Florence Nightingale: Bir veri bilimci

Lale Akarun
Florence Nightingale: Bir veri bilimci

Florence Nigtingale’i modern hemşireliğin kurucusu olarak tanısak da veri bilimci yönünü pek bilmeyiz. Bu konuda yeni yayınlanan bir makaleyi* okuyunca ben de yeni şeyler öğrendim.

Nightingale, üst sınıftan bir İngiliz ailenin kızı. O dönemde kadınlar okula gitmese de, özel eğitmenlerden çok iyi bir eğitim alıyor. İstatistiğe ilgi duyuyor ve bu konuda kendini yetiştiriyor. O dönemde kadınlara kariyer basamakları kapalı; ama ailesine karşı çıkarak bir hemşirelik okulunun yöneticisi oluyor. Kırım Savaşı çıktığında, çok yüksek olan ölüm oranlarını azaltmak için yaralı askerlere bakacak bir hemşire grubunun başına getiriliyor ve İstanbul’a geliyor.

O yıllarda, daha sonra Boğaziçi Üniversitesi’ne dönüşecek Robert Kolej daha kurulmamış, ama kurucusu Cyrus Hamlin Bebek’te bir protestan okulunun yöneticisi, öğretmeni **. Hamlin aynı zamanda bir girişimci; İstanbul’da değişik kiliselere tanınan bir imtiyazdan yararlanarak ekmek fırını işletiyor; Kırım savaşında yaralanan İngiliz askerlerinin tedavi edildiği hastanelere de Florence Nightingale’in talebiyle ekmek satıyor. Misyonerler bu faaliyetten pek memnun değil; para kazanmayı tasvip etmiyorlar.


Kollu çamaşır makinesi

Bu girişimcilik başarısının sürdüğü 1854 yılında bir gün Hamlin Boğazın karşısında Kuleli’nin rıhtımına demirlemiş, büyük bir savaş gemisi görüyor. Hemen bir kayıkla karşıya geçiyor. Rıhtımın üstü, gemiden indirilen ve sedyede yatan yaralılarla dolu. Yaklaşıp baktığında üstlerinin bit kaynadığını görüyor. Asker giysilerini ve çarşafları yıkayacak çamaşırhane bulamadıklarından giysileri yaktıklarını öğrenince, bu işe girişiyor. Bebekte bir çamaşırhane kuruyor; ama çamaşırcılar, hastalık bulaşacağını düşündüklerinden bu bitli giysileri ellemeyi reddediyorlar.

Hamlin aynı zamanda iyi bir mühendis: Sorunu bir gecede bir kolu döndürerek çalıştırılan bir çamaşır makinesi geliştirerek çözüyor ve çamaşırcılara ilk kullanım dersini kendisi veriyor. Kurduğu çamaşırhane, uzun süre çalışıyor ve iyi para kazanıyor; ama para işleri, kiliseyle arasını bozuyor. Hamlin 1860’da istifasını verip kilise ile ilişkisi olamayan bir okul kurmaya girişiyor: bu okul 1863’de kurulan Robert Kolej.

Veri toplama ve analizi

Florence Nightingale’e dönersek, Kırım savaşı deneyimini hem modern hemşireliği tanımlamak için, hem askerlerin yaşam koşullarını iyileştirmek için kullanıyor. Savaş dışı zamanlarda bile ordudaki ölüm oranlarının çok yüksek olduğunu göstererek kalabalık kışla koşullarının, beslenme ve temizlik şartlarının iyileşmesini sağlıyor.

Bunu yapmak için verinin nasıl toplandığını ve nasıl analiz edildiğini sorguluyor: Ordudaki ölümlerin, 60 yaş üstü ölüm, koleradan ölüm, kaza sonucu ölüm diye veriden ayıklanarak ölüm oranlarının düşük gösterilmesini mizahi bir dille eleştiriyor: “Önlenebilir ölümleri önlemenin yeni bir yolu bunları tamamen ölüm raporlarından çıkarmak ise, 60 yaş üstü ölümleri tamamen çıkarabiliriz. Bu mantığı izlersek, diğer hastalıkları ve diğer yaş gruplarını da çıkartır ve sonunda sıfır kayıp sayısına ulaşabiliriz”.

Ölüm istatistiklerini nedenlerine ve aylara göre gösterdiği grafikler günümüzde bile hayranlık uyandırıyor. Toplu alanlarda hastalık bulaşmasını önlemek için bırakılması gereken mesafeler hakkında yazıyor; yatakların mesafeyi artıracak şekilde yerleştirilmesi için diyagramlar çiziyor. Toplanan verilerin şeffaf olması ve tartışılmasını savunuyor. Sorgulamaları, İngiliz ordusunun istatistik toplama yöntemlerini düzeltmesini sağlıyor.

Nightingale Kraliyet İstatistik Derneğinin ilk kadın üyesi seçiliyor.

Halk sağlığında veri biliminin önemini yeniden keşfettiğimiz şu günlerde bu büyük bilim kadınını saygıyla anıyoruz.

Lale Akarun

* Noel-Ann Bradshaw, “Florence Nightingale (1820–1910): An Unexpected Master of Data”, Patterns 1, May 8, 2020

** John Freely, “A Bridge of Culture: From Robert College to Boğaziçi University”, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2015.

Bu yazı HBT'nin 219. sayısında yayınlanmıştır.

Lale Akarun