Yaşamınızın odağına ‘hareketi’ yerleştirme yılı olsun 2023

Editör ne diyor?

Uygarlığın en somut (ve kötü) göstergelerinden biri insanları daha az hareket eder hale getirmesi. Taş devrinde dağ bayır dolaşarak avlanan insandan, bugün oturduğu yerden istediği yemeği ayağına getiren insana uzanan bu süreçte, kısa bir süre sonra yeni insan için her türlü gereksinimini karşılamak için yalnızca parmağını oynatması yeterli olacak.

Peki hiç hareket etmeden sağlığımızı nasıl koruyacağız? Hadi 2023 planlarının arasına ‘hareket etmeyi’ koymaya ne dersiniz? Fiziksel aktivitenin ruh ve beden sağlığı üzerindeki olumlu etkileri uzun zamandır bilinse de, bilim son günlerde hareketli bir yaşamın yeni yararlarını da keşfediyor. Örneğin aerobik egzersizin metastatik kanser riskini %72 oranında düşürdüğünü duymuş muydunuz? Ya sağlıklı yaşlanmanın en önemli bileşeninin egzersiz olduğunu?

Şunu asla unutmayalım: Hareket etmeyen insanı genetik mirası affetmeyecek. Konuyu yeni yılın ilk haftalarında kapağa taşıyoruz. Reyhan Oksay hazırladı.


Bizi ne bekliyor?

Ve soruyoruz: 2023 daha iyi bir gelecek inşa etmenin yılı olabilecek mi? Seçkin bilim dergilerinden bir seçki yaptık; uzayda, iklim değişikliği ile mücadelede, tıpta, biyolojide, teknolojide bu yıl bizleri neler bekliyor? Batuhan Sarıcan’dan…

Ya yapay zeka? Metaverse? Lale Akarun uzun yıllarını yapay zeka ve öğrenme modelleri üzerine harcamış bir bilim kadını. Yapay zeka artık kaçınılmaz şekilde hayatımızın içinde diyor ve bir dil modeli olan ChatGPT’yi anlatıyor. “Yapay zeka kullanmayı yasaklasak mı, yoksa onu kullanmayı mı öğretsek?” diye soran Akarun “Biz bilgisayar mühendisliği bölümü öğretim üyeleri olarak, bu ikinciye odaklandık: Yapay zeka artık hayatımızın bir parçası ve ondan kaçış yok” diye anlatıyor.

Bir yanda robot bir yanda insan. Ama ikisi de giderek birbirinden bir şeyler alıyor. Tanol Türkoğlu ‘İki yönde ilerleyen tekillik (singularity) metaverse göçünü hızlandırabilir mi?’ diye soruyor ‘Metaverse göçü’ başlıklı yazısında. Ne demek bu?

Değişen ne var?

Doğan Kuban hocanın eski tarihli yazıları aslında olduğumuz yerde saydığımızı şamar gibi ortaya koyuyor. İşte size 2010 yılından “Üniversite sorunu’ yazısı. Hoca 23 yıl önce ‘Türkiye’nin temel sorunlarının başında eğitim-öğretim geliyor. Bunun ilk öğretimden başlayarak her aşamasının dengeli gelişimi, aptal bir kazanç felsefesine feda edildi. Gerçi bu Türkiye’ye özgü bir sorun değil. Fakat gelişmiş ülkelerin direnci, okumaya yeni başlamış, hatta başlamamış ülkemizde yok. (Bizim toplum Japonya’nın 1/250 oranında kitap okuyor). Bu gelişmenin sonucunun üniversite eğitimi bağlamında ne olabileceği konusunda bir tartışma bu makalenin konusudur” demiş. Ne değişti?

Bergama’ya geri gelmeli

200 yıl önce İngiltere’ye götürülen Elgin mermerleri Yunanistan’a geri dönecek mi? British Museum ve Yunan hükümeti, Londra’da sergilenen Panteon frizinin Yunanistan’a geri verilmesi üzerinde görüşmeler yapıyorlar.

Türkiye’de Almanya’ya 1870 yılında kaçırılan Bergama Sunağı’nın da geri getirilmesi için büyük çabalar var. Berlin Eyaleti Çeşitlilik ve Ayrımcılıkla Mücadeleden Sorumlu Müsteşar Saraya Gomis, Bergama Sunağı ve Nefertiti büstünün de geldikleri ülkelere iade edilmesi gerektiğini söyledi. Bugün Bergama olan, Pergamon Kralı Attalos hanedanı tarafından M.Ö. 2. yüzyılda yaptırılmış anıtsal, dinsel bir yapı olarak inşa edildi. Bu görkemli yapının kalıntıları, 1870’li yıllarda Alman mühendisi Carl Humann tarafından, o zamanın Prusya’sına götürüldü. Günümüzde ise Berlin’de Pergamon (Bergama) Müzesi’nde sergileniyor. Bergama eserleri Bergama’ya ait olduğu yere konmalı. Nilgün Özbaşaran Dede derledi.

