Gıdıklanmanın evrimsel kökeni

Öne Çıkanlar Toplum
Gıdıklanmanın evrimsel kökeni

Uzmanlar gıdıklanma tepkisinin sosyal bağların güçlenmesinde önemli evrimsel bir rol üstlenmiş olabileceğini söylüyor.

İki tip gıdıklanma vardır: Kaşıntıya benzer bir duyguya yol açan, hafif, yumuşak dokunuşların yarattığı gıdıklanma, diğeri ise koltukaltı veya kaburga üzeri gibi bölgelerde yoğunlaşan okşamaların yol açtığı gıdıklanma.

Knismesis denilen ilk tip gıdıklanma çok yaygındır; akrep ve örümcek gibi zararlı böceklerin vücutta dolaşmasını engel olmaya yönelik bir önlemdir. Örneğin atlar sırlarına konan sinekleri derilerini titreştirerek kovalarlar. Hatta köpekbalıklarının uzun burunlarının tam altında gıdıklanan bir bölge vardır.


Gülme tepkisine yol açan ve gargalesis adı verilen ikinci tip gıdıklanma daha nadir görülür. Yalnızca insanlara ve en yakın akrabalarımız olan primatlara (şempanze, goril ve orangutan) özgüdür. Gargalesis’in büyük maymunlarda sosyal bağları güçlendirmek amacıyla evrildiği düşünülüyor. Ebeveyn ve yavru arasında iletişimin bu yolla güçlendiği düşünülüyor. Bazı uzmanlara göre ise genç bireyler gargalesis’ten yararlanarak öz-savunmalarını geliştiriyor. Arkadaşlarıyla birbirlerini gıdıklama yarışına girişen gençler, boyun ve kaburga gibi vücutlarının hassas bölgelerini koruma reflekslerini böyle geliştiriyorlar.

Sıçanlar da gıdıklanır  

Gargalesis belirtileri gösteren bir hayvan daha vardır. O da sıçan. Son 10 yıldır Washington State Üniversitesi’nden Jaak Panksepp liderliğinde sinir bilimci ve hayvan davranışı uzmanlarından oluşan bir grup bilim insanı, sıçanların gıdıklanmaya tepki olarak kahkaha attıklarına ilişkin ciddi bulgulara eriştiler. Sıçanların vücutlarının belirgin noktalarına dokunulduğunda yüksek perdeden çığlıklar attıkları saptandı. Dahası bunlar keyif çığlıklarına benziyordu. Çünkü sıçanlar işlemin sonunda gıdıklanma ile ödüllendirileceklerini fark ettikleri anda labirentin içinde koşuşturup, bazı noktalara basma alışkanlığını geliştirdiler. Bilim insanlarına göre sıçanların keyif çığlıkları insan kahkahasıyla akraba…

Beynin bir marifeti   

Berlin Humboldt Üniversitesi’nden Michael Brecht, sıçanların beyinlerinin “somatosensory korteks” bölgesine bağladıkları elektrotlar yardımıyla beyindeki gıdıklanma bölgesini tespit etmeyi başardılar (Science, doi, org/bsxv). Brecht ve ekibi bu bölgeyi uyardıklarında sıçanların “kahkaha” atmasının yolunu açtılar. Ayrıca sıçanların stres altındayken uyarılara daha az tepki verdiklerini tespit ettiler.

Gıdıklanmanın maymun ve köpeklere de keyif verdiği görülüyor. Brecht bu tepkinin evrimsel bir rolü olduğuna inanıyor: “Gıdıklanma çok tuhaf, açıklanması zor bir olgu. Bunun toplumsallığı ve oynaşmayı teşvik etmek üzere beynin zaman içinde geliştirdiği bir marifet olduğunu düşünüyoruz” diyor.

Kaynaklar: New Scientist, Live Science