Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü kutlu olsun!

Editör ne diyor?

Dopdolu içeriğiyle birlikte özel anlam taşıyan bir sayıyla karşınızdayız. 11 Şubat, 2015 tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kararından bu yana Uluslararası Bilimde Kadın ve Kız Çocukları Günü olarak kutlanıyor. HBT olarak bilimin ışığında, cinsiyet eşitliğinin savunucusu olarak ilerlediğimiz bu yolda, kapağımızı kadın bilim insanlarına ayırdık.

Birçok önemli kitabıyla tanıdığımız yazar Osman Bahadır, özgürlüklerine “erkeklerdeki yetenek kadınlarda yok” dogmasını yıkarak ulaşan kadın bilim insanlarını yazdı. Cam tavanları tuz buz edenler arasında kimler yok ki; bilimsel fikir ve keşiflerin Avrupa’da popülerleşmesinde büyük rolü bulunan Gabrielle Emilie’den dünyanın ilk bilgisayar programını yazan Ada Lovelace’a kadar birçok isim var.

Astrofizik dünyasının zirvesindeki 4 yıldız bilim kadınımızı da bu sayımıza taşıdık. Uluslararası bilim camiasında ses getiren cumhuriyet kadınları Nüzhet Gökdoğan, Paris Pişmiş ve Dilhan Eryurt’u saygıyla anıyor, Feryal Özel’e de saygı ve sevgilerimizi iletiyoruz. Bahadır bizi, Türkiye’den dünyaya, kadınların bilim ve düşünce tarihindeki önemini gözler önüne seren bir zaman tüneline davet ediyor. Okumanızı tavsiye ediyoruz.


Kadınların bilim tarihindeki önemine yönelik bir katkı da Batuhan Sarıcan’dan geldi. Modern kimyanın annesi olarak nitelendirilen Marie Anne Paulze Lavosier’i, 1700’lerin sonlarında kimyanın modernizasyonunda önemli katkılarıyla hatırlıyoruz.

Nefes alan dinamik bir gezegen…

Nilgün Özbaşaran Dede’nin hazırladığı Araştırma Gündemi ve Tekno Vitrin bölümlerinde ise yine bilim ve teknolojideki önemli gelişmeleri bir araya getiriyoruz. Halk arasında kulak çınlaması olarak da bilinen tinnitusta erken tanı gibi umut verici bir haberin yanı sıra bizi insan yapanın et tüketimi değil de ateş mi olduğuna dair bulguya dair ilginizi çekeceğini düşündüğümüz birçok haber var.

Doğan Kuban hocamızın mirasına, yazılarına her hafta vererek sahip çıkmaya devam ediyoruz. Batı toplumlarının tarihinde müziğin ve resimin yerini ele aldığı yazısında gelişmiş ülkelerin günlük yaşamına da ışık tutuyor.

Uzak veya yakın geçmişte yaşanan doğal olaylar, bize nefes alıp veren, dinamik bir dünyada yaşadığımızı hatırlatıyor. Geçtiğimiz günlerde ABD Doğu Sahili’nde 12 milyon insan için gündelik yaşamı sekteye uğratan “bomba siklonu” olayının nedenine bakıyor; son 100 yılda patlayan tek Avrupa yanardağı olan Vevüz’ün yakın gelecekte neden olabileceği risklere yönelik güncel bir çalışmaya da bu sayımızda yer veriyoruz.

Bilim ve Beslenme’de ise lif kaynağı besinlerin cilt kanserinde immünoterapiye sağlayabileceği katkıya yönelik bir haber var. Murat Altaş derledi. Altaş’ın her hafta ilgi çekici bilgiler sunduğu Hayvanlar Dünyası’nı da okumadan geçmeyin.

Delilikle dahilik arasındaki muallak çizgi

Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Kadircan Keskinbora, bu sayıyla birlikte matematik dâhisi John Nash’i kaleme alıyor: Nash, tipik bir deli mi yoksa dahi mi? Keskinbora, önümüzdeki hafta da Nash’in akıl sağlığı üzerine hipotezleri ve önemli problem çözümlerini ele alacak.

Birçoğunuzun ilgisini çektiğini düşündüğümüz “Kozmos ile ilgili en derin 13 soru” köşesinin 7. bölümünde, kuantum kuramının neden öylesine garip olduğunu, garipliğin bizden mi kaynaklandığını irdeliyoruz. Rita Urgan derledi.

Covid-19 pandemisini, virüsün ortaya çıktığı ilk günden bu yana takip ediyor ve aşıdan tedaviye güncel gelişmeleri size aktarmaya çalışıyoruz. Reyhan Oksay, söz konusu gelişmeleri hafta boyunca takip ediyor ve herkes için anlaşılır bir dille okurlara sunuyor. Bu sayıda ise küresel eşitsizliği giderebilecek ve pandeminin gidişatını değiştirebilecek yeni aşıyı ele alıyor.

İstanbul Kültür Üniversitesi ve Kültür Koleji sayfamızda ise önemli bir konu ele alınıyor. “Doğayı kandırmak…” başlığını taşıyan ve uygar olmanın esasının, doğayla uyum içindelik olduğunu işleyen bu yazıyı, İstanbul Kültür Üniversitesi Fizik Bölümü’nden Mehmet Özer ve Sabancı Üniversitesi Fizik Bölümü Lisansüstü Öğrencisi Burak Cem Coşkun birlikte yazdı.

Kök hücrelerle hastalık tedavisinin hangi aşamada olduğuna yönelik sayfayı ise Reyhan Oksay hazırladı. Koç Üniversitesi’nden Doç. Dr. Tamer Önder ve ekibi tarafından yapılan çalışmaları kendilerinden dinliyoruz. İnsan sağlığının geleceği bu çalışmalarda saklı olabilir!

Atatürk heykelini yıkmaya çalışanlara kötü bir haberimiz var!

Bu sayımızda, her zaman olduğu gibi haftanın bilim ve teknoloji haberlerinin yanı sıra bilim ve düşünce tarihine dair özgün yazılar bulacaksınız. Köşe yazarlarımız da dergimizin içeriğine kıymetli katkılarına devam ediyor.

Bu sayıda da köşelerini kıymetli bilgilerle dolduran Tanol Türkoğlu, Müfit Akyos, Mustafa Çetiner ve Dilara Çolak’a destekleri için bir kere daha teşekkür ediyoruz.

Bu sayıyı hazırlarken yaşanan bir gelişmeye de değinmeden edemeyiz. Kurtuluş ateşinin yandığı Samsun’da Mustafa Kemal Atatürk’ün heykelinin yıkılmaya çalışıldığını üzüntü içinde öğrendik. Bu karanlık hizipleri esefle kınıyor ve buna karşın ulu önderin sönmez meşalesini, heykelin çevresinde tepki için toplanan vatandaşlarımızla birlikte taşımaya devam ediyoruz.

Hayattaki en hakiki mürşit olan ilim ve fen ışığında aydınlanmaya ve bu aydınlığı yaymaya ant içtiğimiz bu yolda, ekip olarak canla başla çalışıyor ve gücümüzü sizlerden alıyoruz. Dergimizi alıp çevrenize bizden bahsettikçe gücümüze güç katıyor, bu meşalenin ateşini güçlendiriyoruz.

Buradan yola çıkarak gerici hareket ve zihinlere kötü bir haberimiz var: Ne cumhuriyetin ne de bilimin ateşini söndüremeyeceksiniz!