Depresyon ile ilgili doğru bildiğimiz 5 yanlış

Öne Çıkanlar Sağlık
Depresyon ile ilgili doğru bildiğimiz 5 yanlış

Dünyada ABD nüfusu kadar insan depresyonla yaşamaktadır. Dünya genelinde sakatlıkların ve hastalıkların, mahvolan hayatların ve batan ekonomilerin en önemli sebebi olan depresyon genellikle ya yanlış damgalanır ya da göz ardı edilir.

Dünya Sağlık Örgütü’nün açıklamasına göre depresyon ve anksiyete, küresel ekonomiye 1 trilyon dolara mal oluyor; sağlık sektörüne yapılan her 1 dolarlık yatırım ise 4 dolara katlanıyor. Kaldı ki elde edilen somut istatistikler, Winston Churchill’in sürekli tekrar eden depresyonundan bahsederken kullandığı tabirle “kara köpek” ile yaşamak zorunda kalan insanların çektiği sıkıntıları da yansıtamıyor. Şaşırtıcı derecede yaygın bir hastalık olan depresyon üzerine farkındalık yaratmak için öncelikle yanlış bilgileri ortadan kaldırmak gerekiyor. İşte depresyon üzerine 5 efsane:

1. Depresyon nadir görülen, olağandışı bir durumdur


Yanlış. Dünya nüfusunun %5’i, yani 300 milyondan fazla insan depresyondan mustariptir. ABD nüfusunun 320 milyon olduğunu düşünürsek depresyonun ne denli yaygın olduğunu anlayabiliriz. Ayrıca dünya genelinde yeni annelerin %10-15’inde doğum sonrası depresyon görülmektedir.

2. Depresyon, mutsuzluğun başka bir çeşididir

Mutsuzluk, hayatın bir parçasıdır, klinik depresyon ise tamamen farklı bir şeydir. Kişiyi ansızın ve sebepsizce vurabilen depresyon, hayatlarında üzüntü duymak için hiçbir sebepleri olmayan insanları da etkileyebilir. Amerikan Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü’nün depresyon belirtileri olarak açıkladığı listede inatçı anksiyete, boşluk veya suçluluk hissi, dünyaya karşı ilgisizlik, uyku veya yemek yeme zorluğu, huzursuzluk ve intihara meyilli olmak gibi semptomlar yer alır.

3. Depresyondaki kişiler üstün başarı gösteremez

Bunu bir de depresyonun yüküne rağmen çoğu sağlıklı insanın sınırlarını aşan büyük başarılara imza atmış Winston Churchill’e, Mohandas Gandhi‘ye ya da Abraham Lincoln’a söylemeyi deneyin bakalım. Zihinsel sağlık sorunlarının başarı potansiyeli olan kişileri nasıl etkilediğine dair net kanıtlar elde edilememiş olsa da 2015 yılında ABD’de yapılan bir araştırmada girişimcilerin %30’unun depresyonda olduğu görüldü. Orta şiddette depresyon tanısı konan bir kadının blogunda paylaştığı yazıdan bir alıntı yapmak gerekirse: “Bir şirketin kurucu ortağı olmak hayatımda yaptığım en zor şeydi. Sürekli olarak ‘Güçlü olmalısın’, ‘Zayıf yanlarını gösterme’ diye kendime telkin vermek zorunda kalmıştım. Çoğu girişimci veya kurucu ortak, başarısız olarak görülmekten korktukları için genellikle depresyon üzerine konuşmaktan kaçınıyor. Girişimcilik ve ticaret kültürü, depresyon konusunda konuşmayı oldukça zorlaştırıyor.”

4. Depresyon, zengin hastalığıdır

Depresyon evrenseldir ve zengin fakir her ülkede görülebilir. Dünya çapında değişiklik gösterebilen tek şey, tanı konma ve tedavi edilme şansınızdır. Dünya Sağlık Örgütü’nün açıkladığı verilere göre hükümetler sağlık bütçelerinin yaklaşık %3’ünü zihinsel sağlık için harcamakta. Düşük gelirli ülkelerde bu oran %1’den azken yüksek gelirli ülkelerde %5 oranında. Zengin ülkelerde bile depresyon hastalarının yalnızca yarısı tedavi edilebiliyor; kimi ülkelerde ise bu kişilerin hiçbir yardım alma şansı dahi yok. Şunu da eklemek gerekir ki fakir ülkelerde daha yaygın olarak görülen doğal afetler, hastalıklar ve çatışmalar da depresyonu tetikliyor.

5. Depresyon umutsuz bir vakadır

Kırık bir bacağın iyileştirilmesinden daha karmaşık olsa da, depresyon için de çeşitli tedavi yolları mevcuttur. Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Hizmeti’nin listelediği, depresyonun şiddetine göre farklılık gösteren tedavi yaklaşımları arasında egzersiz, bilişsel davranışçı terapi ve meditasyon da vardır.

Derleyen: Sevda Deniz Karali

Kaynak