Belleğim normal mi?

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Belleğim normal mi?

Bazı insanlar yıllar önce neler yaptıklarını anımsayabilirken, bazıları ise eskileri hiç anımsamıyor. Ama sonuncu gruptakiler yüzleri ve gereksiz ayrıntıları hiç unutmuyorlar.

İnsanların yaşadıklarının ne kadarını anımsadıkları görünüşe bakılırsa ciddi farklılıklar gösteriyor. Tayfın bir ucunda anı oluşturmaktan yoksun olan kişiler yer alıyor. Toronto Rotman Araştırma Enstitüsü nöropsikoloji uzmanlarından Brian Levine, “Şiddetli otobiyografik bellek eksikliği sendromu olanlar, söz gelimi, bir akşam yemeğine katıldıkları gerçeğinin ayırdında olduklarını, ancak o sırada ne gibi duygular yaşadıklarını anımsamadıklarını dile getiriyorlar. Onlarınki daha çok gerçeklere dayalı anılar oluyor” diyor.

Tayfın öteki ucunda da “üstün otobiyografik bellek” adıyla bilinen ve çok ender görülen nöropsikolojik bir durumu olanlar yer alıyor. Bu kişiler onlarca yıl öncesine uzanan olayları en ince ayrıntılarıyla anımsayabiliyorlar. Bunun en bilinen örneklerinden birini 11 yaşından beri yaşamının hemen hemen her gününü anımsayabilen Jill Price adında bir kadın oluşturuyor. İnsanların çoğunluğu bu tayfın ortalarında yer alıyorlar.


“Zihin patlamaları” adıyla bilinen istemdışı anımsamalar, kişiden kişiye farklılıklar göstermekle birlikte, hepimizin günde ortalama 20 kez yaşadığı bir durum. Bu durumu araştıran Danimarka Aarhus Üniversitesi’nden Dorthe Berntsen, “Bu durum otobiyografik belleğin temel özelliklerinden birini oluşturuyor” diyor. Bu türde anıların insanın kafasında ansızın belirip kısa sürede yok olduklarını belirten Berntsen, bunların tıpkı düşler gibi, bir yere not edilmezlerse unutulup gittiklerine dikkat çekiyor.

Bu istemdışı anılar çoğu zaman içinde bulunduğumuz çevreyle bağlantılı oluyorlar ve büyük bir olasılıkla halihazırdaki durumla da ilişkili bulunuyor. Berntsen, “Bu anılar kişiye en son ne zaman aynı durumla karşı karşıya kaldığını ve o anda neler yaptığını anımsatarak yaşamında bir güncelleme yapmasını sağlıyor” diyor.

İnsanlarla karşılaştığınızda onları tanıyamadığınızda kaba biri olarak nitelendirilebilirsiniz, ama bu konuda kendinizi suçlayıp paralamanız gerekmiyor, çünkü herkesin belleği farklı. Bu farklılık beynin doğuştan sahip olduğu farklı devrelerden kaynaklanıyor olabilir. Örneğin, tıpta “prosopagnozi” ya da “yüz körlüğü” olarak bilinen durumda insanlar gördükleri yüzün kime ait olduğunu bilemezler ve kimi zaman en yakınlarını bile tanıyamazlar. Tayfın öbür ucunda da yüz tanıma konusunda olağanüstü bir beceriye sahip olan insanlar vardır.

İnsanlar doğuşta hemen hemen eşit bir belleksel beceriyle yola çıkıyorlar, ancak “ilk baştaki belli belirsiz farklılıklar, deneyimler ve ilgi alanları biriktikçe giderek güçleniyor.

İnsanların neleri anımsadıklarında uzmanlık, ön bilgi ve deneyim gibi unsurlar ciddi bir farklılık yaratıyor. Örneğin, satranç ustalarının satranç tahtası üzerindeki mantıklı hamleleri kestirebilme konusunda üstün bir belleğe sahip oldukları görülüyor. Bu kişilerin rastgele konumları anımsama becerileri oyunun acemisi olanlara kıyasla çok daha gelişmiş oluyor.

Rita Urgan

Kaynak