Bozkurt Hoca’nın ardından…

Özlem Yüzak
Bozkurt Hoca’nın ardından…

“Bilim, insanoğlunun soru sormasıyla başlamıştır, denilebilir.” Bozkurt Güvenç / İnsan ve Kültür

Bilimin merceği bu hafta bu köşeyi 10 Aralık’ta yitirdiğimiz Prof. Dr. Bozkurt Güvenç’e ayırdı. 92 yaşında hayata veda eden bir aydınlanma bilgesine… Türkiye’ye antropoloji bilimini getiren kişi olarak da anılır hoca. Ama daha ötesi de var... Yurt sevgisi, tüm yaşamını, bilgi birikimlerini başkaları ile paylaşmaya, öğretmeye adaması, eşi Melda Hanım’a olan büyük aşkı, çocukları, öğrencileri ile kurduğu olağanüstü ilişki...

Cuma günü, karlarla kaplı Ankara’da toprağa verilmeden önce Hacettepe Üniversitesi’nde düzenlenen bir törende, gencecik öğrenciler sahnede bayrağa sarılı tabutunun başından nöbet tutarken, hocayı anlatan son derece anlamlı, duygusal konuşmalardan öğrendim.


Prof. Dr. Tayfun Atay, Bozkurt Hoca’nın doktora öğrencilerinden biriydi. Hoca ile sürekli yakın temasta olan Atay hocayı “Kültürün mimarı” olarak adlandırırken “Bozkurt Hoca, kültürel değişim, toplumsal dinamizm ve bunlara bağlı sorunlar, çatışmalar üzerine kafa yormuş, araştırmalar yapmış, kitaplar yazmış biri. Tüm bunları bu ülkenin insanlarına, aydınlarına, siyasetçilerine ve bürokratlarına tane tane anlatmaya ömrünü verdi” dedi.

İlk doktora öğrencilerinden Prof. Akile Gürsoy Bozkurt Hoca’nın derslerini diğer bölümlerden ve başka üniversitelerden de dinlemeye öğrencilerin geldiğini anlatırken “12 Eylül dönemiydi ve hoca tıpkı kültürel çatışmalara çözüm olarak uzlaşıyı temel aldığı gibi öğrencilere de uzlaşı öğütlüyordu. Baktık aynı dönem oturdu önce Erich Fromm’un Özgürlük Sorunu, Özgür İnsan kitabını, ardından Octavio Paz’ın Yalnız Dolambacı kitabını Türkçeleştirmiş” diye anlattı.

Düşünsenize, kendi görüşlerini aktarmak ile yetinmeyip onca uğraşı arasında ülkesindeki insanların konuyu daha iyi anlaması için kitap çeviriyor...

Kızı Çağ Akyol babasını gözyaşları içinde “Zarafeti, bilgeliği, bana kazandırdıkları dışında beni en fazla etkileyen sanırım yaşam sevgisi, akılcı iyimserliği, ilgi duyduğu her şeyi büyük tutku ile ele almasıydı” diye tanımladı. Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen Prof. İhsan Doğramacı tarafından kurulurken yanındaki 2-3 kişiden birinin Bozkurt Güvenç olduğunu, hoca sayesinde Hacettepe Üniversitesi’nin sosyal genleri güçlü özgürlükçü bir üniversite haline geldiğini anlattı.

Bozkurt Hoca artık aramızda yok ama bize bıraktığı eserler, öğretiler daima var olacak.

Ama söylemeden yapamayacağım, gönül isterdi ki o koca konferans salonu gençlerle öğrencilerle dolup taşsaydı keşke. Eminim o gençler hayatlarının en önemli derslerinden birini orada Bozkurt Hoca’yı tanıyarak alacaklardı...

Özlem Yüzak


Özlem Yüzak

Bilgi işçisi olarak tanımlıyor kendini... 15 yılı aşkın süredir Cumhuriyet Gazetesi’nde ‘Bilgi Toplumuna Doğru’ adlı köşesinde çağdaş dünyanın anahtarı olan bilgi, bilim ve eğitimin önemi üzerine yazıp duruyor. İnsanın doğa ve insan üzerinde kurduğu iktidardan dehşetli rahatsız; bu yüzden sürdürülebilir kalkınma, toplumsal cinsiyet, iklim değişikliği yine ilgi duyduğu alanlar arasında. “Kıskaçtaki İnsan ve İsyan” adlı bir kitabı bulunuyor.