Yaşlanmayı yavaşlatmak elimizde: Kendilerini genç hissedenler daha uzun yaşıyor

Öne Çıkanlar Sağlık Toplum
Yaşlanmayı yavaşlatmak elimizde: Kendilerini genç hissedenler daha uzun yaşıyor

Öznel yaş yükseldikçe, ölüm riski de ikiye katlanıyor. Gerontologlar öznel yaşı düşürmenin ipuçlarını şöyle özetliyor:

*Dışa dönüklük

*Sağlıklı bir cinsel yaşam


*Yeni deneyimlere açık olmak

*Yaşlanmaya olumlu yaklaşmak

Öznel yaşın nelerin kontrolünde olduğu ve değiştirilip değiştirilemeyeceği gibi soruları bilimsel olarak yanıtlamak hep güç olmuştur. Son araştırmalar bu konuda şaşırtıcı bulgular sunuyor. Neyse ki haberler olumlu. Bir kere kaç yaşında olduğumuzu belirleyen unsurlar kendi kontrolümüzde. Bu da daha uzun ve daha keyifli bir yaşam sürdürme şansının elimizde olduğu anlamına geliyor.

Yaşlılıkla gelen psikolojik değişiklikler

Yalnızca yılları saymanın yaşam süresini hesaplamanın en doğru yolu olmadığı bilinen bir gerçek. Biyolojik saatler, kişinin fiziksel yaşlanma sürecinin hangi aşamasında olduğunu ölçse de, en belirleyici etmenin fiziksel yaşlanma olmadığı biliniyor. Gerontologlar, fiziksel yaşlanmanın bedendeki etkilerini kabul etseler de, öngörülebilir birtakım psikolojik değişikliklerin yaşlanmayla birlikte ortaya çıktığını belirtiyorlar.

1990’larda, Kaliforniya’daki Stanford Üniversitesi’nden gerontolog Laura Carstensen yaşlanmayla birlikte ortaya çıkan psikolojik değişiklikleri ölçmüştü. Carstensen’in çalışması zamanı sınırsızmış gibi algılayan gençlerin genelde fiziksel ve toplumsal dünyayla ilgili bilgilerin peşinden koştuklarını gösteriyor. Sonuçta gençlerin anne babalarından, büyükanne ve büyükbabalarından daha meraklı, dışa dönük ve dost canlısı oldukları ortaya çıkıyor. Ancak gençler aynı zamanda daha yüzeysel, daha atak ve duygusal açıdan daha kırılgan.

Öte yandan, yaşlılar genelde yeniliklere kendilerini kapatıp, kalan yıllarında yaşamın anlamını kavramaya, duygusal yakınlığa ve yaşın getirdiği bilgeliklerini paylaşmaya yatkın oluyorlar.   

Öznel yaşta çeşitlilik

Ancak bu genel psikolojik bir klişe. Oysa öznel yaş ciddi bir çeşitlilik gösteriyor. Gönlü genç yaşlılar olduğu gibi, düşünce ve davranışları yaşıtlarına kıyasla çok daha yaşlı ve tutucu gençlerin de var olduğu herkesçe biliniyor. Araştırmalar insanın kendisini olduğundan daha genç hissetmesinin ciddi yararlar sağladığına işaret ediyor. Daha düşük bir öznel yaş daha sağlıklı ve uzun bir yaşamla bağlantılıyken, yüksek öznel yaş, sağlıksızlığın en önemli göstergesi olan yüksek düzeyde seyreden enflamasyona zemin hazırlıyor.

2018’de Florida Eyalet Üniversitesi’nden Antonio Terraciano ve arkadaşları 17 bini aşkın kişinin 20 yıl süreyle izlendiği üç çalışmanın verilerini inceledi ve öznel yaşın yalnızca bir duygu olmakla kalmayıp, aynı zamanda sağlığın kesin bir habercisi  olduğunu ortaya çıkarttı.

Öyle ki, öznel yaşınızdan yola çıkarak yaşam sürenizle ilgili bir kestirimde bulunabilirsiniz. Ancak Hong Kong’daki Deep Longevity adlı biyoteknoloji şirketinin uzmanlarından Maria Mitina, öznel yaşın kişinin duygu durumuna ve içinde bulunduğu koşullara göre ciddi dalgalanmalar gösterebileceğine, bu nedenle verdikleri yanıtın her zaman gerçeği tam olarak yansıtmayacağına dikkat çekiyor.

Dalgalı ruh hali

Mitina, her birimizin her seferinde geri dönüş yaptığı bir “taban değeri” olduğunu söylüyor.  Bu temel değer her zaman gerçek yaşımızla veya psikolojik zaman çizelgemizle uyumlu olmaz. Bu açıdan, öznel yaş, aynı mutluluk gibi yaşamın kalitesini ölçen bir kıstastır. İnsanlara ne kadar mutlu olduğu sorulduğunda verdikleri yanıtlar günden güne, bazen saatten saate değişiklik gösterir. Yine de bu dalgalanmalar eninde sonunda taban değerinin bulunduğu konuma döner. Neşeli ve hayat dolu bir kişinin de kendini kötü hissettiği günler olabilir; ancak bir süre sonra yine neşeli ve iyimser haline geri döner.    

