Lağımın dibi… Asya… Bilim… Üniversite

Özlem Yüzak Y
Lağımın dibi… Asya… Bilim… Üniversite

Kanalizasyon çoktan patladı, lağım taştı ve ülke sathına yayıldı. İşin kötüsü medetin bir organize suç örgütü liderinin dijital ortamdaki video paylaşımlarındaki ifşalarından umuluyor olması. İnsan sormadan duramıyor, “Biz nereye koşuyoruz, dünya nereye? Eğitim almış ve bulabildiği ilk fırsatta kapağı yurtdışına atmak isteyen bir gençlik ile.. Pandemi ile birlikte dibe vurmuş bir ilk ve ortaöğretim sisteminin yarattığı kayıp nesil ile...Nereye?”  

İki gün önce Asya üniversiteleri sıralaması ve üniversitelerin bütçeleri açıklandı (Times Higher Education Ranking). Baktık, sanki pandemi yokmuş, ülkelerin ekonomileri büyük bir krizden çıkmamış gibi yükseköğretim bütçelerine büyük yatırımlar yapılmış. Bir toplumsal seferberlik hali gibi... Başta Çin olmak üzere hükümetlerden yapılan destek çağrıları sahipsiz kalmamış. Hem iş dünyası hem de hayırseverler eğitime katkılarını artırmışlar, yeni enstitüler, araştırma merkezleri kurulmuş. Örneğin Çin’in emlak devi Vanke, hükümetten gelen çağrıya uymuş ve Tsinghua Üniversitesi’ne kendi adını taşıyan bir halk sağlığı enstitüsü kurmuş. Hedef yeni pandemilere önceden hazırlık. Enstitünün başına da Dünya Sağlık Örgütü’nün eski direktörlerinden Margaret Chan getirilmiş.

Tabii hükümetlerin de bütçelerinde yükseköğretime ayrılan paylar ciddi biçimde artmış. Sadece Çin değil, Hindistan, Japonya, Malezya, İran...


Neden peki? Yanıt basit. Bilim ve teknoloji üreten, kendi beyin gücünün kalitesini ve sayısını artıran bir ülke olmazsan yeni dünyanın özellikle pandemi sonrası dünyanın koşullarına ayak uydurman mümkün değil.

Sıralamaya bakıyorum. En başarılı ilk 10 üniversite içinde aslan payı Çin’in. Zaten Çin dünya liginde de ilk 10 içine çoktan girdi. Çin’i Japonya, Singapur ve Güney Kore takip ediyor. (1. Tsinghua Üniversitesi (Çin); 2. Pekin Ü. (Çin); 3. Singapur ulusal Ü. 4. Hong Kong Ü.; 5. Singapur Nanyang Teknik Ü.; 6. Tokyo Ü.; 7. Hong Kong Çin Ü.; 8. Hong Kong Bilim ve Teknoloji Ü.; 9. Seoul Ulusal Ü. (G. Kore); 10. Japonya Kyoto Ü.

Peki ilk 100 içinde Türkiye var mı? Ya da kaç üniversite var. 68. Sırada Sabancı Üniversitesi; 73. sırada  Koç Üniversitesi ve 80. sırada  Çankaya Üniversitesi var. O kadar.

İran’ın ise ilk 100 içinde yedi üniversitesi bulunuyor ve 45. sıradan başlıyor.

Neden? Çünkü üniversite sayısı artırılırken nitelik önemsenmedi ve kalite giderek düştü. Akademik özgürlük dibe vurdu. Türkiye’deki devlet üniversiteleri, araştırma bütçeleri üniversitelerimizin 50-100 katı olan yurtdışındaki üniversitelerle rekabet etmek durumunda. Ülkemizde araştırma üniversitesi statüsü verilmiş olan üniversitelere bile gereken düzeyde bütçe maalesef sağlanamıyor. Kamu üniversiteleri, öğrenci kontenjanlarına ve öğretim elemanı kadrolarına dair alınan kararlarda söz sahibi değiller ve öğrenci kontenjanları kapasitenin üzerinde artırılıyor. Bu nedenle, sıralamalarda kullanılan öğretim üyesi başına düşen öğrenci sayısında kamu üniversiteleri bırakın yurtdışındaki üniversitelerle rekabet etmeyi, Türkiye’deki vakıf üniversiteleri ile bile rekabet edemez düzeye geldi. (https://sarkac.org/2021/02/dunya-universite-siralamalari-yuksekogretim-sistemimize-dair-ne-soyluyor/)

Bu ülkenin kaynakları var. Düşündüğümüzden çok daha fazla. Sorun o kaynakların ne için ve nasıl harcandığında... Hâlâ 128 milyar doların hesabını vermek için en ufak bir çaba harcamayan siyasi iktidarın tek yaptığı 20 yılı aşkın iktidarının pisliğini yüzümüze gözümüze bulaştırmak... Baksanıza Marmara Denizi bile isyan bayrağını çekti sonunda...

Özlem Yüzak

*Bu yazı 04.06.2021 tarihli Cumhuriyet gazetesinde yayınlandı.

Özlem Yüzak

Bilgi işçisi olarak tanımlıyor kendini... 15 yılı aşkın süredir Cumhuriyet Gazetesi’nde ‘Bilgi Toplumuna Doğru’ adlı köşesinde çağdaş dünyanın anahtarı olan bilgi, bilim ve eğitimin önemi üzerine yazıp duruyor. İnsanın doğa ve insan üzerinde kurduğu iktidardan dehşetli rahatsız; bu yüzden sürdürülebilir kalkınma, toplumsal cinsiyet, iklim değişikliği yine ilgi duyduğu alanlar arasında. “Kıskaçtaki İnsan ve İsyan” adlı bir kitabı bulunuyor.