Reklam panoları ve kadınlar

Geceleri sokakta yalnız yürürken tedirgin olan kadınlar için parlaklıkları yüzde 20 arttırılmış reklam panoları, distopik yüz tanıma teknolojileri ile donatılmış panolar... Dijital araçları etkin bir biçimde kullanmak giderek önemli hale geliyor. Kültür Üniversitesi’nden Prof. Dr. Işık Zeybek yazdı.

Böcekler de acıyı hissediyor: Yeni bir araştırmanın sonuçları çarpıcı: Sinekler ve hamamböceklerinin acı hissettiklerine dair güçlü kanıtlar bulunuyor. Diğer böcekler için kanıtlar şimdilik görece zayıf olsa da, birçoğu acı hissine işaret eden önemli göstergelere sahip.

Hayvanlardan bahsetmişken ortaçağdaki kedilere kadar uzanmaya ne dersiniz? Orta çağlarda kediler kötü bir üne sahiptiler. Putperestlik ve büyücülükle bağlantılı tekinsiz varlıklar oldukları varsayıldığından, kedilere genelde kuşkuyla yaklaşılır ve kedi besleyen yaşlıların cadı olduklarına inanılırdı. Gelgelelim, doğaüstü güçlerle ilintilendirilmelerine karşın, orta çağ el yazmalarında bu tüylü dostlarımızın son derece şaşırtıcı ve neşeli görüntülerine de sıklıkla yer verildiği görülüyor. Rita Urgan derledi.

Tuz ve kalbimiz

Bilim ve beslenmede bu hafta kalp sağlığı için yapılması gerekenleri okuyacaksınız. Kalp hastalığı riskini azaltmada basit ama etkili bir yöntem olan tuz örneğin… Ve kardiyovasküler sağlığı korumak için temel mikro besinler… Murat Altaş hazırladı.

Sağlıklı yaşlanmaya giden yolda genetiğinizin payı nedir? Ve kullandığınız ilaçların önemi ne? Bahçeşehir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Demet Akın ‘Biyogerontoloji bilim alanı, yaşlanmayı geciktiren farmakolojik (ilaç) müdahalelerin gelecekteki hastalık olasılıklarının azalması potansiyelini destekleyen hızlı bir ilerleme aşamasına girdi…’ diyor.

Müfit Akyos, Mustafa Aktar’ın ödül kazanan eseri Rasathane ile Bilimde Yüz Elli Yıl kitabını tanıtıyor: Takiyüddin tarafından 1577’de kurulan İstanbul Rasathanesi’nden 300 yıl sonra 1868’de Sultan II. Abdülhamit döneminde kurulan Rasathane- i Amire ya da bilinen adıyla Kandillinin öyküsünü yalın, kolay okunur ve bilimsel bir dille anlatıyor.

Antoni van Leeuwenhoek ilk mikrop avcısı diye biliniyor. Bilim tarihinin en ilginç kişiliklerinden biri. Haluk Ertan’ın kaleminden.

Meraklı Çocuk ‘Gökkuşağında siyah, kahverengi ve gri renkler niye yok?’ diye sordu, Mercan Bursalı yanıtları. Meraklının Köşesi’nde de bu hafta ‘Yer çekimi yaşlanmayı yavaşlatır mı?’ ilginç sorusunun yanıtı var.

COVID’in en bulaşıcı altvaryantı hızla yayılıyor: XBB.1.5 altvaryantın şu ana kadar 29 ülkede görüldüğüne dikkat çekiyor. Mustafa Çetiner sağlığımız için önemli bir konuya dikkat çekti: Magnezyum ve DNA’mızdaki ve biyolojimizdeki rolü.. Eksikliği ve nerelerde en çok bulunduğu üzerine…

Derin Orhon Türkiye’de çevre konusunda yapılanların ve tabii yapılmayanların küçük bilançosunu çıkardı. Seçimler yaklaşırken siyasi partilere ‘sizin çevre stratejiniz nedir?’ diye soruyor.

Bir haftayı daha geride bıraktık. Siz bu dergiyi okurken biz de yeni sayının hazırlanması heyecanı içine girmiş oluyoruz. Bilimsel insan olmaz, ülke hiç olmaz. Bilim ve akıl, ayrılmaz iki.. Okuyacağız ve yayacağız..

Sevgiyle ve biliimde kalın.