Küresel ısınmayı 2°C ile sınırlayabilir miyiz?

Gezegenimiz Öne Çıkanlar
Küresel ısınmayı 2°C ile sınırlayabilir miyiz?

Paris İklim Değişikliği Anlaşması’nın özü şu: “Küresel ortalama sıcaklık artışının uzun dönemde sanayileşme öncesi döneme göre 2°C derecenin altında kalmasının sağlanması.” Sera gazı salımının şimdiki düzeylerinde seyredeceği düşünüldüğünde bu artışın kaçınılmaz hale geleceği güne kadar daha 20 yılımız var. Bunu önlemenin yolu, tercihen 2020 yılına kadar salımı geriletmek ve 2070 yılında ise sıfırlamak….

Bu konuda kötümser olmamak gerek. Dünya, fosil yakıtların en kirlisi olan kömürden uzaklaşma eğiliminde. Buna karşın şu anda yer yıl 42 gigaton CO2’yi havaya salıyoruz. Bu da değişikliğin yeterli olmadığı anlamına geliyor.

Kömür madenlerini kapatıp, yenilenebilir enerjiye geçmek işin en kolay kısmı. Küresel sera gazı salımının dörtte birini elektrik üretimi oluşturuyor. Gerisini tarım, ormancılık, sanayi ve ulaşım salımları tamamlıyor.


Ulaşımın temel girdisi olan petrolün ne yazık ki yerini tutacak fazla bir seçenek yok. Otomobiller ve otobüsler elektrikle çalışabilir. Ancak uçak yakıtı ihtiyacını karşılayacak yenilenebilir ve sürdürülebilir nitelikte yakıt üretimi henüz söz konusu değil.

Paris Anlaşması ile belirlenen 2°C hedefine ulaşmak için katılımcı ülkelerin her birinin 2070’de karbon salımını sıfırlayacak adımları atması gerekir. Bu da herkesin fosil yakıt tüketiminden vazgeçmesi anlamına geldiği gibi, atmosferden büyük ölçekte karbon dioksitin de emilmesini gerekli kılıyor. Sanayi ve tarımsal faaliyetlerin kısa vadede sera gazı salımlarına devam ettiklerini varsayarsak, bu yüzyıl içerisinde atmosferden 600 gigaton karbonun çekilmesi gerekiyor.

Bu hedefe ulaşmanın yolu ise karbonu emen ve depolanabilen biyo-enerji. Bu stratejide, bitki yetiştirilir, daha sonra enerji üretmesi için yakılır. Bitkiler büyürken atmosferden emdikleri CO2’yi yakılma sırasında yeniden havaya salarlar. Fakat gaz atmosfere karışmadan yakalanır ve yeraltında depolanır.

Biyo-yakıtın iyi tarafı hava taşıtlarında da kullanılabilmesi. Ancak bu o kadar kolay bir hedef değil. Bir kere anlamlı bir yarar sağlamak için ekimin çok geniş alanlarda yapılması ve geniş ölçekli sanayi tesislerinin kurulması gerekir. İnsanları doyurmak için yapılan tarımın dışında yeterli ekim alanlarının bulunmaması başlı başına bir sorun. CO2’yi 2°C’nin altında tutmak için yapılacak tarım için 500 milyon hektarlık bir arazi gerekir. Bu da dünyanın ekilebilir alanlarının üçte biri anlamına gelir. Ne var ki bazı uzmanlar biyo-yakıt ekiminin yaratacağı çevre kirliliğinin 2°C’lik artıştan daha büyük olacağını ileri sürüyor. Hedefe ulaşmanın bir diğer önemli yolu ise her ülkenin bu amaca öncelik tanıması ve yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırmaları. Oysa bugün yürütülen politikalarla dünya 3.6 °C’lik artışa doğru ilerliyor.

Derleyen: Reyhan Oksay

Kaynak 1 - 2