Genetik izlerimiz bulunduğumuz ortamın havasında bile var

Son Dakika Bilim Yaşam Bilimleri
Genetik izlerimiz bulunduğumuz ortamın havasında bile var

İster PCR testiyle virüsün varlığını öğrenmek için, ister adli tıp veya ender bulunan hayvan türlerini ararken, DNA örnekleri birçok alanda en sık kullanılan yöntemlerden biri. Bu analiz için gerekli kalıtım genelde kan veya tükürük örneklerinden ayrıştırıldığı gibi, saç, kemik, dışkı, toprak örneği hatta suda bile DNA izleri bulunabiliyor. Bu çevre DNA’sından (eDNA) yararlanma ise bilimde gitgide daha yaygın hale geliyor.  Solukla, deri pulcukları, tükürük veya terleme ile bu genetik özler havaya karışıyor ve etrafımızda bir tür kişisel bulut oluşturuyor.

Ancak  insanların ve hayvanların çevrelerindeki havaya bıraktıkları DNA izleri bugüne dek incelenmemişti. Araştırmacılar  genetik izler taşıyan havanın, oda havasında da bulunup, bulunmadığını incelediler. Bu amaçla, kör farelerin bir yıl içinde tutulduğu çıplak bir deney odasından özel Hepa filtreleriyle hava çektiler. Daha sonra ise PCR ile hava örneklerinde bulunan DNA çoğaltıldı ve kökenleri analiz edildi. Hava örneklerinde gerçekten de, tespit edilebilir miktarda insan ve hayvan DNA’sı bulundu. Hem kör farenin hem de insanın gen sekansları saptandı. Böylece ilk kez hayvan eDNA’sı havadan elde edilmiş oldu.

Araştırmacılar bu tür hava örneklerinin daha çok hava hacmi az olan oda, ağaç kovuğu veya yer altındaki yuvalardan elde edilebileceğini söylüyorlar. Çünkü bu ortamlardaki seyrelme etkisi en az seviyede. Bu analizin açık havada yapılabilirliği ise henüz kuşkulu. Ancak kapalı mekanlarda ve yuvalardan alınan hava örneklerinden elde edilen DNA kalıntıları yeni analiz imkanları sunuyor. Mesela olay yerlerinde kan veya tükürük bulunmadığında suçlunun DNA’sı hava örnekleriyle bulunabilir. Hatta içinde bulunduğumuz pandemi sürecinde bile yeni analiz yöntemi işe yarayabilir. Bu şekilde hastalıklı bir kişiden yayılan virüsün havada ne kadar yayılabildiği öğrenilebilir.


Kaynak