Yoksa hepimiz bir simülasyonun içinde mi yaşıyoruz?

Öne Çıkanlar Yaşam Bilimleri
Yoksa hepimiz bir simülasyonun içinde mi yaşıyoruz?

2003 yılında Oxford Üniversitesi’nden felsefeci Nick Bostrum bir bilgisayar simülasyonunda yaşıyor olabileceğimiz olasılığını ortaya attı. O tarihten bu yana dünyanın önde gelen fizikçileri, fütüristleri, bilim kurgu yazarları ve felsefecileri kozmosta herkesin ve her şeyin devasa bir bilgisayar oyununun bir parçası olup olmadığı konusunu tartışıyor. Şimdi bu fikri savunanlarla karşı çıkanların görüşlerine bir göz atalım.

Bu fikrin en heyecanlı savunucusu Elon Musk. Güney Afrika asıllı Amerikalı mühendis, mucit, yatırımcı ve girişimci, SpaceX’in kurucusu ve Tesla Motors ile PayPal’ın (orijinali X.com) kurucu ortaklarından Musk, video oyunlarının bugünkü gelişim hızına dikkat çekerek, gerçeklikten ayırt edilmesi olanaksız simülasyonların kaçınılmaz olacağını ve insanların gerçeklik içinde yaşıyor olma olasılığının milyarda bir olduğunu ileri sürüyor.

Geçen yıl Isaac Asimov Anma Toplantısı’nda söz alan dünyanın önde gelen fizikçileri, fütüristler, bilim kurgu yazarları ve felsefecileri kozmosta herkesin ve her şeyin devasa bir bilgisayar oyununun bir parçası olup olmadığını tartışmaya açtı.


Matrix filmini çağrıştıran senaryo

Evrenin bir simülasyon olduğu fikri daha çok “Matrix” filminin senaryosunu çağrıştırmakla birlikte, bu aslında bilimsel bir varsayım. Toplantının moderatörlüğünü üstlenen ünlü astrofizikçi Neil deGrasse Tyson, bir başkasının sabit belleğinde bir program olma olasılığımızın yüzde 50 olduğunu belirterek şöyle konuştu: “İnsan ve şempanze DNA’sı % 98 oranında aynıdır. Ancak zekâları arasındaki çok büyük fark vardır. Uzaklarda bir yerlerde zekâsı bizden çok daha üstün olan bir varlık bulunuyor olabilir. Bizler bunların yanında ağzından salyalar akan, saçma sapan sesler çıkartan meczuplar gibi görünebiliriz. Eğer durum böyleyse, yaşantımızdaki her şey birilerinin kendisini eğlendirmek amacıyla yarattığı sanal gerçekliklerdir.”

İleri bir uygarlığın yarattığı simülasyon

Simülasyon varsayımı Oxford Üniversitesi’nden felsefeci Nick Bostrum’un 2003 yılında ortaya attığı popüler bir argüman. Bu varsayıma göre bugünkü ile kıyaslanamayacak kadar gelişmiş bilgisayar kapasitesine sahip ileri bir uygarlığın üyeleri, atalarıyla ilgili bir simülasyon geliştirmeye karar verir. Bu varlıklar bu tür simülasyonlardan çok sayıda üretme yeteneğine de sahiptir. Bu simülasyonların içerdiği zihinlerin çoğunluğu, orijinal atalarının zihinleri değil, sanaldır.

Dolayısıyla basit bir istatistik hesabıyla bizlerin de bu simüle edilmiş zihinlerden biri olmamız büyük bir olasılık. Örneğin evren ile ilgili ne kadar çok şey öğrenirsek, evrenin temelinin matematik yasalarına dayandığını anlarız. Belki de bu yaşadığımız evrenin doğasının bir işlevidir. Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) kozmolog Max Tegmark bu konuda şöyle konuşuyor: “Eğer bir bilgisayar oyunundaki karakterlerden biri olsaydım, zamanla kuralların ne kadar sert ve matematiksel bir tabana oturduğunu keşfedebilirdim. Bu da oyunun yazıldığı bilgisayar kodunun bir yansımasıdır.”

