Halife Memun'un Bağdat'taki saray kütüphanesi gibi, Buhara kütüphanesi de yetenek için güçlü bir mıknatıs gibiydi, etraftaki bölgeden ve yurtdışından filozofları ve bilim adamlarını çekiyordu. Samanilerin Buhara'sını şereflendiren birçok bilge arasında, Nişabur doğumlu Yunan felsefesi uzmanı yerli felsefecilerle kavgalı Ebu Hasan Amiri, astronom İbn Amacur el Türki, matematikçi Ebul Vefa Buzcanî, Ebul Hasan el Nazemi ve birçok dilbilimci vardı. Rabi ibn Ahmed el Ahaveyni el Buharî, Hekim Meysari ve Ebu Sehl Mesihî gibi birçok tıp bilgini bulunuyordu.
Belki şimdi bilinmez ama bu karakterler, bin yıl önce kendi alanlarında en ön saflarda yer alıyordu. Çağın devleri, Biruni ve İbni Sina da buradaydı. Ama daha az şöhreti olan matematik bilgini Ebu Nasr Mansur Irak, astronomi alimi Ebul Vefa Buzcanî ve tıp alimi Ebu Sehl Mesihî de aynı dönemde orada yaşıyordu.
Bağdat'tan Nasturi Hıristiyan Ebul Hayr Hammar, iki büyük beceriyi bir araya getirmiş bir mantıkçı, Antik Yunan felsefe çalışmalarını (Theophrastus, Porfirios) Arapçaya kazandıran bir tercüman ve aynı zamanda bir tıp uzmanıydı. Uzmanlığı, gerontoloji, hamile kadınlar, diyabet ve büyük olasılıkla kendisinin de mustarip olduğu epilepsi alanlarında ifade bulmuştu.
Buhara’da siyasal kargaşa başladığında bu bilginlerin çoğu Ürgenç kentine taşındılar. Şehrin bu coşkusunun trajik bir şekilde kısa soluklu olmasına rağmen, böylesi istikrarlı yeteneklerin varlığı, medeniyet tarihinde Ürgenç' e seçkin bir yer kazandırmıştır.
Hezarfen ve Pedagog Ebul Vefa Buzcanî
Tam adı Muhammed ibn Muhammed ibn Yahya ibn İsmail ibn el-'Abbas Ebu el-Vefa el-Buzcanî olan Ebul Vefa’nın çocukluk yaşamının ayrıntıları bilinmemektedir. Kariyerinin ilk tarihi, Bağdat rasathanesinde çalışmaya başladığı 959'dur. Ebul Vefa Buzcanî de diğerleri gibi, bu ihtişam ve sefalet karışımının ortasında yaşıyordu. Afganistan doğumlu Matematikçi ve astronom Buzcanî hem Bağdat hem de Ürgenç'teki öncü araştırmacılardandır.
Buzcanî, Bağdat'ta halifenin desteğinden oldukça memnundu. Fakat koruyucusunun vefatından sonra, Harezm'in şahından gelen taşınma davetini kabul etmişti. Kendisini davet etmelerinin, iyi bir yatırım olduğunu kanıtlayacaktı. Bir asır önce, doğrudan Harezmi tarafından parlatılan uygulamalı matematik yolunu izleyecek olan Buzcanî, tüccar ve memurlar için, arazi vergileri hesaplaması ve yatırım işletmeciliği üzerine somut tavsiyeler içeren kullanışlı bir matematik kitabı kaleme almıştı. Ayrıca, zanaatçılar için bir geometri kitabı ve uygulamalı matematik üzerine bir başka kitap daha yazmıştı. İş hayatında Hindu rakam sistemi kaldırıldığında tavsiyelerini düz yazı formunda, sadece cetvel ve pergel gerektirecek şekilde sunmuştu.
Başarılı bir astronom olarak Buzcanî, 988 yılında, Bağdat'daki saray bahçelerinin birinde büyük bir rasathane kurmuştu. Büyük olasılıkla bunun bir benzerini memleketi Kat'da da inşa etmişti. Özel ilgisi ay üzerineydi. Bu ilgisi, yeni trigonometrik yöntemleri geliştirmesini gerektirdi ve bu nedenle teğet ve kotanjant tablolarını hesapladı. Ek olarak, küresel üçgenler için sinüs teoreminin genelliğini kanıtladı.
Müslüman takvimi aya ait ayları esas aldığından onunki doğal bir ilgiydi. Sinüs ve kosinüs tablolarını tasarlayabilmesi de bu bağlantı üzerinden gerçekleşmişti; ayın yörüngesini saptamış, belirli yıldızların sapmalarının tablolarını hazırlamıştı.
Bağdat gözlemevinde bir gökbilimci olarak, gök cisimlerinin hareketini gözlemlemek için kullanılan bir cihaz olan ilk duvar kadranını yarattığı bir çalışmasını tamamlamıştı. Ayrıca bir dizi eser yazdı ve çevirdi. Öklid'in (MÖ 325-250) ve İskenderiyeli Diyofantus'un (MS 200-284) eserlerini Arapçaya çevirerek Ebul Vefa, bilimsel bilgiye paha biçilmez bir katkı yaptı. Bu tercümeleri, sonunda, Yunan orijinallerinin çoğunun kaybolduğu Avrupa'daki bilimsel bilgiyi bir hayli etkileyecekti. Maalesef, Ebul Vefa’nın Öklid, Diyofantus ve el-Harezmi (780-850) üzerine bazı yorumlar yaptığı kitapçıklar da kaybolmuştur. Uygulamalı matematik alanında, Yazmanlar ve İşadamları İçin Aritmetik Biliminden Neyin Gerekli Olduğu Üzerine Kitap ve Zanaatkârlar İçin Geometrik Yapılandırmadan Neyin Gerekli Olduğu Üzerine kitapçıklar yazdı.
