Satürn, sahip olduğu halkalarıyla Güneş sistemi içerisindeki en göz alıcı ve en eşsiz gezegen olarak görülür. Çıplak gözle görülebilen 5 gezegenden biri olduğu için insanlığın çok eski tarihlerinden itibaren bilinen Satürn gezegeninin ekvator merkezinden 480,000 kilometre yarıçapa kadar uzanan halkalara sahip olduğu ancak teleskobun icadından sonra 17. yüzyılda anlaşılabildi. O günden beri de bu halkaların hangi etki sonucu oluştuğu (ya da neden bir uyduyu meydana getirmek üzere birleşemediği) birçok bilimsel araştırmanın konusu olageldi.
SETI’den (Search for Extra-Terrestrial Intelligence; Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması) bir grup bilim insanının yürütmüş olduğu son çalışmada Satürn halkalarının ne zaman oluşmuş olabileceği sorusuna cevap aranıyor. Geleneksel görüş, Güneş Sistemi’nin ve tüm gezegenlerin 4,5 milyar yaşında olduğu dikkate alındığında Satürn’ün uyduları ve halkalarının da yaklaşık yine aynı yaşlarda olabileceği yönünde. Oysa Satürn’ün uydularının yörüngelerinde meydana gelen değişimlerin bilgisayar simülasyonlarıyla analizi sonucu elde edilen yeni bulgulara göre Satürn’ün uyduları ve halkaları yalnızca 100 milyon yıllık bir geçmişe sahip. Jeolojik olarak değerlendirildiğinde bu tarih gerçekten de çok kısa bir zamana işaret ediyor. 100 milyon yıl öncesi Dünya’nın jeolojik tarihinde Mezozozik zamanın Kretase dönemine karşılık geliyor. Kretase dönemi dinozorların altın çağı olarak da bilinir. 65 milyon yıl önce dinozor neslini yok edecek olan göktaşı yeryüzüne düşmeden önce Kretase döneminde dinozorlar biyoçeşitliliğin zirvesinde bulunurken tüm Dünyaya hükmeder vaziyetteydiler.
Satürn’ün başta Titan, Rhea, İapetus gibi bilinen büyük uydularıyla birlikte toplamda 62 tane uydusu var. Bu altmış iki uydunun yanına bir de Satürn’ün merkezinden 46 bin ile 480 bin kilometre yarıçaplı daireler arasındaki bölgeyi dolduran irili ufaklı binlerce küçük kaya parçasını eklediğimizde hayli kalabalık bir birliktelikten söz ettiğimizi anlayabiliriz. Bu kalabalık uydu popülasyonunun içinde karmaşık bir kütleçekim etkileşimi mevcut. Uyduların birbirlerine göre olan konumları uydu yörüngelerinin genişlemesine veya daralmasına yol açıyor.
Bu çalışmada, Satürn uydularının sahip olduğu günümüz yörünge eğriliklerinin bilgisayar simülasyonlarıyla yapılan geçmişe dönük tahminlerinde sanılanın aksine çok daha az değişikliğe uğradığı görüldü. Bu sonuç uyduların çok daha erken bir dönemde oluştuğu sonucunu ortaya koyuyor. Bu tarihi net bir şekilde belirleyebilmek için araştırma ekibi Satürn’ün uydusu Enceladus’un NASA’nın Cassini uzay aracı tarafından çekilen fotoğraflarını inceleme altına aldı. Enceladus’da bulunan devasa buzul gayzerlerinin enerjisi, uyduların birbirleriyle veya Satürn’le olan gelgitler neticesinde meydana gelmekte. Gayzer enerjilerindeki değişimin yine bilgisayar ortamında yapılan modellemelerinde uyduların yaşının 100 milyon yıl olduğu görüldü.
Bu sonuç yeni bir soruyu beraberinde getiriyor. 100 milyon yıl önce ne oldu da bugünkü uydu ve meşhur halkalar meydana geldi? Bu soruya verilen en güçlü cevap Dünya’nın uydusu Ay’ın oluşumunu en iyi açıklayan çarpışma teorisine oldukça benzer. Satürn’ün 100 milyon yıldan öncesinde sahip olduğu ilk dönem uyduları kütleçekim etkileşmeleri sonucu birbirleriyle çarpışmış ve bügünkü uydu popülasyonuyla Satürn’ü görsel yönden eşsiz bir hale getiren halkaları meydana getirmiş olabilir.
Derleyen: Levent Özkarayel
Kaynaklar
- http://www.seti.org/seti-institute/press-release/moons-saturn-may-be-younger-dinosaurs
- http://www.sciencealert.com/saturn-s-moons-and-rings-might-be-younger-than-the-dinosaurs-study-reveals
- http://arxiv.org/abs/1603.07071
[Kapak Görseli: NASA/JPL-Caltech/Space Science Institute]