Ne var ki herkes Musk ile aynı fikirde değil. Örneğin Tyson şöyle diyor: “Eğer sorunların tümüne çözüm getirecek tek kaynağın bilgi teknolojileri olduğuna inanıyorsanız, simülasyon varsayımı tam size göre. Zaten günümüzün modası da bu yönde. Eğer siz bir çekiçseniz her sorun size çivi gibi görünür.”

Harvard Üniversitesi’nden kuramsal fizikçi Lisa Randall’ın görüşleri ise şöyle: “Evrenin bir simülasyon olduğu tartışmalarına bir takım anlı şanlı bilim insanlarının niçin katıldığını anlamakta zorlanıyorum. Bu kadar çok sayıda bilim insanının bunun ilginç bir soru olduğunu düşünmesi bile beni şaşırtıyor. Bu fikrin doğru olma olasılığı bence sıfır.”

Antropik ilke

İnsanları var olması aslında akıl almaz bir olgu. Antropik ilke şunu söyler: Şu anda bildiğimiz, tanıdığımız anlamda bir yaşam ancak mevcut şartların ince ayarının tutmasıyla mümkün olacaktır; bu ayarlardan birisi birazcık oynasın “mevcut yaşam” mümkün olmayacaktır; en basit anlamda Dünya’da yaşamın başlaması için her şeyin tam ayarında olması gerekir. Güneş ile aramızda mükemmel bir mesafe olmalı; atmosferin bileşimi yaşam için mükemmel düzeyi tutturmalı; yerçekimi yeterince güçlü olmalı. Bu koşullara sahip çok sayıda gezegen olmasına karşın, görüş açınızı Dünya’dan öteye genişlettiğiniz zaman yaşam daha da derin bir anlam kazanıyor. Karanlık enerji gibi bazı kozmik faktörler daha kuvvetli olsaydı, yaşam burada veya başka bir yerde büyük bir olasılıkla var olmazdı.

Antropik ilke şunu sorar: “Bu koşullar bizim için niçin bu kadar mükemmel?”

Açıklamalardan birine göre bu koşullar bize yaşam vermek amacıyla maksatlı olarak bu haldedir. Bazı laboratuvar deneylerinde uygun faktörlerin tümü sabit koşullardır. Bu faktörler yalnızca evrene uyarlanmış ve simülasyon başlatılmıştır. Bu durum var oluşa müsaade etmiş ve bizim gezegenimiz bugünkü haline evrilmiştir.

Bunun sonucu olarak simülasyonun ardındakilerin insan olmaması gerekir. Başka bir varlık bu simülasyonu çalıştırmış ve varlıklarını bizlerden gizlemişlerdir. Belki bir uzaylı yaşam formu, bilgisayar programına nasıl müdahale edileceğini biliyordur ve bu şekilde kendilerini görünmez kılmayı beceriyordur.

Nasıl bir simülatör?

Bugünkü bilgisayarlar devasa verileri işleyecek kapasitede; en yoğun ve en üretken olan işlerin başında simülasyonlar geliyor. Simülasyonlar yapay zekâdan yararlanarak çoklu değişkeni analiz eder ve sonuçları inceler. Simülasyonların bazıları oyundur. Bazıları ise gerçek-yaşam durumlarını modelleyen programlardır. Bunlara en iyi örnek pilot eğitimi için kullanılan simülasyonlardır. Bir kısmı da toplumların zaman içinde gerçek yaşamda izledikleri yolu taklit eden “tarih simülatörleri”dir.

