Sanal gerçeklik: Gözümüze teknik destek

Edip Emil Öymen
Sanal gerçeklik: Gözümüze teknik destek

Google Sanat ve Kültür Projesi 7 yıl önce başlarken, o zamana kadar görülmemiş bir reklam filmi yapmışlardı: Uzaydan dünyaya hızla hızla yaklaşıyoruz. Google Earth, önümüze hızla İspanya’yı Madrid’i getiriyor. Ve bir klasik binayı. Dünyanın gözde müzelerinden Prado’yu. Hızlı hızlı hızlı, kamera koridorlardan salonlardan uçuyor, bir tablonun önünde duruyor. Sonra yine hızla, tabloda bir yüze, o yüzün gözünün kenarından akan bir damla yaşa odaklanıyor. Google S&K Projesi diyor ki: İşte, sana dünyanın sanatını, kendi gözünün seçemeyeceği, göremeyeceği ince ayarla sunacağız. Çünkü sen, bu tabloyu kendi gözünle görsen bile, o göz yaşını görecek kadar tabloya yaklaşamazsın.

Dünya kültür mirası ekranda

Aradan geçen 7 yılda S&K, 40 ülkede 151 sanat-kültür kurumuyla anlaşarak 32 bin sanat eserini ekrana getirdi. Müze kuyruklarına girmeden, kalabalıklar arasında bir göz ucu yer açmaya çabalamadan, bir eseri yakından, çok yakından gösteriyor. Şimdi bu evrensel kültür hizmetine bir yeni unsur daha eklendi: CyArk adlı bir özel girişimle ortaklaşa, 18 ülkede 26 kültür mirasının mimari-arkeolojik ayrıntıları üç boyutlu olarak ekrana taşındı. Sanal gerçeklikle izlenebilecek. Aralarında, bizden bir miras eseri yok. Ama liste 500’e çıkacakmış, belki o zaman olur.


Iraklı mühendisin buluşu

CyArk, İngilizce bir sözcük uyarlamasının kısaltması=Siber Arşiv anlamına. Irak’tan 1980’lerde ABD’e göçebilmiş bir mühendisin girişimi. İsmi hiç de Arapçaya benzemeyen Ben Kacyra adlı bu mühendis, 1990’larda harita ve kadastro yapmada kullanılacak üç boyutlu bir lazer tarayıcı tasarlamış. Cyrax adını verdiği bu tarayıcı, radardaki radyo dalgaları yerine ışık kullanıyor. Bu, 1970’lerden beri bilinen Lidar’a komşu bir uygulama. Lidar, bugün sürücüsüz araçların “gözü” olarak hizmette. Araçla, diğer objeler arasındaki mesafeyi ölçmek için. Cyrax ise, baktığı objeyi “nokta bulutları” olarak görür, birebir dijital fotoğrafını çeker. Ortaya çıkan milyonlarca nokta, ekranda döndürülebilir, görüntüye her yönden bakılabilir. Bundan, objenin üç boyutlu dijital resmi yapılabilir. Mimarların, bir binanın rölövesini çıkartması gibi. Şimdi bunu lazer tarama daha çabuk, daha ayrıntılı yapacak.

Dijital rölöve iş başında

Iraklı buluşçu mühendis, Cyrax’ını tasarladığı şirketini 2001’de İsviçre şirketi Leica Geosystems’e sattı. Sonra, kendisini “hayatta gerçekten yapmak istediği” işe adadı: Kaybolmakta olan, kaybolma tehlikesi olan dünya kültür mirasının dijital rölövesini tek tek çıkartmak. 2011’de, bu işi nasıl ve neden yaptığını bir TED konferansında anlattı.

CyArk’ın milyonlarca noktayla arşivlediği dünya kültür mirası listesindeki eserlerin bazısı, turizme açık olmayan, gidilip görülemeyecek kadar ücra, zor yerlerde. Örneğin Peru’da 4 bin metrelik bir dağda (başkent Lima’dan 10 saat otobüs yolculuğuyla ulaşılan) Chavin de Huantar, M.Ö. 1200’lerden kalma bir arkeolojik kalıntı... Listede, Meksika’daki Maya Tapınağı Chichen Itza, Peru’da en eski astronomi gözlemevi Chankillo, Güney Afrika Drakensberg mağara resimleri, Kamboçya’da Angkor Wat tapınak külliyesi gibi yerler var. Daha yakın zamanlara ait yerler/binalar da... Bütün buraların resimleri Cyrax yüklenebilen dronlarla çekiliyor. Google’la yapılacak işbirliğiyle CyArk’ın listesi büyüyecek. Büyükada’daki Rum Yetimhanesi’ni de listeye hemen eklerlerse iyi olacak. Çünkü yakında, resmi çekilecek bir bina kalmayabilir.

İnsan gözüne dış destek

Galile, teleskobu icat etmedi. Büyütece benzeyen prototipe yeni bir işlev kazandırdı. Venedik’in savunmasında askeri amaçlı kullandı. Sonra, “yukarıya” bakmayı akıl etti: Kilise’nin, beyaz ve düz diye tanımladığı ayın hiç öyle olmadığını gösterdi. Jüpiter’in 4 uydusunu ilk kez gördü. Onlara, sponsoru Medici Ailesi’nden isimler verdi. Mikroskoptan teleskoba, büyüteçten sanal/artırılmış gerçekliğe kadarki teknolojik gelişim, insan gözüne hep dıştan destek. Yeni haber: Google, HTC, Microsoft, Facebook’u sollayarak Apple, çok çok yüksek çözünürlüklü (16K!) gözlüğünü 2020’ye yetiştirecekmiş.

Emil Edip Öymen

*Bu yazı 04.05.2018 tarihli Dünya gazetesinde yayınlandı.  

Edip Emil Öymen