Barış, “matematik” bilmektir!

Müfit Akyos Y
Barış, “matematik” bilmektir!

“Karmaşıklaşan ve sertleşen” uluslararası siyasi ve ticari ilişkilerin, güç kazanma ve alan kapatma çabalarına dönüştüğü günümüzde gücü temsil eden savaş endüstrisi (bilim - askeri – endüstriyel kompleks olarak okunmalıdır) dünyamız kaynaklarından en büyük payı almaya devam ediyor.

1800’lerden başlayarak bilimle teknolojik gelişmelerin karşılıklı etkileşimi giderek artmıştır. Bunun somut yansımalarını silahların tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi sürecinin her aşamasında bilimin ve mühendisliğin birikim ve uzmanlığına gerek duyan savaş teknolojilerinde de görmek olasıdır. Bu bağlamda II. Dünya Savaşı, devletlerin bilimsel yetkinlikleri savaş teknolojisi yoluyla organize etmelerinin doruk noktası olarak alınabilir. Bunun en somut örneği atom bombasının geliştirilmesiyle sonuçlanan ABD Manhattan Projesi’dir. Yüzlerce bilim adamının seferber edildiği bu proje sonunda geliştirilen dehşet gücü, 6 Ağustos 1945’de Uranyum-235 tipi atom bombası ile Hiroşima ve 9 Ağustos’ta Plütonyum- 239 tipi atom bombası ile Nagazaki üzerinde denendi. Kesin kayıplar bilinmemekle birlikte 300.000’den fazla insan ilk patlamalarda öldü. Radyasyonun etkileri günümüzde de devam etmektedir. Soğuk savaş döneminde de kapitalist ve sosyalist dünya çok büyük kaynaklarını doğrudan askeri projelerle ilgili bilim ve mühendislik alanlarına aktarmaya devam ettiler.

İnsanlığın baş edemeyeceği boyutlara varan sorunlarla mücadelesinde elbette teknolojik çözümler büyük katkı sağlayacaktır. Ancak bunun için dünyamızın artık sınırlı olduğu (tükenmekte olan) kanıtlanan kaynaklarının çok yüksek maliyetler gerektiren “şiddet teknolojilerinin” geliştirilmesi için değil ve fakat insanlığın huzur ve mutluluğunu sağlayacak araştırma ve geliştirme faaliyetlerine harcanmasını talep etmemiz gerekmektedir. “Şiddet teknolojilerini” çevreyi tahrip eden, sağlığımızla oynayan, iklim değişikliğini tetikleyen bütün teknolojiler bağlamında düşünmek gerekir.


ICAN (International Campaign to Abolish Nuclear Weapons – Nükleer Silahların Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Kampanya) bu yönde çaba gösteren ve 2007 yılından başlayarak 101 ülkede 200’ün üzerinde örgütle birlikte çalışan nükleer silahları “insanlık için varoluşsal bir tehdit oluşturan tek silah” diye tanımlayarak hiçbir ayrım gözetmeksizin yasaklanmasını öngören bir anlaşmanın imzalanmasını amaçlayan bir yapılanma. ICAN bu yönde yaptığı yenilikçi ve yaratıcı çalışmaları nedeniyle 2017 Nobel Barış Ödülü’ne değer bulunmuştur. ICAN’nın ödülü kazanmasında büyük payı olan ICAN Direktörü Beatrice Fihn’in Nobel Ödül töreninde yaptığı korku, özgürlük, gelecek konulu konuşmasında, bu silahlarla sorgulamaksızın yaşamayı kabul etmemizin büyük bir hata olduğuna dikkatimizi çekiyordu.

Barış, “matematik” bilmektir!

Dünyamızın aydınlık geleceğini kurmaya katkıda bulunacak etkinliklerin ve harcanacak emeğin barışa da katkısı olacağı açıktır. Dört yılda bir matematik bilimine olağanüstü katkılarda bulunanlara verilen Leelavati Ödülü Prof. Dr. Ali Nesin’e, Türkiye’de matematik alanında farkındalığın artmasına katkıları ile Şirince’de kurduğu “Nesin Matematik Köyü” dolayısıyla verildi. Manchester Üniversitesi’nden Prof. Alexandre Borovik, “Ödül, matematiğin bir entelektüel bilim dalı olarak ve farklı insani girişimlerinde oynadığı hayati rolün toplumsal bilince kazandırılmasındaki olağanüstü katkılarından dolayı Ali Nesin’in oldu” diyerek ödülün gerekçesinin Ali Nesin’in barışa katkısının somut ifadesi olduğunu belirtmektedir.

Bilimi insanlık ve barış yolunda geliştiren bilim insanlarını, teknolojiyi insanlığın refah ve mutluluğu için kullanan mühendisleri saygı ile selamlıyorum. 1 Eylül Dünya Barış Günü kutlu olsun!

Müfit Akyos

Bu yazı HBT'nin 127. sayısında yayınlanmıştır.

Müfit Akyos