Bugün simülatörler böyle çalışıyor. Ama bilgisayarlar giderek hızlanıyor. İşlem gücü onlarca yıldır dönemsel olarak ikiye katlanarak artıyor ve bilgisayarların bundan 50 yıl sonra bugüne göre milyonlarca kez daha güçlü olacağı tahmin ediliyor. Eğer bilgisayarlar yeterince güçlenirlerse yarattıkları tarih simülasyonları o kadar gerçekçi olacak ki, içlerindeki kendi farkındalığı olan varlıklar bir programın parçası olacaklarını anlamayacaklar. Buna örnek Harvard’ın Odyssey süper bilgisayarını verebiliriz. Odyssey bir ayda 14 milyar yılı simüle edebildi.

Deneysel kanıtlar

Varoluşsal varsayımları test etmek olası görünmese de bazı bilim adamları bir bilgisayar oyununda yaşadığımızı deneysel olarak kanıtlayabilecekleri kanısında. MIT’den fizikçi Zohreh Davoudi, Dünya’ya çarpan kozmik ışınların arasındaki sıra dışı enerji dağılımlarının simülasyon varsayımının bir kanıtı olduğunu ileri sürüyor. Evrenin gerçek olduğunu kanıtlamak, olmadığını kanıtlamaktan daha zor. New York Üniversitesi’nden felsefeci David Chalmers bu zorluğu şöyle açıklıyor: “Bir simülasyon içinde yaşamadığımızı kanıtlayacak gerçekçi bir delil bulamazsınız, çünkü bulduğumuz her ipucu da simüle edilmiş olacaktır.”

Evrenin dışında ne var?

Simülasyon kuramına göre bunun yanıtı şöyle olabilir: İleri varlıklarla çevrili süper bilgisayar. Ancak bunun daha da çılgınca bir yanıtı olabilir. Bu simülasyonu çalıştıran varlıklar bizler gibi sanal olabilir. Simülasyonun birden fazla katmanı olabilir. Oxfordlu felsefeci Nick Bostrom’un ileri sürdüğü gibi “Bizim simülasyonumuzu yürüten insan-ötesi varlıkların kendileri de simüle edilmiş varlıklar olabilir ve bunların yaratıcısı da belki simüle edilmiş varlıklardır.”

Bu da şuna benzer: “Sims” oyununun başına oturmuşsunuz; karakterleriniz kendi “Sims” oyununu yaratıncaya kadar oynamaya devam edersiniz. Onların Sims’i sırası geldiğinde kendi oyunlarını programlarlar ve kendi oyunlarını oynarlar. Bu arada siz gizlice daha büyük bir simülasyonun bir parçası olmaya devam edersiniz.

Fakat şu soru hâlâ yanıtlanmış değil: Yaratıcının “gerçek” evreninin dışında ne vardır? Bu soru yaşamımızın o kadar uzağına itilmiştir ki üzerinde düşünülmesi bile olanaksızdır. Ancak simülasyon kuramı en azından evrenimizin sınırlı boyutunu ve dışında neler olduğunu açıklarsa, bu, varoluşun doğasını belirlemek için iyi bir başlangıç olabilir.

Derleyen: Reyhan Oksay

https://www.scientificamerican.com/article/are-we-livingin-a-computer-simulation/
https://www.simulation-argument.com/simulation.html
https://www.theguardian.com/technology/2017/apr/22/what-if-were-living-in-a-computer-simulation-the-matrix-elonmusk
https://futurism.com/fact-asking-whether-we-live-in-asimulation-is-not-a-scientific-question/
http://www.bbc.com/earth/story/20160901-we-mightlive-in-a-computer-program-but-it-may-not-matter
https://listverse.com/2013/12/02/10-reasons-life-may-bea-computer-simulation/
https://www.newyorker.com/books/joshua-rothman/whatare-the-odds-we-are-living-in-a-computer-simulation
http://bilgibirikimi.tripod.com/simulasyon.htm

Bu yazı HBT'nin 85. sayısında yayınlanmıştır.