Kaliforniya’daki Buck Yaşlanma Araştırmaları Enstitüsü araştırmacılarından ve Deep Longevity şirketinin kurucularından Alex Zhavoronkov,  taban değerini belirlemenin daha sağlıklı yollarını araştırdı. Bu bağlamda yapay zekânın (YZ) işe yarayıp yaramayacağını araştırdı. Daha önce biyolojik yaşlanmayla ilgili yeni belirteçler bulmak amacıyla yapay zekâdan yararlanan Zhavoronkov’a göre bugüne dek yaşlanma sürecinin psikolojik yönleri göz ardı edilmişti.

YZ’nin üstünlüğü büyük veri kümelerinde fark edilmesi zor örüntüleri saptayabilmesi. Zhavoronkov, Mitina ve arkadaşları BM Ulusal Yaşlanma Enstitüsü tarafından yaşlanmayı etkileyen davranışsal, psikolojik ve toplumsal unsurların belirlenmesi amacıyla binlerce kişi üzerinde yürütülen 20 yıllık MIDUS (Midlife in the United States) adlı projenin veri kümesinden yararlandılar. Ekip, YZ yardımıyla biyolojik yaşlanma saati gibi bir de psikolojik yaşlanma saati oluşturmayı hedefliyordu. Deneklere sorulan bin sorunun içinde “Kendinizi genellikle kaç yaşında hissediyorsunuz?” veya “Seçme şansınız olsa kaç yaşında olmayı tercih ederdiniz?” gibi öznel yaşınızı tespit etmeye yarayan dolaysız soruların yanı sıra, fiziksel ve psikolojik sağlığınız, inançlarınız, kişiliğiniz ve yaşam tarzı tercihleriniz gibi yaşla doğrudan ilgili olmayan sorular yer alıyordu.

Yaşlanma saatleri

Zhavoronkov ve arkadaşları MIDUS anketlerine verilen yanıtlardan yararlanarak bireylerin kronolojik ve öznel yaşlarıyla ilgili doğru öngörülerde bulunacak YZ programları tasarladılar. “İki psikolojik yaşlanma saati geliştirdik” diye konuşan Mitina, “Bunlardan  biri kişinin kronolojik yaşını büyük bir doğruluk payı ile belirliyordu. Böylece insanların yaşlandıkça psikolojisinin öngörülebilir bir örüntü izlediği de kanıtlanmış oldu” diyor.

SubjAge adı verilen ikinci saat ise deneklerin yaşla doğrudan ilgili olmayan sorulara verdikleri yanıtlardan yola çıkarak insanların kendilerini kaç yaşında hissettikleriyle ilgili bir tahmin yürütüyordu. Bu tahminler daha sonra deneklerin “kendinizi kaç yaşında hissediyorsunuz” sorusuna verdikleri yanıtlarla karşılaştırıldı. Sonuçta iki saatin de 7 yıllık bir hata payı ile doğru sonuç verdiği anlaşıldı. Mitina şimdi YZ üzerinde çalışarak hata payını iki yıla indirmeyi planlıyor.

Her şeye karşın aldıkları sonuçların çok yararlı olduğunu belirten ekip, özellikle de öznel yaşın değiştirebileceğini fark ettiler.

Öznel yaşı etkileyen unsurlar

*Öznel yaşı etkileyen en önemli etmenin fiziksel sağlık olması bilim insanlarını şaşırtmadı.

*İkinci unsur gelecek 10 yıl içinde cinsel yaşamın ne kadar doyurucu olacağı ile ilgili beklentiydi. Mitina, “Cinsel yaşamınız mutlu ise psikolojik olarak daha gençsiniz” diyor.

*Başkalarının mutluluğuna ve iyiliğine yaptığınız katkılar da psikolojik yaşı düşürüyor.

Araştırmacılar bu bulguları insanların kendilerini daha genç hissetmelerine ve daha uzun yaşamalarına yardımcı olabilecek yaşam tarzlarıyla ilgili bir öğüde dönüştürmeyi hedefliyor. Bulgular, örneğin, kendisini 65 yaşında hisseden 60 yaşındaki birinin, herhangi bir nedene bağlı olarak yaşamını yitirme olasılığının, öznel yaşı kronolojik yaşına eşit 60 yaşındaki bir kişiye kıyasla iki kat daha yüksek olduğunu gösteriyor.

Mitina, “Araştırmamızdan elde ettiğimiz en önemli sonuç, öznel yaş yükseldikçe, ölüm riskininin de ikiye katlanması” diyor.

Öneriler

Yaşam tarzı değişikliklerine gelince, öznel yaşı etkileyen en önemli unsur fiziksel sağlık. Bu nedenle egzersiz yapmak ve beslenme düzeninde değişikliğe gitmek somut çözümlerin başında geliyor.

Keşif gezilerine çıkmak da yararlı olabilir. Yaşlanmaya olumlu yaklaşmak ve dışa dönüklük de öznel yaşı düşürüyor. Öyle ki, insanlar yeni bilgilere, dostluklara ve deneyimlere açık, çok daha sosyal kişiler olmaya özendirilebilirler.

https://www.newscientist.com/article/mg24933260-700-think-yourself-younger-psychological-tricks-that-can-help-slow-ageing/

https://bigthink.com/21st-century-spirituality/how-the-mind-body-connection-determines-how-you-age