki bir gölde yapılan araştırma başlangıç için de önemli bir referans noktası oldu.

Anne sütü sinaps gelişimini tetikliyor… Akdeniz’de tuz oranı artıyor... Kulak çınlamasına karşı yeni tedavi yöntemi bulundu... Ve diğerleri Nilgün Özbaşaran Dede’nin hazırladığı Araştırma Gündemi’nde. Eğitimin hali malum. Doğan Kuban hoca taa 2010 yılında yani 13 yıl önce “geleceğini unutan 2/10 toplumu’ başlıklı yazısında konusu her anlamıyla irdelemiş. Hala güncelliğini koruyor olması acı. Bilgisayarla görme, yapay zekanın önemli bir alt alanı. Bilgisayarla görme dediğimizde ne kastediyoruz? Lale Akarun ‘Bilgisayarla görme tarihi’ yazınının ilkini kaleme aldı.

Isı pompası... Kullanmak neden önemli?

Hem çevresel olumsuz etkisi daha az hem de ısı pompası kullandığınızda, istediğiniz serinletme veya ısıtmayı elde etmek için en az enerji harcamayı garanti ediyorsunuz. Ali Akurgal’dan.

Hollywood’da senaristlerin başlattığı greve oyuncular da katıldı. Sebeplerin arasında yapay zeka da var. Tanol Türkoğlu’nun ‘Dijital Kükreyen Aslan’ yazısı hayli düşündürücü. Bu arada Türkoğlu’nun Dijitalem’i de var bu hafta. Kültür Üniversitesi’nden Burak Cem Coşkun ve Mehmet Özer de çizgi romanlarda fizik boyutunu ele alırken Prof. Dr. Erhan Karaesmen’in yazısı ses ve hareket fiziği araştırmaları üzerine.

Hareket etmeyi sevmiyor musunuz? Bir kez daha düşünün. Fiziksel etkinlik düzeyi yüksek bir yaşam sürenlerin ağrıya daha dayanıklı oldukları saptandı. Ayrıca haftanın yalnızca 2 günü yapılan beden alıştırmaları bile kalp sağlığı açısından son derece yararlı.

Tatile niye çıkmalıyız? Fikri bile iyi gelir!

İyi bir tatilin yararını insan daha yola çıkmadan önce bile hisseder. Nitekim bilimsel araştırmaların da gösteriyor ki, gelecekteki bir ödülü heyecanla beklemek, o ödülün kendisinden bile daha büyük bir ödül hissi yaratabilmekte. Bunu aslında, minicik bir moleküle borçluyuz! Mercan Bursalı’dan... Meraklı Çocuk’ta ise ani ses duyunca gözümüzü neden kırparız, konusu var.

Uygarlığın yayılma merkezi: Anadolu: “Göbeklitepe’nin inşasının gelişmiş bir teknolojiye sahip insanların öncülüğüyle ve yerel halkın gücüyle gerçekleşmiş olduğu düşüncem, yirminci yüzyılın başında batılı bilim insanlarının Orta Asya’da ileri bir uygarlığın kalıntılarını arama çabalarına dayanıyor”. Meral Umuroğlu’nun yazısı.

Anne sesi çocuklar için en ilginç ses. Peki bu kaç yaşına kadar sürüyor? Türkiye’de dijital ikizini çıkarılmasını talep eden ilk kent Osmaniye oldu. Sampaş Holding’in başlattığı çalışma hangi aşamada kente neler kazandıracak... Başarılı yaşlanmanın anahtarı sosyal katılımda. Bu artık yeni araştırmalarla iyice kanıtlandı. Uzmanlar artık yaşları daha ileri yetişkinler için “toplumsal reçete” uygulamasını savunuyor. Rita Urgan derledi.

Kuşlar da ‘boşanıyor’. Peki neden?

Araştırmacılar çok farklı kuş türlerini kapsayan yeni bir çalışma sonucunda boşanmaların ardında yatan iki temel nedeni buldular. Bu nedenlerin ilki erkeklerin her önlerine gelenle gelişigüzel cinsel ilişkiye girmeleri, ikincisi de uzun mesafeli göçler. Hayvanlar Dünyası’nda…

Kitap olarak bu hafta Osman Bahadır’ın Osmanlılar'dan Cumhuriyet’e Aydınlanma e-kitabını tanıtıyoruz. Bahadır, Osmanlı Aydınlanması Neden Geç ve Sınırlı Oldu diye sorarak geliştiriyor makalesini... CUMHURİYET VE AYDINLANMA incelemesinde de yine bu aydınlanmanın kaynaklarını inceliyor ve Osmanlı'daki gelişmelerle bağını kuruyor. Ama Türk Devriminin Özgün Yapısını ve Karakterini de inceliyor. HBT portal Akademi e-kitaplarından alabilirsiniz. https://abonelik.herkesebilimteknoloji.com/hbt-akademi/

***

Her hafta size zengin, özenle seçilmiş, yazılmış ve hazırlanmış yazı haber ve makalelerden oluşan Türkiye’nin çok özgün haftalık dergisini sunuyoruz. İnanın geçen ay masraflarını karşılayamadık. Enflasyon ve pahalılık öncelikle kitapları, dergileri, düşünceyi ve bunların tartışıldığı kaynakları vuruyor. Desteğiniz çok önemli, dergiyi her durumda ayakta tutmalıyız. Artık HBT hayatın, okurların, hepimizin ayrılmaz bir parçası oldu.

Bilimde ve HBT'de kalın. Sevgiyle.