Bilim yapmak zengin işi mi, yoksul işi mi?

Editör ne diyor?

Şimdi bir soru size: Bilimle uğraşmak, bilimi meslek olarak seçmek zengin işi mi, yoksul işi mi?

Kimler akademisyen oluyor? Yoksul ailelerin çocukları ne derece akademisyenliğe soyunabiliyor? Geçen hafta “adalet ve eşitsizlik çelişkisi nasıl çözümlenmeli” ayrıntılı kapak konumuzun yanında bilimde eşitsizlik konusu da vardı. Bu hafta Türkiye ile ilişkilendirerek geliştirdiğimiz bilimde eşitsizlik meselesini “bilim ve sınıf” ilişkisi içinde ele alıyoruz...

ABD, Çin, İngiltere, Japonya, Rusya, Brezilya, Hindistan ve Kenya gibi ülkelerde bilim kadrolarını çoğunlukla kimlerin işgal ettiğini okuyacaksınız. Tabii Türkiye’de yapılan araştırmaları da inceledik. Bilim insanları arasında yapılan eşitlik araştırmaları, dünya genelinde bilim insanlarının çoğunlukla gelir düzeyi yüksek ailelerden geldiğini ortaya koyuyor. Sanılanın aksine batı dünyasında bilimde eşitlik yok. Türkiye’de daha çok orta gelirli aile çocukları ağır basıyor ama bunun diğer ülkelerden farklı nedenleri var. Neyse hepsini anlatmayalım ama ilgiyle okuyacağınıza eminiz...


İki genç bilimcimizin başarısı

Çalışmalarını ABD’de sürdüren 2 genç bilim kadınımızın 2 önemli buluşuna yer verdik bu hafta.  MIT’ten Rabia Tuğçe Yazıcıgil kablosuz verileri siber saldırılardan koruyan bir verici geliştirdi. Massachusetts Amherst Üniversitesi’nden polimer bilimci Feyza Dündar Arısoy ise hastanelerde yüzeylere yapışan mikropların yayılmasını önlemek için nanoteknoloji ürünü bir kaplama malzemesi üretti. Ayrıntılı bilgiler üçüncü sayfamızda.

Doğan Kuban hoca “Cahil ve cehalet sözcükleri Osmanlı döneminden kalan en büyük mirasımız” diyor ve bu iki sözcüğün tarihsel derinliklerine iniyor. Bozkurt Güvenç hocamız da bu hafta bize bir sürpriz yaptı ve geçen hafta kapağa taşıdığımız “Adalet ve Eşitlik İlişkisi“ yazısı bağlamında “Hak hukuk, adalet ilişkisi” ekseninde bir yazı kaleme aldı toplumların adalet eşitliğini sahiplenmesi gerektiğini de vurguladı... Hocamızın yazısını bir süredir ara verdiği Köşegen’ine taşıdık, yazılarını devam ettirmesini umarak...

Müfik Akyos Politikbilim’de elektrikli araçlarla ilgili yazılarını sürdürüyor. Elektrikli otomobilin otomotiv endüstrisi açısından önemli bir paradigma değişikliğine yol açtığını anlattığı yazısı hayli ilginç. Tanol Türkoğlu ise “Yıkıcı olan ileri teknolojiler mi yoksa onu kullanan ilerlemeci bakış açısı mı? Yıkıcılıktan nasibini birey kadar kültürler de alıyor mu?” diye soruyor “Yıkıcı İlerleme” başlıklı yazısında...

Patentte Çin birinci, peki Türkiye?

Kaan Dericioğlu Ankara Patent Bürosu’nun kurucusu ve onursal başkanı. Türkiye’nin 137 yılı aşkın patent tarihinde geldiği noktayı yazdı. Tabii uluslararası karşılaştırmalar da yaparak. Önde giden birkaç şirketimiz olsa da patent konusunda durumumuz hayli vahim. Bu arada Çin’in patentlerde dünyada birinci sıraya yükseldiğini de anımsatalım. Liste ilginizi çekecektir.

Araştırma gündeminde bu hafta birbirinden ilginç kısa konular var: İnsanın en ünlü atalarından biri olan Lucy’nin çocuklarının bir yandan 2 ayak üzerinde yürürken bir yandan da maymun gibi ağaçlara tırmanmayı sürdürdükleri anlaşılmış... Einstein’ın görelilik kuramlarından biri daha kanıtlandı. Hatırlarsanız geçen hafta da bir başka kanıta yer vermiştik. Bir diğer ilginç yazı da haftada 100 gramın üzerinde alınan alkolün ölüm riskini artırdığı üzerine...

Grafik Bilgi’de bu hafta ele aldığımız konu 2020 yılının meslekleri üzerine. Şunun şurasında 2 yıldan az zaman kaldığı için herkesin ilgi ile okuyacağından eminiz.

Biliyorsunuz geçen hafta “Girişimci Köşesi” başlatmıştık. Bu hafta ithal edilen ve büyük bedeller ödenen şırınga pompa sisteminin yerlisini geliştiren bir gencin başarı öyküsü var: Bilgi Üniversitesi Mekatronik Mühendisliği öğrencisi Hilmi Coşkun’un…

Neden bugün hala Aristo okumalıyız?

Mutluluğa giden yolda Aristo’dan neler öğrenebiliriz? Bu ilginç yazıyı Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Meltem Bilikmen’in çevirisi ile okuyacaksınız.

İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Melis Seray Özden çalışan annelerin çocukları ile geçirdikleri zaman üzerine yazdı.

Amerikan Hastanesi’den diyetisyen Damla Demirtürk’ün sağlıklı ve genç kalmak için verdiği beslenme tüyolarını da okumanızı öneririz. Hazır konu beslenmeden açılmışken bu hafta Bilim ve Beslenme sayfamızda Ananas var. Bağışık sistemine olumlu etkilerinden, sindirimi düzenlemesine, nezle ve sinüs iltihabına karşı etkilerine kadar...

Koku algımız gün içinde neden değişiyor? Havadaki titreşimle iç kulağımızda nasıl sese dönüşüyor? Bu ilginç soruların yanıtlarını da yine sayfalarımızda bulabilirsiniz.

Bu hafta 7.’sini yayınladığımız Aldatmanın Anatomisi yazı dizimizin konusu “Aldatmanın açtığı yara nasıl sarılır?” Bunamayın Direnin’de ise konu bu hafta “demansın belirtileri” üzerine…

Bizlerden dergiyi hazırlaması sizlerden okuması, okumakla yetinmeyip başkaları ile paylaşması... Biliyorsunuz ne kadar çok kişiye ulaşabilirsek bilimin, bilginin gücünü kendine rehber alan aydınlık bir Türkiye’yi o kadar çabuk inşa edebiliriz. Anlayacağınız hepimizin işi hayli zor...

Gelecek haftaya kadar sevgiyle kalın!