Kentsel performans endeksleri-2: Yetenekli ve sürdürülebilir kentler

Bilgehan Gürlek Y
Kentsel performans endeksleri-2: Yetenekli ve sürdürülebilir kentler

Önceki yazımızda kentsel başarım göstergelerinden ikisine (Küresel Güçlü Kentler Endeksi ve İnovasyon Kentleri Endeksi) değinmiştik. Bu yazıda diğer iki endeksten söz edeceğiz. İlk söz edeceğimiz endeks; Küresel Kentler Yetenek Rekabet Endeksi (GCTCI) (1) . Sahip olunan insan kaynağı yeteneklerinin yenilik, rekabet edebilirlik ve büyümeye katkısı son yıllarda tartışılmaz hale gelmiştir. GCTCI, yetenek geliştirilmesi, kentin bu yetenekler için çekici bir yer haline getirilmesi ve var olan yeteneklerin elde tutulabilmesi gücünü ölçen bir endeks.

Bu anlamda geçen yıllarda söz ettiğimiz, “ülkeler” için geliştirilmiş küresel yetenek rekabet endeksinin bir alt bölümü. Kentlerin başarımı 5 ana ögede içerilen toplam 16 gösterge ile ölçülüp değerlendirilmekte. Beş ana öge ve bazı göstergeler şöyle özetlenebilir:

1-Kolaylaştırmak/güçlendirmek (ar-ge harcamaları, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişim)


2- Çekicilik (Kişi başı GSYİH, yaşam kalitesi, çevre kalitesi )

3- Yetiştirmek/geliştirmek (üniversiteler sıralaması, yüksek öğrenim kayıt oranı)

4- Korumak (kişisel güvenlik, alım gücü)

5- Küresel bilgi oluşturmak (iş gücündeki yüksek öğrenim oranı, uluslararası organizasyon sayısı).

Tablo-1

2019 yılı için değerlendirilen 114 kent içinde ilk 5 sırayı alan kentler ve İstanbul’un sırası tablo-1’ de gösterilmektedir.

İstanbul üçüncü çeyrek dilimde (67.) yer alırken ülke performansı (74.) na yakın bir derece sergilemekte. Küresel bilgi oluşturmak alt grubunda göreceli daha iyi bir başarım göstermekte (45.). Yetenek çekebilme ve var olanları kentte tutabilme alt bölümlerinde sırasıyla 89. ve 92. olarak oldukça geride yer almış: son günlerdeki yurt dışına mühendis göçü düşünüldüğünde şaşırtıcı değil. Yetiştirme grubunda ise 63. olabilmiş. Bu sonuçlarla sayısallaşma ve sanayi 4.0’ün gereksineceği insan kaynaklarını oluşturabilmek zor gözüküyor. Yerel yönetimlerin rant politikalarından ve kısa erimli yaklaşımlardan biraz sıyrılıp, insan kaynaklarını geliştirici uzun erimli stratejiler oluşturmaya başlamaları kentlerin geleceği açısından vazgeçilmez görünüyor.

Ele alacağımız son endeks: Sürdürülebilir Kentler Endeksi (SCI) (2) .

Sayısallaşma ile gelen dinamizm kentler için hem tehdit hem fırsatlar oluşturabilmekte. Verilere kolay erişim, verimlilik artışları sağlanırken; işsizlik, gelir eşitsizliği, çevresel sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Eğitimli ve sağlıklı bir iş gücüne sahip olmak, çevrenin korunması; sürdürülebilirlikle birlikte ön plana çıkmıştır.

Anahtar öge

Endeks değerlendirme yöntemi ekonomik, toplumsal ve çevresel olmak üzere 3 anahtar öge içerisinde toplam 48 göstergenin puanlanmasına dayanmakta. Göstergelerden bazıları şöyle:

1.Ekonomik ; kişi başı GSYİH, istihdam oranı, küresel ağ yapılarda yer alma, internet alt yapısı, üniversite-sanayi ar-ge işbirliği, hava ve raylı ulaşım yoğunluğu.