Buzcanî, geometri, trigonometri, matematik ve astronomi alanlarındaki öncü çalışmalarıyla bugün bile hatırlanmaktadır. Sinüs ve tanjant tablolarını geliştirme yöntemi sekizinci basamak noktasında bile kesin sonuçlar almıştır. Geometride, pergel ve cetvel kullanarak denklem çözmenin yeni yollarını geliştirmiş, noktalardan, hektagon ve çok yüzeyli cisimlerden nasıl parabol geliştirileceğini hesaplamıştı.
Trigonometride adı, sinüs yasasını kanıtlayan üçüncü kişi olarak, Hucendi ve öğrencisi Ebu Nasır Mansur Irak ile birlikte anılıyordu. Buzcanî'nin sinüs ve tanjant tablolarını geliştirme yöntemi, Batlamyus'un üçüncüsüne karşılık, sekizinci basamak noktasında kesin sonuçlar üretmişti. Dahası, sinüs teoremlerini küresel üçgenlere uygulayarak, açık denizlerde navigasyon yapmanın yeni yöntemlerinin gelişmesine giden yolu da açmıştı.
Modern trigonometrinin bir çok esasını geliştirmenin yanı sıra, Hint ve Çinlilerin bildiği, fakat Yunanlılar tarafından inkâr edilen negatif sayıları Arapça'da kullanan ilk matematikçiydi. İlginçtir, bu çalışmasına teorik bir kitapta değil, Yazmanlar ve İş Adamları için Aritmetik Biliminden Gereklilikler isimli el kitabının borç muhasebesi bölümünde yer vermişti.
Buzcanî, Bilgin-Prens Ebu Nasır Mansur Irak ve Birunî
Buzcanî, sonraki yıllarında astronom, matematikçi, trigonometri uzmanı, aynı zamanda Harezm'in sarayında bir prens olan Ebu Nasır Mansur Irak'ı (960-1036) yetiştirmişti.
Irak, meslek olarak, bilim adamlığını seçmişti. Astronomi ve trigonometri üzerinde hocasıyla birlikte çalışan Irak, küresel astronomide çetrefilli problemleri ele alıyordu. İskenderiyeli Menelaus'un (70-140) Sphaerica eserini incelemiş, küresel geometrisini araştırmış, Batlamyus'un akortlarla trigonometrik hesaplamalarını daha ileri mertebelere taşıyarak, bugün bize aşina gelen trigonometrik fonksiyonları oluşturma sürecine girmişti. Astronomik ve trigonometrik tabloları geliştirirken, özellikle Orta Asyalı astronom Habeş Mervazi'nin derlediği verileri geliştirmiş, Buzcanî'nin yolunu izlemişti.
Matematik alanındaki yenilikleri, küresel astronomi problemlerine kantitatif çözümler bulma işlemini büyük ölçüde kolaylaştırmış, Arap astronomların çalışmalarının epey ötesinde olan, gökyüzünün küresel doğası ile ilgili büyük bir eser oluşturmuştu. Bu düşünce tarzı, doğrudan, modern zamanlara kadar en gelişmiş astronomik araç olan küresel usturlap ya da halkalı kürenin geliştirilmesi ve detaylandırılmasına olanak sağlamıştı.
Geriye, 973 yılına dönelim. Kat'daki rahatı yerinde bir ailenin, Ebu Reyhan Muhammed el Biruni adında bir oğulları vardı. Ama bu çocuk çok genç yaşta öksüz kalmıştı. Ailesinin bağlantıları sayesinde Harezm Sarayı'ndan bir prens, genç Biruni'yi evlat edinmiş ve o zamanlar on üç yaşında olan oğlu Ebu Nasır Mansur Irak ile birlikte büyütmüştü. Irak, halihazırda Buzcanî'yle astronomi ve matematik çalışıyordu.
Hal böyle olunca Biruni için Irak’ın ayak izlerini takip etmek, en doğal istikametti. Irak arasındaki kişisel ve entelektüel bağ tüm yaşamları boyunca devam edecekti. Öyle ki, izleyen yarım yüzyılda, her biri birbirlerine en az 12 kitap ithaf etmişlerdi. Biruni, 16 yaşındayken Samani vezirinin yazdığı Coğrafya kitabını okumuş, memleketi Kat'ın enlemini hesaplamak üzere kendi sistemini kurmuş ve güneşin maksimum yüksekliğini kullanarak hesaplamıştı bile...
Prof. Dr. Kadircan Keskinbora / BAU Tıp F. Öğretim Üyesi
Kaynaklar:
Abu Al-Wafa. https://www.encyclopedia.com/science/encyclopedias-almanacs-transcripts-and-maps/abu-al-wafa
Starr SF. Kayıp Aydınlanma: Arap Fetihlerinden Timur’a Orta Asya’nın Altın Çağı. İstanbul: Kronik: 2020, s.351-3.
Moussa A. Mathematical methods in ABU Al-Wafa's almagest and the Qibla determinations. Arabic Sciences and Philosophy 2011;21:1-56. DOI: 10.1017/S095742391000007X
Barthold W. Turkestan Down Mongol Invasion. Oxford: Gibb Memorial Trust: 1991, p.18-9.