Bırakalım palavraları, hayati konumuz budur, hiç unutmayın-2: Yüksek Teknoloji!

Orhan Bursalı
Bırakalım palavraları, hayati konumuz budur, hiç unutmayın-2: Yüksek Teknoloji!

Önceki yazımda, imalat sanayimizde yüksek teknoloji üretiminin payının %2,2 olduğunu, üyesi olduğumuz 34 OECD ülkeleri ortalamasında ise bu oranın %17 civarında olduğunu yazmıştım. Anımsadınız mı?

Ve Türkiye’nin bir yeniden milli kurtuluş savaşı verecekse, orta ve yüksek teknoloji sanayi üretiminin OECD ortalamalarına yaklaştırma politikalarıyla bunun gerçekleşebileceğini belirtmiştim…

Hayati konumuz budur!


Şimdi size ekonomide at koşturduğumuzu sandığımız bazı ülkelerle aramızdaki yüksek teknoloji (YT) üretiminde ihracat farkını yazıyorum. İşte size liste (Bayram Ali Eşiyok katkısı ile) Dünya Bankası 2016; 2013 oranları. Salı günü, imalat sanayi içindeki yüksek teknoloji üretiminin payını %2,2 olarak vermiştik. İhracattaki payımız da aynı: 2,2.

Aşağıda, OECD üyesi olmayan bir ülke grubuyla (Türkiye’nin sık karşılaştırıldığı) Türkiye’nin Yüksek Teknoloji İçerikli Ürün İhracatının Toplam İmalat Sanayi İçerisindeki Paylarını (%) veriyorum.

Türkiye        2,2
Arjantin         9,8
Brezilya         9,6
Afrika            5,5
Çin                27,0
Rusya            10,0
Endonezya      7,1
Hindistan        8,1

Sürekli liste sonuncusu olmak hoş değil!

OECD ülkelerinin aynı dönem YT’nin ihracattaki paylarını açıklayan listeye bakıyorum, Türkiye’ye yakın bir ülke bulabilir miyim diye. Aaaa evet var!

Portekiz        4,3
Şili               4,9
Slovenya      6,2
Finlandiya     7,2
İngiltere       7,6
İspanya        7,7

Ama hepsi bizim iki, üç katımız oranlara sahip. Üstelik bu listede Türkiye’nin oranı %1,9 olarak veriliyor.

OECD ülkeleri listesinde ihracatında yüksek teknoloji payı en yüksek ülkeleri merak etmez misiniz? (OECD ortalaması 16,9)

Güney Kore    27,1
İsviçre           26,5
Fransa           25,8
İrlanda          22,4
Hollanda        20,4

Bakan, %20’lerde!

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü geçenlerde tam bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı: “İhracatımızın içinde yüksek teknoloji ürünlerinin payını arttıracağız; halen %3,5 olan bu oranı %20’lere çıkartmayı arzuluyoruz.

%2,2 ve 1,9 olarak verdiğimiz yüksek teknoloji oranını Faruk Bey %3,3 olarak dile getiriyor.

Bu, TÜİK’in sitesinde yer alan oran. Bizde bu oran hep yüksek hesaplanıyor. Yüksek teknoloji sınıfına soktuğumuz bazı imalatlar, OECD ve Dünya Bankası’nın standartlarının dışında görünüyor.

Uçmayalım, neyse onu verelim.

Faruk Bey de %20’lere uçmuş. Niyet, dilek iyi de, bu konuda ne yaptınız, ne yapıyorsunuz, planınız, programınız, stratejiniz ne diye sormuyorum.

Çünkü olmadığını biliyorum.

Tünel, yol, devasa göstermelik inşaatlar, köprüler, devasa camiler, camiler…

İnovasyon mu? O da ne?

Türkiye’de en çok konuşulan konulardan biridir inovasyon, yani üretimde sürekli yenilikçi kalmak.

Yenilikçilikte niye nal topluyoruz? Çünkü yüksek ve orta-yüksek teknolojilerde sanayinin yapısı yerlerde süründüğü için.

Ekonomi lafta bu sorunları dile getiriyor, ama teknolojinin yapısı düşük ve orta teknolojide çakılı kaldıkça, yukarıya doğru bir tırmanma olmadıkça, daha çok inovasyon gevezelikleri yaparız.

Bunları ana konular olarak tartışan bir medya gördünüz mü? Çünkü halk bunlarla ilgilendirilmez.

Varsa yoksa siyasi gevezeliklerle ölüp gidecek bu ülke!

Orhan Bursalı


Orhan Bursalı