Ya hayvanlarla konuşabilseydik?

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Ya hayvanlarla konuşabilseydik?

Diyelim ki hayvanlar modern teknolojilerin yardımıyla bizimle konuşmaya başladılar, hayvanlara karşı davranışlarımız değişir miydi? Mesela gelecek araştırmacısı Dr.Ian Person’a göre 2050 yılına dek hayvanlarla konuşabileceğiz. O zamana dek teknolojimiz hayvanlara, nakillerle kendi dilimizden bazı telaffuz yetisi kazandıracak kadar gelişecek.

Peki bu durumda hayvanlara yasal haklar verilebilir mi? Bir New York mahkemesi iki yıl önce Stony Brook Üniversitesi’ndeki iki deney şempanzesinin (Hercules ve Leo) birey olma hakkına sahip olamayacaklarına karar vermişti. Yargıç Barbara Jaffe ise bu karardan sonra şempanzelerin yasal haklar kazanması için çabalamalıyız demişti (New Scientist Cilt 227). Nonhuman Rights Project (İnsan olmayanların hakları projesi) avukatı bunun üzerine şempanzelere hak verildiği takdirde bu kadarıyla kalmayacağını, örneğin katil balina ve fil gibi diğer akıllı türler için de hakların getirebileceğini ortaya attı. Peki bu nereye kadar devam edebilirdi? Hayvanların, acı çekme kapasitesi, bağımsızlık ve öz farkındalık gibi iç dünyası hakkındaki fikirlerimiz bizimle olan benzerliklere dayanır: Onların yerinde olsaydık nasıl olurdu?

Elbette hayvanların bizimle sular seller gibi konuşarak, tartışacağı veya kavga edeceği abartılıdır. Hayvanlar hiçbir zaman gerçek bir dil anlayışına sahip olamayacak ve gramerle başa çıkamayacaklardır. Sonuçta hiçbir çip birkaç evrim basamağını atlatarak hayvanlara bu yetiyi kazandıramaz. Fakat hayvanların çıkardıkları belli başlı sesleri, dilimize çevirebiliriz. Peki bu durumda hala et yiyebilir miydik? İneklerle konuşabilseydik örneğin, onların kesilmesini hala haklı bulur muyduk? Bu sınırın nerede çizilmesi gerekirdi? Kim bilir belki de birçoğumuz et ve et ürünleri yemekten vazgeçerdik. Ve hayvanların duyarlı olduğunu kabul eder ve bireysel yaşamlarına daha fazla değer verdiğimiz takdirde alternatif stratejilerin bulunması gerekir diyor Colorado Üniversitesi biyologu Marc Bekoff. Araştırmacı “zarar vermeme” yaklaşımının, bizi iyi şeyler yapabilmek için fazlasıyla duygulaştıracağını iddia ediyor. Peki hayvanın yaşamını, insanınkiyle nasıl karşılaştırabiliriz? İnsan yaşamını kurtaran tedavilerin hayvanlar üzerinde test edilmesi genel olarak mümkün olmayacaktır mesela.


Ama böyle de olmayabilir belki de. İngiliz araştırmacılar Steve Loughnan ve Jared Piazza, insanların zeki hayvanlar üzerindeki düşünceleriyle ilgili bir test yapmışlar. Sonuçlara göre kendi kültürümüzde uzun bir süredir yemek listesinde olan hayvanların zeki olup olmaması bizim için pek sorun yaratmamakta. Ama bizim için potansiyel yiyecek olmayan hayvanların öldürülmesi bizi üzüyor. Ve aynı şey bizim yemediğimiz ama yabancı kültürlerin yemek listelerinde bulunan hayvanlar için de geçerli. İşte bu açıdan bakacak olursak, belki de “konuşan inek” hakkındaki ahlaki anlayışımız değişmeyebilir de, sonuçta inek çok uzun zamandır bizim yemek listemizde.

Derleyen: Nilgün Özbaşaran Dede

Kaynak 1 - 2 - 3 


*Bu yazı HBT'nin 54. sayısında yayınlanmıştır.