Gelmekte olan aşılar üzerine bilimin yoğun endişeleri var

Orhan Bursalı
Gelmekte olan aşılar üzerine bilimin yoğun endişeleri var

Bakan Bey Cumhurbaşkanı’na bilgi verdi, Türkiye’de yapılan aşı araştırmaları içinde üçünün hayvan deneylerini bitirdiğini ve insan deneylerine başlama aşamasına geldiğini duyurdu. Bunu daha önce Varank Bey’den duymuştuk. Bakan Bey öyle dedi ki sanki 1. faz deneyleri başladı gibi. İzinler verildi mi, protokoller tamam mı, bilmiyoruz.

Ülkemiz şeffaflıktan tamamen uzak olduğu için, bakanlığın hatta sözlü talimatıyla tamam başlayın denmiş bile olabilir. Neyse, sorumluluğu üstlenen aşı geliştirmeye çalışan ilim insanlarımızı töhmet altında bırakamayız, öyle bir niyetimiz de olamaz, onlar bilim insanı olarak sorumluluklarına uygun çalışıyorlardır.

Fakat sanki aşı konusu tamammış gibi davranılıyor. Bilimin sorumlu kişileri de aşı konusunda uyarıyor.


Temel soru şu: Üzerinde çalışılan ve 3. faz denemelerinin sonlarına gelmekte olan aşılar beklendiği gibi, korona ile savaşta oyunun kurallarını değiştirebilecekler mi? Yani korona etkisiz hale gelebilecek mi?

Belli olan hiçbir şey yok

Sadece bilim insanlarının büyük umut doğuran çalışmaları var.

Öyle ki birden hesapta olmayan bir şirketin aşı çalışması, 3. faz sona ermeden ve onay almadan, ilk bilgiler ışığında Trump’a uygulanmaya başlandı.

Ben bilimin koronavirüsünü yeneceğine inanıyorum. Bugün veya yarın, er veya geç..

Fakat bu kanaatim aşılarla ilgili endişeleri paylaşmama engel değil.

En önemlisi, siyasetin elinin aşı çalışmalarının içinde olması.

Hemen, hızla, fazla detaya girmeden, eski aşı protokollerini tam anlamıyla dikkate almadan, acil durum çağrısı muamelesi yapılarak, bir an önce aşıları ortaya çıkartın ve başlayın aşılamaya...

Siyasilerin eli bunu dayatıyor... Özellikle ABD’de.. Ve tabii Rusya’da ve belki de Çin’de de.

Sanki bizimkilerin de acelesi var gibi hissiyat doğuruyorlar.

5 maddede endişeler

Şimdi dünyanın güvenilir bilim insanlarından endişeleri sıralayayım:

1)  Aşılar, tüm güvenlikle ilgili aşamaları geçecekler mi, engelleri temizleyecekler mi?..

2)  Aşıların aşılanan tüm insanlar üzerinde koronavirüsünü durdurucu etki yapması beklenmiyor. “Aşı üreticileri, aşılanan insanların en az yüzde 50’sinde COVID-19 semptomlarının görülmemesini hedefliyor. Ancak aşıdan bekledikleri etkinlik yüzde 60.

3)  Aşı, hastalığın ciddi boyutlara ulaşmasını veya ölümleri engelleyebilecek mi? “Çalışma protokollerinin ortaya çıkardığı sonuç şöyle: Denemeler, aşıların semptomatik COVID-19 vakalarını azaltıp azaltmadığını test edecek şekilde tasarlanmış; şiddetli seyreden vakaları azaltıp azaltmadığını test edecek şekilde değil.

4) Yani aşılar ciddi vakalardan önce, semptomları azaltıp azaltmayacağı açısından tasarlanıyor. Buradaki başarı ağır vakaların sayısını ve ölümleri de azaltacaktır.

5)  Siyasi müdahalelerle acele getirilmiş aşıların halkın sağlığı için önemli bir risk oluşturacağı düşünülüyor. Bu bakımdan bilim insanları siyasiler aşıların içinden ellerinizi çekin çağrısı yapıyor. Özellikle Trump, başkanlık yarışında hemen aşı çıksın diye bastıran birisi.

6)  Bir başka endişe, güvenlikle ilgili verilerin uzun vadede sonuçlarının toplanması beklenmeden, ilk ve ön sonuçlara bakarak yeterli bu kadar denmesi ve aşı kampanyalarının başlatılması. Mesela Trump’a yapılan deneysel antibody kokteyli, tam da bu kapsamda. Eğer etkisini gösterirse, piyasa hemen ilk sürülecek ilaç olacaktır, kimsenin şüphesi olmasın! Üstelik dünyanın en pahalı ilacı olacak ve belki de sadece VIP’ler yararlanacaktır.

Bilim 3 açıdan izliyor

Nature dergisinde yayımlanan bir makale, bilim insanlarının aşı çalışmalarını 3  açıdan yakın takibe aldıklarını belirtiyor: Güvenlik ve şeffaflık, siyasetin rolü ve aşı hedefleri, etkinlikleri...

Siyaset aşılara bulaştıkça ve hızlı aşıyı dayattıkça, halkın aşılara güveni azalıyor. Mesela ABD’de yüzde 72’den yüzde 51’e hızla düştü. Nedeni de siyasetin dayatmasıyla henüz kesin sonuçlar alınmadan hızlı aşıya onay verileceğini düşünüyor olmaları.

Aynı durum Avrupa’da da var; hükümetlerin aşı şirketleriyle kapalı kapılar ardında yaptığı görüşmeler halkta güven duygusunu azaltıyor.

Demem o ki: Türkiye örnek olacak bir şeffaflıkla aşı çalışmalarını yürütsün. Protokollerin tüm gereklerini yerine getirsin. Siyasiler de bilgi alsın ama araştırmacılara hiçbir şey dayatmasın. Çünkü hiç anlamadıkları bir alan burası.

Daha uzun süre, en az bir yıl, maske, mesafe ve hijyene muhtacız..

Orhan Bursalı


Bu yazı 05.10.2020 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.

Orhan Bursalı