2. Toplumsal; kişisel sağlık ve eğitim düzeyi, bireysel mutluluk, çalışma saatleri, gelir dağılımı, kent yaşamında ulaşım ve sayısal hizmetler.

3. Çevre; su tedariki, hava kirliliği, enerji tüketimi, geri dönüşüm oranları, yenilenebilir enerji yatırımları, bisiklet kullanım alt yapıları, doğal afetlere karşı önlemler.

Tablo-2

2018 yılı için değerlendirilen 100 kent içinde ilk 5 sırayı alan kentler ve İstanbul’un sırası tablo-2’ de gösterilmektedir.

İstanbul genel sıralamada son çeyrekte (82.) yer alırken, çevre alt ögesinde 88. sıradadır. Betonlaşma ve inşaat furyası ile farklı bir sonuç almak sürpriz olurdu. Değerlendirme raporunda ayrıca alınan puanlara göre dört kent kümesi oluşturulmuş:

1. Dengeli Yenilikçiler; sosyal ve ekonomik göstergelerde güçlü kentlerden oluşuyor. Genel sıralamadaki en üst 25 kent bu grup içerisinde.

2. Endüstri Ötesi Fırsatçıları; sosyal ve çevresel göstergelerde güçlü olan, çoğunluğu Kuzey Amerika ve birkaç Avrupa ve Avustralya ülkelerinden 33 kent.

3. Gelişen Kentler; ekonomisi zayıf, kuralsız ekonomi ve plansızlığın egemen olduğu yeni yükselen 19 kent bu grupta.

4. Hızla Büyüyen Mega Kentler; ekonomisi zayıf Çin ve Hindistan'daki büyük kentler.

İstanbul 3. Grupta plansız gelişen kentler içerisinde yer bulmuş. Son dönemlerde, beş yıllık kalkınma planlarının ve Devlet Planlama Örgütü’nün rafa kaldırılmasının bu sonuçta payı yok mudur?

Özetlenen tüm dört kent endeksinde de “ekonomik göstergeler”in yanısıra aşağıdaki benzer göstergelerin yer aldığını not etmeliyiz: ar-ge ve inovasyon, ağ yapılarda işbirlikleri, yaşam düzeyi, eşitlik, eğitim kalitesi ve sayısal yetkinlikler, nitelikli üniversiteler, sağlık hizmetleri, sanatsal etkinlikler, müzeler, konser ve tiyatro alt yapıları, çevre kalitesi, yeşil alan yaygınlığı, yenilenebilir enerji kullanımı vb.

Refah ülkeleri

Tüm listelerde en üst sıralarda yer alan kentlerin hemen hemen hepsi yüksek gelir düzeyine sahip refah ülkelerindendir. Bu kentlerin ortak özelliği; salt ekonomik faktörlerde değil yukarıda sıralanan göstergelerin çoğunda sıralamaların en üst dilimlerinde yer almalarıdır. Bunlar içerisinde özellikle Kuzey Avrupa ülke kentleri başta olmak üzere bir grup kent; insanı ön plana alan, herkes için yaşam standartlarını yükseltecek kapsayıcı, eşitlik ve büyümeyi birlikte sağlamaya çalışan, kaynak kısıtlılığını göz önüne alarak sürdürülebilirliğe önem veren stratejiler ile farklılaşmaktadırlar.

Türkiye dünyanın ilk 20 ekonomisi içinde yer almasına karşın, en büyük kenti İstanbul’un göstergelerdeki düşük başarım düzeyi; yerel yönetimlerin eşitlik, gelişme ve sürdürülebilirliği birlikte ele alacak bütüncül ve uzun erimli politikalara yönelmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Bilgehan Gürlek / [email protected]

Kaynakça
(1) The Global Talent Competitiveness Index 2019, Insead
(2) https://www.arcadis.com/en/global/our-perspectives/sustainable-cities-index-2018/citizen-centric-cities/

Bu yazı HBT'nin 158. sayısında yayınlanmıştır.

Bilgehan Gürlek