Kirliliği drone ölçecek

Edip Emil Öymen
Kirliliği drone ölçecek

Avrupa’nın nehir ve göllerindeki kirliliği, drone’lar ölçecek. Ama bu drone’lar uçan değil, yüzen cinsten. AB Ufuk2020 (Horizon) bu işe 8.8 milyon Euro ayırdı. İngiliz Brunel Teknik Üniversitesi başkanlığında Verona, Viyana, Katalonya, Atina, Göttingen üniversiteleri ve 14 özel şirket 1 Haziran’dan başlayarak 2020 Ocak sonuna kadar IntCatch adlı bu projede çalışacak.

Su kirliliği araştırmasına İtalya’da Verona (Romeo&Jüliet’in şehri!) yakınındaki Garda gölünden başlanıyor. Verona Üniversitesi, kimyasal ve biyokimyasal analiz yapacak donanımda özel tasarım yenilikçi bir su drone’u imal etti. Normalde, tanesi 20 bin Euro’ya ulaşan böylesi analiz drone’unu Verona 5 bin Euro’ya üretti. Şimdilik tek olan bu drone, Garda gölündeki kirliliği somut verilerle saptayacak. Bu gölün güney kıyısı ile Verona arası 30 km kadar. Göl, Verona’nın ana su kaynağı.

Sonra sırada Tuna nehri var. Almanya’nın Ren, Fransa’nın Sen, İngiltere’nin Thames nehirleri var. Yunanistan’da Atina’nın içme suyunu karşılayan Yliki Gölü de sırada. Bütün bu su kaynaklarındaki kirlilik, çeşitli akademik yayınlarda sıralanıyor. Atlas ve Pasifik Okyanuslarındaki plastik yığıntılarına dair haberler daha öne çıkarken, Avrupa’daki su kaynaklarındaki kirlilik ve atık sorunu akademik dergilerde kayıp.


Tuna Nehri’ndeki berbat durum en iyi bilineni: Günde 4.2 ton, yılda en az 1.500 ton atık, Karadeniz’e akıyor. Burası zaten kapalı ve üst kısmının altı ölü bir deniz. Karadeniz’e akan bu kadar çok atığın kaynağı % 80 plastikler. İşin tuhafı, AB denetimlerine rağmen, plastik kaynağı ülkeler AB ülkeleri olmasına rağmen, bu kirliliğin önü alınamıyor. Çünkü AB ölçütlerindeki plastik tanımı eskide kalmış. Bir hukuki gedik var. Ayrıca, plastik üreticileri kendilerine ek maliyet bindirecek güvenlik ve çevresel önlemlere karşı güçlü lobi yapıyorlar.

Tuna’nın coğrafi özelliği de ayrı dert: En geniş yerinde 350 metreye kadar yayılan bu nehir işlek bir su yolu. 81 milyon nüfuslu 19 ülkeden geçiyor, 800 bin metrekare su toplama alanı var.

Ren Nehri’nde de durum kötü: Her gün Ren’den Kuzey Denizi’ne 191 milyon plastik partikül dökülüyor. Partikül, 1 milimetre veya daha küçük olduğu için su arıtma tesislerinde yakalanamıyor. Sadece Kuzey Ren Westfalya Eyaleti’nde bin tesiste üretim plastikle ilgili. 200 bine yakın işçi bu sektörde çalışıyor. Dünyanın plastik üretiminin % 10’u burada yapılıyor. Almanya, bütün çevreci politikalarına ve uygulamalarına rağmen plastik kirliliğini önleyemiyor. Üstelik, bu eyaletteki 406 su arıtma tesisine rağmen. Fransa’daki Sen Nehri’nde yapılan plastik ölçümlerinde rakamlar daha düşük: Yılda 27 ton.

Çare? Grafen kullanan yeni tasarım arıtma tesisleri yapılmak zorunda. Su molekülüne geçit veren, daha iri molekülleri tutan grafen, sadece 1 atom inceliğinde inanması güç bir malzeme. Grafen’in deniz suyunu içme suya dönüştürdüğü laboratuvarda gösterildi. Gerçek hayata uygulanabilirse, dünyanın içme suyu sorununu çözülecek. Hayal gibi, ama mümkün.

Plastiğe çare yine inovasyondan gelecek: Japon bilimciler “ideonella sakaiensis” adını verdikleri bir bakterinin, plastik yediğini buldular. Kanada’lı üniversite öğrencisi Miranda Wang ve Jeanny Yao bu bakteriyi üretmeyi başardı. 15 ton bakteriyi 20 bin USD’a mal ettiler. Bakteri, işini yaptıktan sonra geriye karbondioksit ve su kalıyor. Miranda ve Jeanny, BioCellection adlı bir şirket kurdular. 2 patent aldılar. ABD’nin önemli iş yönetimi okulu Wharton onları, 30 bin USD değerinde Perlman İş Modeli Ödülü’ne layık gördü. Bu ödülü ilk kez lisans öğrencileri kazandı: Sentetik bir soruna biyolojik çözüm ürettikleri için.

Edip Emil Öymen

 *Bu yazı 23.05.2016 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.

Edip Emil Öymen